..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Şairler > Adem KALINSAZ




6 Mayıs 2008
Mayıs Güzellemesi ve Üstad Necip Fazıl  
Adem KALINSAZ
Mayıs ayı bizim içimizdeki coşkuyu katmerleştiren ayların en önemlilerindendir. Bizce gerekçesi şudur ki;


:BECC:
Mayıs ayı bizim içimizdeki coşkuyu katmerleştiren ayların en önemlilerindendir. Bizce gerekçesi şudur ki;
Bahçelerimizdeki ve yol kenarlarındaki iğdelerden sabah ve akşam saatlerinde gelen güzel kokuya, kuşların şen sesinin eşlik etmesi bizi mest etmektedir.
Havanın en temiz olduğu mevsimin zaman dilimine tekabül ettiğini düşünmekteyiz. Sabah erken kalkıp temiz havada koyun, kuzu, horoz, köpek, kuş sesleri eşliğinde sabah yürüyüşü, koşusu ya da sporu yapmak hayata haz ve lezzet katmaktadır. Tabi böyle bir atmosfer için küçük yerleşim biriminde yaşamak ya da mevcut koşulları o yönde kolay kılmak gerekmektedir.
Ayrıca, Türk tarihinin en önemli sayfalarından biri olan ve medârı iftihârımız İstanbul’un fethinin bu ayda gerçekleşmiş olması da mayıs ayına gönül kapılarımızı alabildiğince geniş açmak için bir gerekçedir.
Hâkeza, 20 yy. edebi ve içtimai hayatımızın büyük şair ve mütefekkiri üstad Necip Fazıl’ın bu ayda doğmuş ve yine bu ayda hakkın rahmetine şeb-i arus eylemiş olması da mayıs severliğimizin nedenlerindendir.
Bir de ülkemiz koşulları düşünüldüğünde hava durumunun ifrat ve tefritten uzak yaşanılabilir bir hâl seyir etmesi mayıs güzellememizin sebeplerindendir.
Bu ve benzeri gerekçeleri çoğaltmak mümkündür. Ancak hislerimize tercüman olması bakımından yukarıdaki gerekçeler mayıs severliğimizin ve mayıs güzellememizin gerçek nedenlerini oluşturmaktadırlar.

***
NECİP FAZIL,
Necip bir milletin necip, kadirşinas bir evladıdır, Necip Fazıl.
Bereketli hayatı, inancı ve davası uğruna mücadele ile geçmiştir. Bu bağlamda çıkardığı neşriyatla, verdiği konferanslarla, yazdığı eserlerle destansı bir hayatın bileşkesi olmuştur.
“Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum;
Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...” diyerek yaşamının ilk otuz yılını boşa geçmiş ve heba edilmiş yıllar olarak görse de, kalan yıllardaki aksiyonu evvelki otuz yılının kaygısızlığını bertaraf etmiştir.
“Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!..” diyen üstadın hayatı bu dava (Türk milletinin müslümanca titreyerek kendine gelmesi) için gecesini gündüzüne katmış, düzenli bir hayatını feda etmiş, eşini ve ailesini çoğu zaman yalnız bırakmak durumunda kalmış; ama asla doğru bildiği yoldan taviz vermeden çalışmış, çabalamış, gayret etmiş, eserler ve fikirler üretmiş, sürgün yemiş, hapis yatmış, beş parasız kalmış üzerine çok titrediği gençliğin elinden ve kalbinden tutmayı başarmıştır.
“Kim var? deyince, sağına soluna bakmadan “ben varım” diyen bir gençliği karşısında gördüğünde” yaşadığı sıkıntıları yansıtan yüzündeki ve alnındaki kırışıklıklar tebessümle nurlanmış, hamd ve sena ile gayretinin teşekkürünü Rabb’ine sunmuştur.
Üstad, tek kişilik bir orkestradır. Onun yönetiminde ve sadakatli sanatından bugün milyonlar etkilenmiştir ve etkilenmeye de devam etmektedir.
Üstad, bu topluma bir ruh üflemiştir. Onun üflediği nefesten serinlenen insanımız, kendisine ve toplumuna katkı sağlamanın azmini hep yüreğinde taşımıştır.
Bugün, ülkemizdeki münevverlerin geçmişine baktığımızda, mutlaka üstad Necip Fazıl’dan erdemli bir nişane görmek mümkündür.
Üstadın yaşamındaki azim, gayret ve hikmetli hizmet üretimi, bugün kendisine hayır dua olarak dönmektedir. Bu ise “sağına soluna bakmadan ben varım” azmiyle yetiştirdiği gençliğin kendisine sunduğu armağanların en güzelidir.
Üstad Necip Fazıl, ulu şair Mehmet Akif’in tabiriyle; emperyalizmin semer bıraktırmak istediği bir nesle, eser bırakan ve eser bıraktıran edîbidir.
Üstadın aksiyonerliği, onun birçok sahada gayretine vesiledir. Bu gayretlerin hepsinde de başarı sırrına ermiştir. Ancak onun hayatını asıl ziyadesiyle zirveleştiren edebî ve şairlik yönüdür.
Ülkemizde şiir ve şair denince ilk akla gelen isimlerdendir. Bu bağlamda söz Prof. Nazif Gürdoğan Hocada:
“Şairler sözün ustası, şiir sözün özüdür. Şairler toplumları şiirle düşündürürler. Toplumları dönüştüren şairler, hayatın şiirini yakalayan şairlerdir. Büyük şairleri olmayan toplumlar, hayatın hiçbir alanında kalıcı izler bırakamazlar. Toplumları güçlü kılanlar, ordulardan önce şairlerdir. Türkiye'yi savaş yıllarından barış yıllarına büyük şairleri taşımıştır. Yahya Kemal'siz, Mehmet Akif'siz ve Necip Fazıl'sız Anadolu insanının sözü ve yazısı çok güçsüz olurdu.” (Prof. Nazif Gürdoğan, 9 Nisan 2008, Yeni Şafak)
Selam ve muhabbetle.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve şairler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yoksulluğa Akif'ce Bir Yaklaşım
Baki Kalan Hoş Bir Seda; Hz. Mevlâna
Toprak Gönüllü Cengiz Aytmatov
Üstad

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yazının Önemi / İlmi Yazı İle Bağlamak
Çevresel Sorunlar ve Çözüm Yolları
Gezi Notları: Akçay, Altınoluk, Assos, Ayvalık, Edremit İzlenimleri
Atatürk'ün Çocuklara ve Gençlere Mesajı
Gezi Notları: Bursa İzlenimleri - III
"Çin İşi" Olimpiyat
Belgesel Filmler; "Mustafa" ve "120"
Türkçe Olimpiyatları ve Kazanımlarımız
Gezi Notları: Bursa İzlenimleri - II
Ağlamak ve Gülmek

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Atatürk'ün Kardeşleri [Eleştiri]
Kör Şeytanın Kör Gözüne... [Eleştiri]
Gez Dünyayı, Gör Konya'yı [Eleştiri]
İçki Sahte, Ölüm Gerçek [Eleştiri]
Ne Kadar İtibar Etmeliyiz? [Eleştiri]
"Fikrim Yok" [Eleştiri]


Adem KALINSAZ kimdir?

Hayatı algılamaya çalışmak için düşünmek, çalışmak, üretmek ve yaşamak gerektiğine inanırım.

Etkilendiği Yazarlar:
Edebiyatın "Edep" kısmıyla dost olan bütün yazarlar.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.