- HAYAT KADAR -
Hayatta neler varsa hepsinden...
|
|
Ziraat Çay Bahçesi / Rize
(Münevver Saral) |
Doğa ve Dünya |
| |
Hedefe tırmanmak... Zirveyi adım be adım hesaplayarak tırmanmak. Nefes nefese bir tırmanıştan sonra soluklanırken, geriye dönüp bakmak. Ve zirvede ; başlangıç noktası gittikçe küçülürken o nispette büyümek. Varılan noktada hissedilen gurur, ayaklar altındaki seyre eş şimdi. İşte, o en tepedeyken alınan keyif bütün yorgunluğa değiyor artık.
|
|
Sonbaharda Gölcük
(Münevver Saral) |
Pastorel |
| |
Bir göl ! Bir göl ki, masmavi... Sanki insan eliyle yapılmış misali; yemyeşil çam ormanının tam da ortasına bırakılmış bir avuç mavi su gibi... Ellerimin arasına alıyorum gölü; sığmıyor, taşıyor avuçlarımdan... Devlerin gözyaşları mavi mi olur ? Bilmiyorum ama; ayağıyla açtığı çukura, avuçlarında biriktirdiği gözyaşlarını usulca bırakan koca bir dev geliyor gözlerimin önüne. Sonra... Sonra o koca dev, şaşkın bakışlarıma aldırış etmeden; aniden çıkıp geldiği, o koca zamanların içinde kaybolup gidiyor yine.
|
|
Cemil Meriç"in Akıl Defteri
(M.NİHAT MALKOÇ) |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
Türk milletinin âb-ı hayat hükmünde değerleri ve değerlileri vardır. Bunlardan birisi de Cemil Meriç’tir. Meriç, ömrünü düşüncenin girdabında geçirmiş, Osmanlı’nın inkırazını içinde yaşamış ve hissetmiş bir akıl hocasıdır. O, fikir namusunu yüreğinin derinliklerinde hissetmiş, eğilip bükülmeden ve yalpalamadan dimdik ve haysiyetli bir duruş sergilemiştir.
|
|
Kelebek Etkısı
(Hülya Akyıldız) |
21. Yüzyıl |
| |
Sıradanlıklar içinde yaşanılan bir hayatta sanki kurulmuş programlanmış bir robot gibi yaşarken, hayat etrafımızdan geçip gidiyorken ve biz bunu ıskalarken, neden bir saniye bir dakika durup kendimize bakmıyoruz, etrafımıza bakmıyoruz.
|
|
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim
(Kâmuran Esen) |
Erotik |
| |
Sen bana / yalnızca /
Ve sadece /
Kahpe sensizliği sor /
Rezil beklemeyi / özlemeyi sor. /
Tanrı şahidimdir /
Kurda / kuşa /
Dağa / taşa bile anlatabilirim. /
Demem o ki / uzaktaki yakınım: /
Vuslatlara yabancıyım, /
Ama, /
Seni öz |
|
1. Bölüm
(GÜLŞEN NURDOĞDU) |
Aşk Romanı |
| |
Tolga karlar altındaki köşkün yanan ışıklarına bakarken üşümekten buz kesmiş ellerini nefesiyle ısıtmaya çalıştı. Amcası ile yaptığı görüşmenin ardından öğrendiklerini henüz Sinan’la bile paylaşmamıştı Arkasından yaklaşan ayak seslerini duyduğunda başını çevirdi. Nazlı, üzerinde kalın parkası ve beyaz yün atkısına sarılmış bir halde karşısındaydı. O çok sevdiği kumral saçlar omuzlarına dökülüyordu. |
|
Sabri Bey'in Hikayesi
(Aydın akdeniz) |
Varoluşçuluk |
| |
Akşamları işten döndüğünde eşini oturma odasındaki halının ortasın da dizleri üzerinde otururken bulurdu. Yanından eksik etmediği piknik tüpü, halının bir ucunda durur, yerinden bir milim dahi kımıldamadan günlerce kalırdı orada. Hiç sönmeden kısık ateşte yanan tüp, gün içinde defalarca üzerinde çayın demlendiği odanın demir başlarından biri olmuştu. Piknik tüpün çevresinde ise yine ev halkının görmeye iyice alıştıkları, dağınıklığı tamamlayıcı birer unsur olarak; yarısı boşalmış bir tuz kavanozu, içinde bir kaç sürümlük kalmış margarinin bulunduğu, kırmızı baharatlarla öbek, öbek kirlenmiş bir kâse, ağzı açık, içinde bir kaç kilogramlık toz şekerinin bulunduğu bir çuval, odanın sağına soluna savrulmuş günlük gazeteler ve onlara ait bulmaca sayfaları yer alırdı. Akşam yemeğinde, divanın altına buruşturularak atılmış sofra yaygısı alınır, bulunabilen bir boşluğa serilir, bardaklara boşalan bayat çay ile birlikte, katık olmaksızın ekmeğe sürülen margarinler yenirdi. Derken, ilerleyen zam |
|
|
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Eser sahipleri, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları
yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin
izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin
izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar
dışında— herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.
|
|