..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Yunus Emre Coşan




30 Kasım 2007
Suya Sabuna Dokunmamak  
Yunus Emre Coşan
Dağses gazetesi yazıları


:BCED:
Suya sabuna dokunmamak

13 Kasım 2007 tarihli “Peynir yiyen polis” başlıklı yazımızda Keles’te vatandaş şikâyetini ve gözlemlerimizi bu sütunlardan aktarmıştık. Olayın hukuki süreci sürerken kimseyi suçlu ya da masum ilan etmek bizim görevimiz değil elbette. Olayın soruşturmasını yapacak olayın doğruluk payını ve olabilirliğini çözebilecek, en azından bundan sonra yaşanmasını engelleyecek âlicenaplıkta büyüklerimiz var. Suya sabuna dokunmayan, yara kabuğu kaldırmayan sütü kaymak tutan tatlı tatlı yazılar yazabilirdik. Ancak gördüklerimizi en azından ters giden bir şeyleri söylemezsek, şikâyetleri yazmazsak bize verilen görevi ne denli yapmış oluruz vicdanımıza yaslanıp sormak gerekir. Basın Kanunu’nun 3. maddesinde “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.” İbaresi yer alıyor. Bu durumda bir yazar haberin kaynağı olan olayı yorumlayıp yaymaya teşvik edilmiştir. Köşe yazarları da yazılarındaki çıkış noktalarından hareketle çeşitli çıkarımlarda bulunurlar. Yargılama kısmı onların yapacağı iş değildir. Yazının tamamının değerlendirilmesiyle de çeşitli sonuçlara varılabilir. Bunlar toplum düzeninin daha iyiye ve güzele gitmesine yönelik çıkarımlardır. Yazdığımız yazı sonucunda hukuki süreç başlatıldı ve olayın soruşturması sürüyor. Her soruşturmanın sonucunda bir şeyler çıkmasını beklemek, ufuk çizgisini elimizle tutacağımızı sanmaktan farksız bir durumdur. Kimisi konuşmak istemeyecek, kimisi “Aa! Ne iyi yazmış” diyecek, kimisi de “ İşi mi yokmuş, ona ne oluyormuş” diyecek. Olumlu eleştiriler, olumsuz eleştiriler ve yüzünü saklayan eleştiriler gelecek. Ülke menfaatlerini, kurumların sağlıklı işleyişini ve vatandaşın sıkıntılarını göz önünde bulundurarak yazmaya ya da görevimiz her ne ise onu yapmaya devam edeceğiz. Arada bahsettiğimiz üzere suya sabuna dokunmayan yazılar da yazarız, gerektiğinde suya da sabuna da dokunuruz. Temizlenmek için su ve sabun şart! Müslüman parfümden önce temizlik kokmalı. Pis kokuların üzerini yapay kokularla kapatırsak bir gün mutlaka bir yerlerden sızar.

Öğretmenler Günü

Geçtiğimiz cumartesi günü Öğretmenler Günü’ydü. Ülkemizde öğretmen okulu ilk kez 16 Mart 1848'de açıldı. O günden bugüne sayısız öğretmen yetişti. Elbette kimisi eksik kimisi fazla geldi. Ama ne olursa olsun öğretmenin toplum içinde ayırt edici bir ağırlığı olmalıydı. Nitekim Keles’in bir önceki kaymakamı Sayın Onur Kökçü’nün bize dert yandığı konulardan biri de köy öğretmenlerinin saygınlığını yitirmesi; köydeki en bilgili ve eğitici kimliğinin kılık kıyafetine bile yansımaması yönündeydi. İstisnalar var elbette. Bu Onur Bey’in tespitiydi. Öğretmen sadece sınıfta değil her yerde öğretmendir. Çocuklar ailelerinden çok öğretmenleriyle birlikte oluyorlar. Onlara iyi model olmalılar. Okul çağı gelişimi gördüğü özellikleri kavramaya yönelik. Öğretmenlerimizin sayısız görevleri var ve bu görevleri onlar daha iyi biliyorlar. Öğretmenlerimizin her gününün Öğretmenler Günü heyecanında geçmesi dileğiyle...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Peynir Yiyen Polis

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Geleceğe Mektup Yazmak
İnsanı Yücelt ki Devlet Yücelsin
Kocayayla Sahipsiz mi?
İşgüzar Öğretmen

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dedeme [Şiir]
Beşinci Yalnızlık [Şiir]
Şişe Kıran Kız [Şiir]
Jandarma Ne İşe Yarar? [Deneme]
Çabalayan Adam Niyazi Çapa [Deneme]
ve Kozalak... [Deneme]
Arabası Dört Teker [Deneme]
Termik Santrale Nereden Bakmalı? [Deneme]
Bursa'yı Sevmek Bursa'yı Bilmek Midir? [Deneme]
Sadağ Kanyonu [Deneme]


Yunus Emre Coşan kimdir?

Hayatın öğrenciliği, öğremciliğin bir hayat olması asıl hayata karşı bir bakış. . hayatın biteceği yerden hayata başlamak. . Keles'ten Bursa'ya Bursa'dan İzmir'e kıvrılarak ettiğim yolculukların tadı yok 3-5 şeritli yollarda. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Can Yücel, Cemal Süreya, Sunay Akın


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yunus Emre Coşan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.