Dünyaya geldiğinden, dünyada bulunduğundan, dünyadan gideceğinden hoşnut olan bir kimse görmedim. -Namık Kemal |
|
||||||||||
|
Gelin kısaca ötekileştirildiğimiz yönlerimize bir göz atalım; Bir zamanlar bu ülke’de korkunç bir boyutta Alevi-Sünni ayrımcılığı yapılmıştır. Bir tarafta Alevi, diğer tarafta Sünni’ler sadece bu ötekileştirme mantığı yüzünden birbirlerini vurmuşlardır. Her iki tarafta büyük acılar çekmiş ve sonucunda ülke olarak tekrar toparlanabilmemiz ve yaralarımızı sarabilmemız kolay olmamıştır. Halen’de tam anlamıyla bunun yaraları sarılmış değildir, etkilerini bügün bile bazı yerlerde görebiliyoruz. Aynı şekil’de yine sağcı-solcu ayrımcılığına gidilmiştir. Sağcısıyla, solcusuyla hala büyüklerimiz anlatırlar bize o dönemlerde sağ ve sol olayları yüzünden insanların nasıl birbirlerini vurduklarını, sokaklarda rahat rahat gezemediklerini, okula gidemediklerini ve her an kurşunun nereden geleceği korkusuyla yaşadıklarını her fırsatta dile getirirler. Kardeşin, kardeşe kıydığı bir bir Türkiye döneminin manzarasıdır o günler. Bütün bunları en az sizde benim kadar duymuşsunuzdur… Ama bir şeyi daha duymuş olmanız gerekir, o dönemin sağcısı da, solcusu da bütün bu yaşananların çok büyük bir yanlış olduğunu ve o zaman insanların bu ötekileştirme yüzünden büyük acılar çektiğini dile getirirler. Bütün bu yanlışlar, yanlış uygulamalar dönemin siyasi iktidarlarının yanlış politikaları ve siyasi rant uğruna yaptıkları ötekileştirmelerin bir sonucudur. Acısını çeken bizleriz, Türkiye halkı…! Şimdi’de ortaya Kürt, Türk ayrımcılığının atılmak istendiğini görüyoruz. Bazılarımız ısrarla her Kürt’ün PKK olmadığını anlayamıyor veya işin kolayına kaçıp ötekileştirme yolunu seçip anlamak istemiyor. Sevgili dostlar yıllardır Türkiye’de oynanan oyunlar hep aynı ve dikkatle bakarsanız sadece isimler değişiyor. Birbirimizi hep ötekileştiriyoruz, ister Türk, Kürt, Alevi, Sünni, sağcı, solcu olun her zaman birbirimizi ötekileştirecek birşeyler bulmayı başarıyoruz. Bütün bunların sonunda da hep büyük acılar çeken yine bizler oluyoruz. Tıpkı bizi bölüp acı çekmemizi isteyen başka güçlerin istediği gibi. Yetmez mi bu kadar bölündüğümüz dostlar yetmez mi? Anıl YÜCEL anilyucel@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Anıl YÜCEL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |