..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Çevrebilim > Emine Pişiren




5 Şubat 2010
Kel Başa Şimşir Tarak!..  
Yanlış bilgi, yanlış öğreti yanlış eylem getirmekte...Bu nedenle, doğrular paylaşılmalı her zaman...

Emine Pişiren


Üstelik bu canlı o kadar küçükmüş ki milimetrik bir boyu varmış. Milyonlarcası bir araya gelip geceleri bir kayık veya herhangi bir balık sürüsü onlara çarptığı zaman fosforlu ışıkları salgı yoluyla denize yansırmış.


:CBGF:



Yıllar önce Maji adlı bir kitap okumuştum. Kitapta iki sevgili Okyanus’un bir adasında yaşarlar. Erkek zaman zaman geceleri balığa çıkar ada halkı uykudayken. Avlanma süresindeki sabır tüketirken karanlığın fosforlu aydınlıkta öpüşlerine tanık olur. Genç daha dikkatli bakınca suyun altında binlerce denizanasına benzer yumuşakçaların adeta bir tören gibi fosforlu danslarına tanık olmuştur.
Dün e postama bir dosttan ileti aldığımda anımsadım, doğanın sükût halindeyken denize vuran, şaire esin olan yakamozu bir de ben araştırdım.

Meğerse yakamoz gökyüzündeki bildiğimiz dolunayın deniz suyunu yalayan şavkı değilmiş.
Meğerse yakamoz bir deniz canlısıymış. Latince adı Noctiluca Milliaris olan bu deniz canlıları, gecelerimize aşina ateş böceklerinin bir benzeriymiş. Fizyolojisinde Limunisans adlı bir maddesini, şayet bir temas hali olursa salgılar ve ışık saçarmış.

Üstelik bu canlı o kadar küçükmüş ki milimetrik bir boyu varmış. Milyonlarcası bir araya gelip geceleri bir kayık veya herhangi bir balık sürüsü onlara çarptığı zaman fosforlu ışıkları salgı yoluyla denize yansırmış.

Hatta balıkçılara radar etkisi yapan bu fosforlu sürü teknelerindeki bir yüksek direğe oturup, ay olmayan gecelerde, avlayacakları balıkların yakamoz yaparak geçtikleri izleri görüp rahatlıkla avlanmaları sağlanırmış.
Balık avcılığında usta balıkçılar; özellikle lüfer avlarken neden fener kullanır? Balık ışığa gelsin diye mi?

Hayır, tabi ki… Misinaların değdiği yakamozların çıkarttığı ışığını öldürmek ve lüfer sürüleri korkmasın, diyedir. Ve bunun içinde özellikle “ay ışığının” olmaması gerekirmiş…
Bazen bizler yanlış öğretilerle masalımsı, şiirimsi hayalleri üleşip, boş yere zaman tüketiyoruz. Bize doğru, diye gösterdikleri bir bakıyoruz “yanlışmış”. Bu yüzden sözcükleri doğru yerde doğru zamanda kullanmalıyız.
Çoğu kez şiirlerimizde bir muhteşem doğa yaratmak için “yakamoz” sözcüğünü kullanırız. İçinde hep dolunay vardır, değil mi?

Bunu çoğu yerde bende yanlış kullandım. Mesela bir “mezarlık” şiirimde;

“Yakamozlara vurmuş çıplak karanlıklar./Sanki burada doğmamış hiç sabahlar.”

Töbe töbeee!.. Ne işi varmış şimdi beyaz mezar taşlarında yakamozun işi?

Ne alaka!

Kel başa şimşir tarak!

Sevgi ve ışıkla


Emine Pişiren/Bursa
05.Şubat.2010



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kansere Kesin Çözüm Bulan Faruk Durukan İle Söyleşi...
Bir Kadın Neden Ağlar?
"Eşek" Dersin Kızarlar, "Aslan" Dersin Kızmazlar...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.