Umutlarım her zaman gerçekleşmiyor, ama yine de her zaman umuyorum. -Ovid |
|
||||||||||
|
( Bir hanım beni çaya davet etti. Daha doğrusu kahveye. Gitmek gibi bir hatada bulundum ben de. Hal hatırdan sonra , ikram faslı başladı. ) - Buyrun Kâmuran Abla. Bu börekleri sizin için yaptım. Çay içmiyorsunuz diye su getirdim. - Teşekkür ederim. - Afiyet olsun. Soğumadan yiyin. ( Az sonra.) - Hııımmm ! Çok güzel olmuş, eline sağlık. - Bizim küçük yeğen bir amel ( ishal ) Kâmuran Abla, bir amel olmuş... Karnım ağrıyo diye kıvralandı. Sonra, midem bulanıyo dedi...Sen , bi kus ondan sonra, bi kus. Amerikan salatası gibi çıkardı, her yer battı Kâmuran Abla...( Bir daha Amerikan salatasını değil yemek, görmek bile istemiyorum .) - Üşüttü mü ne yaptı...( Şimdi ben de kusacağım.) - Galiba...Yemyeşil safra çıkardı. Baktım kusmuğuna, öğleyin yediği leblebiler olduğu gibi çıkmış. Leblebili Amerika salatası gibi. - Vah vah ! ( Bir daha leblebi yersem, iki olsun. ) - Yaaa !...İyileşti ama, şimdi oynuyor dışarıda. Daha duruyor kusmuklu kıyafetleri, biraz sonra yıkayacağım. Bi de kokuyor ki kıyafetleri ekşi ekşi. Ööğğğ ! Şimdi de ben kusaca`m. - Yukarıda bir tıkırtı var, üst katta mı oynuyor yoksa ? - Ah sorma Kâmuran Abla ! Üst kat fare dolu...Lütfen yiyin Kâmuran Abla...Bi görseniz, her biri kedi gibi farelerin. Geçen dolabı bi açtım , dolabın içi fare pisliği dolu...Kâmuran Abla ! Neden yemiyorsunuz ? Beğenmediniz mi? - Ne bileyim, birden iştahım kaçtı. Hasta olacağım galiba. - Dün gece ben de çok hasta oldum. - Hayırdır ? - Sorma Kâmuran Abla. Barsak tembelliği var bende. Bi türlü büyük abdesimi yapamıyorum, ; taş gibi, taş. Çıkarabilene aşk olsun. Çocuk doğuruyorum sanki. Çıkaramayınca da böööyle davul gibi şişiyo karnım. Ondan sonra da karnım ağrıyor. Ağrıdan kıvralan bakalım, kıvralan. - Yürüyüş yap , çok iyi gelir. - Şehir dışına çıkınca korkuyorum, her taraf köpek dolu. Ah , köpek deyince aklıma geldi ; bizim köpek de hasta. Gözleri çapaklanmış , böyle macun gibi akıyor...Öyle kötü kokuyor ki !...Bir börek daha yer misiniz Kâmuran Abla ? - Hayır, teşekkür ederim. - Üstelik pire sarmış zavallı hayvanı. Yürürken neredeyse pireler dökülecek...Böreğin yanına meyve suyu verseydim keşke. İçmiyorum dediniz diye ısrar etmedim. - İstemem, sağol . - Siz gidince köpeği yıkayacağım. - Yıka yıka. - Sonra tuvalete işçi gelecek Kâmuran Abla. - Hayırdır ? - Sormayın. Sabah bir kokuyla uyandım. Bir baktım, tuvalet taşmış. Koridor bok içinde....Lütfen buyrun, yiyin Kâmuran Abla...Nasıl kokuyo, nasıl kokuyo. - Öööööööööğğğğğ ! Gerisini yazamayacağım. Üzgünüm !
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |