Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
*****ANNE***** “Halen sıcak mı dizin?Türkü tadar mı gülüşlerin yine?Kimlerle konuşursun,duyar mı seni ağabeylerim?Siyatiğin ve sağ böğründeki sancı yine acıtır mı seni? Sahi babam nasıl anne?” Çok zaman oldu anne,çok zaman… Son martı kesip çığlığını kulağımdaki… Son türkü sustuğundan beri… Çok zaman… Geçti… O bile geçti… vefasızım Bir sen geçmedin benden Televizyonlarda siyah-beyaz filmler oynadığı zamandı anne,senin izlerken ağladığın, sevdadan daha çok gurbete dair…Neden alıştırırdın kendini bu kadar gurbete? Bilir miydin bir gün uçup gider güvercinlerim,şahinlerim birer birer… Önce ben terk ettim seni Evlat tadar mıydı mektuplarım benimde? Unuttuğumda, Yazamadığımda /yalan anne…bağışla… zamanım vardı oysa ve ben yazmazdım sığınıp senin anne sabrının gölgesine/ “Oğul tadında mektuplar yazamadıysam sana” böyle bir söz geçer Şafak Türküsünde… Oğul tadında yetişemedim bağışla… Bir avcı vurdu şahinini, avlanmak isterken av oldu anne ve tutsak ve köle ve aklı başından alındı…deli divane… Bilirim kızmadın bana asla,Özledin,hasretimi çektin,yandın…Göz yaşlarınla dindirdin yangınlarını yinede bir söz demedin… Ağlar mıydın? Açıp eski mektuplarımı yeniden koklar mıydın? Kaç postacı geçip gitti önünden penceremizin? Kaç postacı gelişinde umut bağladın anne? Kaç postacı çalmadan geçtiğin de kapını Kaç umuduna kerpeten atıldı ? Telefonlardaki ses ben olmadığımda… Bayat bir ekmek olup dikildim mi boğazına? Bir su gibi içti mi resmimi gözlerin? Kaç kez bana HAYIRSIZ!!! demedin / diyemedin anne? Önce ben gittim senden,yangınlara attım yüreğini… acımazsın sanmıştım, üzüntün geçer diye kandırmıştım kendimi Önce ben… Gözyaşlarında Kağıttan bir gemide, Doldurup yelkenini acılarınla… Önce beni… Bağışla… Ben seni anlamıştım, o anne olduğunda; vefasızım… ve kokladığında yavrumuzu… saçının tek teline dünyalar yakılası olanımızı / sen benim saçımın teli için kaç dünya yakardın ?Kaç ahiret anne? / İşte o zaman beni senden kopardığı yerim acıdı, Sızladı Kanadı anne…Kokladığında yavrumuzu… Hıdrellez çiçekleri toplamıştık kızımla ve sana geldik günler aşırı yollardan habersiz,sürpriz olsun diyeydi…Bir Pazar sabahı kapını çalacaktım ve bırakıp kapına ufaklığı, ağaçların arkasına saklanacaktım.Tanır mıydın acaba? Sana benzetiyorlar, ben senin çocukluğunu görmedim ki … Sen kendini hiç gördün mü anne? Sana geldik sana benzeyenimle,Pazar sabahını sevince boğmak için…O güzel bahçen tarumar,ot bürümüştü her yanı ve o sarmaşık alıp yürümüştü duvar boyunca kapın kilitli,pencerende içeriyi saklayan solgun tüller ve gitmişti sardunyaların… Geciktim,kusura bakma…ama bilki en güzel çiçeği getirdim sana… hep merak ederdin anne,hep sorardın rengini,yapraklarını “kime benziyor” derdin… ÇİÇEKLER KİME BENZER ANNE? Sen yoktun … bir daha hiç olmayacaktın… Oysa ben dinginleşmiştim, Durulmuştum Vurgun ve bela gelip duruşlar saklamıştım sana Vurgun ve bela gelip duruşlar…KUTLU OL DİYE ANNE… Geldim…Sen susuyorsun,ben üşüyorum…Göremedim,ellerini öpemedim… Gidiyorum anne…bir avuç verir misin toprağından?KOKUNU ÖZLEDİM ANNE… Asi & Mavi 36
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |