..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Anlamak beğenmenin başlangıcıdır. -Spinoza
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > E. Asım Öztürk




30 Nisan 2010
Beklemek…  
Bekleyenler mi, beklenenler mi yanlış yerde?

E. Asım Öztürk


“Bekledim de gelmedin” şarkılarının yankılandığı topraklarda ne beklenenler benzer, ne de sihirbazlar gelir. Gelenler de sihirsiz değnekli gelir.


:AGEJ:
Üç yanı denizler, sekiz yanı insanlarla çevrili. Kalabalık, dengesini bulmaya çalışıyor var olduğu günden bugüne… Deniz özelliklerinden yararlanma oranı yetersiz ve her geçen gün azalırken, benzerlerini aratmıyor…

İnsanları dengesizliklerden kurtulup, insanca yaşayamıyor bir türlü, genel ve bütün olarak… Zaman zaman bulduğunu düşündüğü dengesini korumaya çalışmaktan yorgun…

Doğu-batı doğrultusunda köprü benzeri iki anakaraya uzanmışken, mevsimlerin tamamı geziniyor köşe-bucak; bir türlü mevsimlerin özelliklerinden yararlanmayan, yararlanamayan şaşkın kalabalıklara aldırmadan… İki anakaranın özellikleriyle iç içe, ama kararsız çağlar boyu. Ne doğuda, ne batıda… Kuzey ve güneyle gerektikçe ilgili…

Yaşam biçimleri dünle bugün arasında gidip geliyor. Biri diğerine üstünlük kurmaya çalışırken, sürgit bir çekişme, didişme dalgalanıyor, zaman sekiz bir yanından eni-konu akıp giderken… Günü yaşarken düşünce ve akılların azı, çok azı yarınlarda… Önemli bölümü dün ve öncesinde, çağların ardında, gerilerde…

Kolay rastlanılamayacak özellikleriyle benzerlerinden farklı, kendine özgü. Değeri bilinemeyen özellikleri karışıp başkalaşırken, değersizliklere indirgenmiş… Tanınmaz olmuş, baktıkça beğenmeyenleri çok…

Oradan oraya savrulan yaşamları, sonu gelmez yaşam kavgasındayken, ayrılmaz bir parçası olduğu dünyayla ne uyumlu, ne de uyumsuz… Arada bir bazen uyumlu, bazen uyumsuz… Uyumsuzluklarla bunalırken ne bugünü yaşayabiliyor gereğince, ne dünden uzak, ne de yarınlarını planlayabiliyor.

Kendine benzemeyenleri sevmiyor. Ölümüne nefret düzeyinde, hemen hepsine karşı...

Yaşam biçimlerinde alıntılar öndeyken, “biz bize benzeriz” sözü, onun da önünde… “Neden diğerleri de bize benzemiyor?” sözü, sonu gelmez beklentilere dönüşürken, bekleyenler dönüşüyor olması gerekenlerin uzaklarında bir gün oraya, diğer gün buraya-şuraya ve o günün genel geçerlerinin yönüne…

İnsanlarının önemli bölümü bir oraya bir buraya dönüşürken özgürlük anlaşılamamış ve başıbozuklukla karıştırılmış…

Gerekli yapılanlar ödülsüz, gereksizler yaptırımsız kaldıkça; kudurmuştan beter azmışlıklar sarmış, sekiz bir yanını. Azgınlık örnekleriyle sarsılmaya başlamış hemen her gün, neredeyse her an… Azmışlıklardan yaşam koşulları sorumlu tutulurken insan, sorumlu insanlar unutulmuş. Unutulmuşlara eklenmiş, bakanlarını olduğu gibi gösteren aynalar.

Bireysel özgürlüğün ardına takılmış özgür bireylerin(!) hiç mi hiç sorumluluğu yok, yaşanmaması gereken tüm yaşanılanlarda…

Ne de olsa her yaşanan sistem sorunu, salt sistem sorunu… Yaşanılan günlerin ekonomiden başlayarak tüm dengesizliklerinin nedeni de sistemin, sorunlu sistemin sonuçları… Kendiliğinden, istenmediği halde gelip “bundan sonra her şey benim istediğim gibi olacak” demeyen, seçilerek yaşamları kuşatırken egemen olan sistem sorunu, söz konusu olan. İnsanların yaşamlarını yönlendiren sistem, insanların seçimlerinin uygulamalarıyla, gerçekleştirdiklerinin bütünü… İnsan da o bütünün bir parçası, dahası, olmasının temelindeki ana nedenken, insanlar masum, mazlum vs…

Dünyanın merkezi olduğu, farklı konularda tüm dünyayı etkilediği de düşünülür, iki anakaraya uzanmış topraklarda. O toprakların yaşamların sürdürülmesini sağlayan üretimlerin merkezi olmadığı, olamadığı; az da olsa olduklarından hızla uzaklaştığı unutulmuş görünür, akıllara bile getirilmek istenmezken…

Yine de beklenir. Bize benzesinler diye beklenir… Sihirli değnekli sihirbazlar beklenir, beklenenleri ardından sürükleyerek… “Bekledim de gelmedin” şarkılarının yankılandığı topraklarda ne beklenenler benzer, ne de sihirbazlar gelir. Gelenler de sihirsiz değnekli gelir. Ardından sürüklediklerinin bazıları gelir, bazıları gelmez, gelemez. Gelenlerin çoğu da beklenenler olmaz…
Saatler günlere, günler aylara, aylar yıllara eklenir. Ömürler tüketen yıllar geçip giderken çağlara eklenir. Eklenenler-beklenenler derken, zaman akıp gider.

Beklemek, beklemeyi sürdürür. Ne zaman nerede, nasıl sona ereceğini düşünmeden, bilmeden, aklına bile getirmek istemeden…

Nisan 2010, İstanbul
Ertuğrul Asım Öztürk



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tüketirken Tükenmek…
İnsan Seçmek…
Bir İnsanlık Masalı…
Tek Damla Okyanus…
Sözün Bitmediği Yer…
Küçülen Yalnız Dünya Değil…
Vah İnsan Vah…
Ben - İzm…
Beyaz Ötesi Beyazlar…
Rüyalar Gerçek Olsa…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gezgin Nean [Öykü]
Yaratıcıların İzinde (2) [Öykü]
Güneşin Çocukları [Deneme]
Aynı Kalmak… [Deneme]
Toplum Ya da Toplam… [Deneme]
Farkında Olmak… [Deneme]


E. Asım Öztürk kimdir?

Dünya benim için dönmüyor. Güneş benim için doğmuyor. Dünya, dönmesi gerektiği için dönüyor. Güneş, doğması gerektiği için doğuyor.

Etkilendiği Yazarlar:
Edebiyattan müziğe, resimden karikatüre, sayıları çok fazla.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © E. Asım Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.