..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Dilbilim > Yusuf Sadi Eroðlu




30 Ekim 2005
Esperanto ve Türkçe  
Yusuf Sadi Eroðlu
Esperanto’yu geliþtiren kiþi, Polonyalý Yahudi bilgin Doktor Ludoviko Lazaro Zamenhof’tur


:ABDCD:
ESPERANTO YAPMA DÝLÝ VE TÜRKÇE

Esperanto’yu geliþtiren kiþi, Polonyalý Yahudi bilgin Doktor Ludoviko Lazaro Zamenhof’tur... Bu bilgin 15 Aralýk 1859’da Polonya’nýn Bielestok þehrinde doðmuþtur... O bilhassa Hint-Avrupa dillerinden pek çoðunu çok iyi bilmekteydi... Bu dillerin düzensizlikleri, diðer milletlerce öðrenilmelerinin güçlüðü, onu yeni bir dil arayýþýna itmiþtir..Ona göre bu dil yeni dünya dili olacaktý... Zaten Zamenhof’un imzasý olan “Esperanto” kelimesi de anlam itibariyle “ümit eden doktor” anlamýna gelmekteydi... Daha sonra oluþturduðu yeni dilin ünvaný olacak olan bu kelime grubu “tüm dünyanýn ortak ve düzenli bir dilde buluþmasý ümidini” içinde saklý tutan bir isimdi..Þimdi biz bu çalýþmamýzda Esperanto namýyla anýlan yapma dil ile Türkçe’mizi karþýlaþtýracaðýz..Çalýþma sonucunda görülecektir ki, Esperanto, Hint-Avrupa dillerini ve bilhassa Avrupa’nýn kutsal dili Latince’yi tüm dünyaya egemen kýlma çabasýnýn bir aracýdýr.Bir bilgin tarafýndan oluþturulan ve dünyaca raðbet görmüþ bir dil olan Esperanto’nun, doðal süreçler içinde, tesadüfen oluþtuðu öne sürülen dilimiz Türkçe ile girdiði yarýþta nasýl geride kaldýðýný da gösterecektir bu çalýþma..Sonuçta ise Türkçe’nin hem doðal bir dil hem de düzenli, mantýklý bir dil olarak dünya dili olabilecek tek dil olduðu ortaya çýkacaktýr... Eðer bir Türk olmasaydým, baþka milletten hakperest bir bilgin olsaydým yine de Türkçe’nin üstünlüðünü söylemekten çekinmeyecektim..Yani bu söylem milliyetçilikten çok öte bilimsel bir savdýr... Zaten Jean Deny gibi yabancý dilbilimciler bile Türkçe’nin düzen yönünden diðer dillerden üstünlüðü gerçeðini tüm dünyaya ilan etmiþlerdir.Ben de bir Türk olarak, elbette yüreðimde, zihnimin kývrýmlarýnda saklý bu mücevheri ve onun güzelliklerini tüm dünyaya gösterme aþkýyla yanýp tutuþuyorum..Yaradan’ýn Türklere ve onlarýn þahsýnda tüm Müslüman milletlere verdiði bu güzelliði, yine bu dili oluþturan Yaratýcý’ya bir teþekkür edasýyla, tüm dünya insanlarýyla paylaþmak gibi bir davanýn içinde buluverdim kendimi... Türkçe’nin güzelliklerine ulaþýlmasýný engelleyen yapay surlardan birisi olan Esperanto yapma dili, Türkçe’nin dünya dili olmasýný engelleyemeyecektir... Çünkü Türkçe, tüm gücüyle baðýrmaktadýr... “Ben þu bilgi ve mantýk çaðýnýn tek dili olacaðým” demektedir.Biz naçizler ise sadece ona tercümanlýk yapmaktayýz..Konuþan yine Türkçe’dir.

Zamenhof tarafýndan uzun uðraþlar ve düþünceler sonucunda oluþturulan Esperanto yapma dili, doðal süreçler içinde, kendiliðinden oluþtuðu iddia edilen Türkçe’ninkine benzer kurallara da sahiptir..Zaten Esperanto dilini Hint-Avrupa dillerinden ayýran özellikler de bu kurallarda gizlidir çoðunlukla..Peki neden Türkçe gibi harika ve de doðal bir lisan varken bu bilgin gitmiþ yeni bir dil oluþturmuþtur?Üstelik bu oluþturulan dil pek çok yönden Türkçe’ye benzemektedir..Neden insanlar hemen yayýlabilecek, canlý bir dil varken onun deðiþik bir versiyonunu, tüm dünyaya yayýlmasý oldukça zor olan bir dili yeniden oluþturmuþlardýr? Bizce bu araþtýrýlmasý gereken bir konudur..Zamenhof’un Türkçe’yi bilmediði öne sürülebilir..Ancak 1880’li yýllarda, hem de Avrupa’nýn geliþmiþ bir bölgesinde pek çok dili ana dili gibi bilen bir bilgin, Türkçe ile ilgili hiçbir bilgiye sahip deðildi iddiasý gülünç bir iddia deðil de nedir? On küsur dili bilen bir adam herhalde merak edip, Türkçe’yi de incelemiþtir...Böylelikle o, bu dilden de ilham almýþ olabilir yeni dil oluþturma çalýþmasýnda.Bazýlarý “Zamenhof Türkçe ile ilgili bir þey kesinlikle bilmiyordu diyebilirler” ve bunu da belgelerle ispat edebilirler... O halde þöyle bir sonuç ortaya çýkmaktadýr... Zamenhof’un uzun çalýþmalar sonucunda geliþtirdiði dil, onunla pek çok benzer yöne sahip olan Türkçe kadar, en azýndan bazý kurallar yönünden düzenliyse ve bu dil ancak 19.yy’ýn sonlarýn oluþturulabildiyse, binlerce yýldýr matematiksel bir düzene sahip Türkçe’nin üstünlüðü ispat edilmiþ olur... Çünkü bin yýl önce de düzenli olan bir lisanýn benzeri daha dün oluþturulmuþsa, elbette önce var olan yarýþmayý kazanmýþ demektir..Türkçe’nin Esperanto’dan üstün tarafý bu çalýþmamýzda göreceðiniz gibi onun eskiden beri düzenli olmasý deðildir sadece..Bu yönleri, ilerleyen yazýlarýmýzda incelemeye devam edeceðiz... Þimdi þu birinci maddeyi açýklayalým..

Esperanto’da da kelimeler yapýlarýna göre üç gruba ayrýlýrlar..Basit, türemiþ, birleþik... Bu durum bilindiði gibi Türkçe’de de böyledir... Yine bu dilde kelime yapýmý Hint Avrupa dillerinde olduðu gibi “bükümlüleþme” yoluyla olmaz sadece eklerle yapýlýr... Ýþte burada Türkçe’nin bir üstünlüðü fiili olarak ispatlanmýþ olur... Türetme eklerle yapýlýr ancak bu ekler Esperanto’da baþa da eklenebilir... Burada bir mantýk bölünmesi vardýr..Türkçe bu yönden de Esperanto dilinden üstündür.. “Bütün ekler sondadýr” kesin mantýðý Türkçe’yi Esperanto dilinden daha mantýklý bir konuma getirir... Bu yönüyle Türkçe öðrenilmesi daha kolay bir dil olmaktadýr... Zira bu dili öðrenmeye çalýþan bir kiþi en azýndan “hangi ek baþta, hangi ek sonda?” þeklinde bir kaygý taþýmaz..Bütün eklerin sonda olduðunu bilir... Böylelikle Türkçe’nin ek bölümünü kolayca öðrenir... Türkçe’de kelime bazýndaki bütün iþ eklere düþtüðüne göre “ek” meselesi kolayca öðrenilirse Türkçe de öðrenilmiþ demektir. Ýþte bu özellik Türkçe’ye bariz bir üstünlük verir...

Örnek:

San Sað
San-a Sað-lam
San-eco sað-lýk
San-ý sað-al
San-ýg-a sað-lýk-lý

Örneklerde görüldüðü gibi Esperanto Türkçe’nin kelime yapýmý özelliðini almýþtýr... Bu da Türkçe’nin bu dilden üstün olduðunu ispat etmektedir..

Esperanto’da bazý örneklerde ekler baþa gelmektedir…

Mal-san-o sað-lýk-sýz-lýk ( hastalýk)

Bu örnekte de görüldüðü gibi Esperanto dilinde olumsuzluk bildiren –mal eki Türkçe ma- ekiyle baðlantýlý olabilir..Bir de bilindiði gibi Proto Türkçe döneminde bazý kavramlar için bir önek kullanýlmaktaydý... En azýndan günümüze ulaþmýþ bazý kelime örneklerinden bunun böyle olduðunu anlamaktayýz..

Ýn- b-in

Ýt(yit) b-it

Esperanto’nun Türkçe’nin bu dönemlerdeki özelliði ile bir baðlantýsý var mý bilinmez ancak Farsça’nýn etkisiyle Osmanlýca’da oluþmuþ bir bi- olumsuzluk öneki vardýr ki Esperanto’nun bundan etkilendiði söylenebilir.

Bi-çare çare-siz

Bi-hude boþ

Bi-nihayet nihayet-siz

Bi-can can-sýz



Bo-patr-ýno kaynana

Bu dildeki kök kelimeler de Türkçe’deki gibi eksizdirler..Ancak kelime isimse sona “o” eki, sýfatsa “a” eki, zarfsa “e” eki, fiilse “i” eki gelir…Pek çok kelime de isim olduðuna göre bu “o” sesi adýndan da anlaþýlacaðý gibi bu dile hakim durumdadýr..Bu da bu yapma dilin müzikal boyutuna indirilen büyük bir darbe olmuþtur..Türkçe’de ise her ses yerli yerindedir..Pek çok farklý ses, bir bestedeki notalar gibi arda arda gelerek, cümlede bir ahenk oluþturmaktadýrlar..Aslýnda Türkçe’de de bir kelimenin isim mi, fiil mi ya da baþka tür bir kelime mi olduðunu anlamak çok kolaydýr..Mesela: “-mak” mastar eki isimle fiili birbirinden ayýrt eder..Ýsimlere eklenen yapým ekleri de fiillere eklenmez..Örneðin bir “+lýk” eki fiillere eklenmez…Zarf ve sýfatlarýn oluþumu da eðer kelimeler Türkçe ise eklerle kolaylýkla gerçekleþir…
Esperanto dilinde Ýngilizce’deki gibi kelimeler baþkalaþmaz…Hangi eki alýrlarsa alsýnlar köklerini muhafaza ederler Türkçe’de olduðu gibi..Bu dilde kelimelerin çoðullaþtýrýlmasý da kurallýdýr Türkçe’deki gibi..Sona gelen bir “j” ( “y” sesine karþýlýk gelir) kelimeyi deðiþime uðratmadan baþkalaþtýrýr..

Baba-lar patro-j

Örnekte de görüldüðü gibi bizim Hint Avrupa dillerinde gördüðümüz düzensizlikleri bir Avrupalý bilgin de görerek düzeltme yoluna gitmiþtir..Kelimelerin düzensizleþmesi önlenilmeye çalýþýlmýþtýr..Bu da bizim tezlerimizi ispat etmektedir..Demek ki Hint-Avrupa dilleri bizim de iddia ettiðimiz gibi gerçekten düzensiz dillerdir..Türkçe ise Esperanto’daki bu özelliðin benzerini binlerce yýldýr üzerinde taþýmaktadýr..Bu yönleriyle Türkçe ile hiçbir Avrupa dili yarýþamaz..
Esperanto dilinde de ismin –i hali vardýr..Bu dilde de –i nesne eki kelimenin sonuna eklenir Türkçe’de olduðu gibi..Bu ek “n” sesiyle ifade edilir..

Çikolata-(y) ý cokolado-n

Çay-ý teo-n

Bu örnekler Türkçe’de binlerce yýldýr var olan ve Hint-Avrupa dillerinde bulunmayan –i nesne hali ekinin aslýnda çok önemli ve akýllýca bir ek olduðunu göstermektedir..Bu yönüyle Türkçe Hint-Avrupa dilerine yine fark atmaktadýr..Esperanto’da Türkçe’deki gibi diðer haller de eklerle ifade edilir..

-in hali(genetiv):

Esperanto’da bu hal “De” önekiyle oluþturulur..

De -býrdoj kuþlar-ýn

-e hali:

Bu dilde yönelme hali “al” önekiyle Türkçe’deki gibi muhakkak gösterilir..

Al-mý ben-e>bana

Al-kýu kim-e

-de hali: “en” ön ekiyle yapýlýr..

En -kiu kim-de

En -la cambro oda-da

-den hali: “el” öne ekiyle yapýlýr…

El -kio ne-den

El-stono taþ-tan

Bütün bu örnekler Türkçe’nin üstünlüðünü ispat eden örneklerdendir.. i hali eki olan “n” yi sona alýp da diðer hal edatlarýný baþa alan Esperanto bu yönüyle Hint Avrupa dillerini çaðrýþtýrýr..Belki o bu oyunla Hint Avrupa dilini konuþanlarý kendi diline çekmeyi amaçlamýþtýr..Ancak görünen bir þey var ki bazý ekleri sona bazý ekleri baþa getirmek de mantýksýzlýktýr..Mantýklý bir dil oluþturduðunu iddia edenler bile böyle mantýksýzlýklarý sahiplenebilmektedirler..Bu da Anglo-sakson dillerinin þuuraltýna tesirleriyle izah edilebilir..Demek ki bu dillerin mantýk tahribatý bu denli fazladýr..Mantýklý bir dil oluþturanlar bile anlamasýz ve gereksizce bazý mantýksýzlýklar yapabilmektedirler..Türkçe ise hiçbir bilgin tarafýndan geliþtirilmediði halde pek çok mantýksýzlýðý kendiliðinden tasfiye eden bir dildir..Bu da onun ayrý bir üstünlüðüdür..

Mantýklý bir dil olduðu iddiasýnda bulunan Esperanto bir baþka mantýksýzlýk örneði daha gösterir..Sýfatlarý belli eden “a” eki ile ayný zamanda sýra sayýlarý, þahýs zamirleri ve dil adlarý oluþturulur..Türkçe’de ise bütün bu özelikleri ortaya koymak için farklý farklý ekler kullanýlýr..

Bir-inci unu-a

Ýngiliz-ce Angl-a

Büyük Grand-a

Örnekte görüldüðü gibi Türkçe’de farklý þekillerde gösterilen bir çok görev Esperanto dilinde ayný eklerle ifade edilmektedir ki bu da bu dilin ileri de diðer Hint-Avrupa dilleri gibi düzensizleþebileceðinin bir göstergesidir..Elbette þu andaki Türkçe’nin tamamen istisnasýz düzenli bir dil olduðunu söylemiyorum..Ancak düzenli bir dil olarak oluþturulduðu iddia edilen Esperanto dilinden daha düzenli yönleri var, diyorum..

Esperanto dilinde Türkçe’deki “ki” zamiri benzeri görev ifa eden bir ek vardýr..Bu ek “cý” ekidir..

Týo-cý beri-ki

Esperanto dilinde Türkçe’deki “Sayýn” kelimesine benzer bir þekilde “mosto” kelimesi kullanýlýr..Bu kelime diþi ve erkekler için deðiþmez.. Türkçe’deki gibi kelime önüne gelir genelde.

Bazý Hint-Avrupa dillerinde olduðu gibi Esperanto dilinde Tekil kelimeler için bir ek yoktur aynen Türkçe’de olduðu gibi..Ancak Esperanto Türkçe’ye benzememek için tüm düzenlilik iddalarýna raðmen bir artikel alma gereði duymuþtur..Bu “la” artikeli aslýnda Arapça “el” harf-i tarifinden bozma bir ektir..Ve de hiç lüzumu olmadýðý halde bu ek Esperanto’da kullanýlmaktadýr..Türkçe’de ise bu konuda da bir istisna yoktur..Belki de Zamenhof bu kullanýmýnda haksýz da sayýlmaz..Zira Almanca, Fransýzca gibi artikel mevzuunu abartmýþ Anglo-Sakson dillerinin düzensizlikleri aþikaredir..O en azýndan diþi ve erkek ayrýmýný ortadan kaldýrmýþ, bir yerde artikeli pasifleþtirmiþtir..Onu adeta Türkçe’deki bu, þu iþaret sýfatlarý konumuna getirmiþtir..Demek ki bu artikel olayý da þuuraltýndan silinmesi zor bir olaydýr..

Bilindiði üzere Türkçe’mizde bir kelimeyi soru yapabilmek için –mi soru edatý kullanýlýr..Esperanto da soru yapýmýnda aynen Türkçe’deki gibi “cu” soru edatýný muhakkak kullanýr.Demek ki bir dil düzenlileþtirilmek isteniyorsa Türkçe’ye benzetilmelidir..

Esperanto dilindeki sayý mantýðý da aynen Türkçe’deki gibidir..

Üç yüz seksen(sekiz on)

Trý cent okdek

On beþ bin iki yüz altmýþ

Dek kvýn mil du cent sesdek

Ancak görüldüðü gibi bu dildeki pek çok kelimede olduðu gibi sayýlarda da köken olarak Latince esas alýnmýþtýr..Bu da bu dilin, tüm dünyaya Avrupa kültürünü bir okus pokus yöntemiyle yayma amacý taþýdýðýný açýkça göstermektedir..Madem bütün dünyanýn ortak bir dili olacaktýr, neden Türkçe, Japonca, Çince, Arapça gibi dillerden de kelimeler yoktur Esperanto’da?Neden genellikle Latin kökenli dillerden kelimeler vardýr?Böyle bir dilin tüm dünyaca benimsenmesi herhalde Avrupa’nýn ve de Kilise’nin iþine yarardý..Çünkü bu dili öðrenen insanlar Latince’yi ve Latin kültürünü, dolayýsýyla Anglo-Sakson kültürünün tahakkümünü asla reddedemezler..Belki de o dönemde oluþturulan bu dille Osmanlýca Türkçesi karþýlaþtýrýlsa daha anlamlý sonuçlar da çýkabilir..Türkçe gramerine giydirilmiþ , Türkçe, Arapça, Farsça, Rumca vb dillerden gelme kelimelerden oluþan Osmanlýca, bir dönem tüm Türk Ýslam aleminde hatta tüm Ýslam coðrafyasýnda, edebi ve resmi yazýlarda ortak dil olarak kullanýlmýþtý..Zaten Esperanto’nun ortaya çýktýðý 1800’lü yýllarda da Osmanlý Devleti vardý ve onun dili Osmanlý Türkçesi idi..Osmanlýya karþý çeþitli tarihi sebeplerden ötürü antipati duyan Avrupa’da, Esperanto gibi tüm Avrupalýlarý ve de Hýristiyanlarý birleþtirmeyi amaçlayan bir dilin ortaya çýkmasý daha da anlamlý olmaktadýr..Ýslam alemini birleþtiren bir Osmanlýca ortak diline mukabil, Avrupa’yý ve de Hýristiyan alemini birleþtirecek bir Esperanto dili…Bunu pek çok Avrupa devletinin de destekleyeceði aþikardýr.Bu da bu yapma dilin nasýl bilhassa Avrupalý milyonlarca insanca benimsendiðini ve de tüm dünya insanlarýna dünyanýn ortak dili olarak nasýl dayatýldýðýný açýkça göstermektedir.Ay adlarýnda, sayýlarda ve pek çok kelimede Anglo-Sakson dillerinin ortak kelimeleri hakimdir..Bu da bu dille birleþtirilmek istenenin kimler olduðunu göstermektedir.Birleþtirilmek istenenlerin Türkler ve Müslümanlar olmadýðý açýktýr.

Esperanto dilinde Türkçe’deki gibi þahýs zamirleri farklý þekilde çoðul yapýlýrlar..

Ben-biz mý-ný

Sen-siz cý-vý

Fakat bu örneklerde de görüldüðü gibi mý-ný ve de cý-vý kelimeleri arasýnda anlam kökendaþlýðý olmakla birlikte kelime kökendaþlýðý gözükmemektedir..Yani burada da bir düzensizlik göze çarpmaktadýr.. Mý neden ný, cý neden vý olmuþtur? Türkçe’de ise bu kökendaþlýk oldukça açýktýr.. Ben kelimesinin aslý “bi” dir.. “n” tekil ekidir.. Bi-n(Ben) “z” ise çoðul ekidir bi-z..Sen kelimesinin de kökeni “si” kelimesidir..Tekili Si-n (Sen) çoðulu ise Si-z kelimesidir..Þimdi Türkçe’nin buradaki mantýksal üstünlüðü de oldukça açýktýr..

Esperanto dilinde zamanlar muzari(þimdiki ve geniþ zaman), gelecek zaman, geçmiþ zaman olmak üzere üçe ayrýlýr..Bu zamanlar için sýrasýyla “AS” , “OS”, “IS” son ekleri kullanýlýr..Emir kipi için de “u” eki getirilir.Fiiller asla düzensizleþmezler..En azýndan bu böyle öngörülür..Bu yönüyle bu dil Türkçe’nin fiillerini ve onlarýn zaman durumlarýný hatýrlatýr..

O oku-r Lý leg-as

Türkçe’de 3. tekil ve çoðullar hariç fiillerde þahýs ekleri de kullanýlýr…Aslýnda Proto-Türkçe döneminde bu þahýs ekleri yoktu..Yani ilk dönem Türkçe’sinde insanlar Ben okur-um demiyorlardý..Sadece “Ben okur” diyorlardý..Zamanla þahýs zamirini daha da güçlendirmek gereði hissedildi ve bu ben, sen, o zamirleri kelime sonunda da söylenmeye baþlandý..     “Ben okur ben” eski þekliyle “Mýn okur mýn” daha sonra bu fiilin sonundaki “mýn” ekleþti..Diðer þahýs zamirleri de böyle oluþtu..Esperanto Türkçe’nin ilk zamanlarýný andýrmaktadýr..Tabiri caizse bu dil Türkçe’nin en ilkel dönemlerindeki þeklini taklit etmiþtir..Böylelikle düzenli olmuþ görüntüsü vermiþtir..Ancak Esperanto’daki eklerin sesleri bizce uygun seçilmemiþtir..AS, OS, IS sesleri kelime içinde çok da ayýrt edilememektedir..Türkçe’deki gibi birbirlerinden farklý ekler aslýnda daha da mantýklýca olurdu..Daha kolay akýlda kalýrlardý bence..Üstelik zamanla bu seslerin telaffuzlarý birbirlerini andýrabilir..Bu durumda halk, farklý ekler geliþtirmek zorunda kalabilir..Yine dilde çoklukla tekrar edilecek olan bu eklerdeki “s” sesleri dile adeta Latince ya da Yunanca boyasý sürmüþtür…Bu da bilinçli bir seçim olmalýdýr..Dilin müzikalliðini baltalayan seslerden birisi de bu “s” seslerinin çoklukla tekrarý olacaktýr..
Bildiðimiz gibi Hint-Avrupa dillerinde sýfat-fiil, zarf-fiil gibi fiilimsilerden ziyade “ki” anlamýna gelen zamirler kullanýlýr ve tüm cümle deðiþtirilir..Esperanto’yu geliþtiren Zamenhof bu eksikliði fark etmiþ olmalý ki, Türkçe’deki fiilimsi eklerine benzer ekler geliþtirmiþtir fiillere eklenmek üzere.Bu da Türkçe’nin bu özelliðinin çok haklý bir özellik olduðunu göstermeye yeten bir delildir.Bununla ilgili karþýlaþtýrmalý örnekler verelim:

Geç-en sene > Pas-inta jaro / Gel-ecek yýl > Ven-onta jaro


Düþ-en adam > Fal-inta homo
Örneklerde görüldüðü gibi fiillere eklenen inta, inte, into, onta vb. ekler sayesinde Esperanto dilinde fiilimsiler oluþturulmaktadýr.Bu diðer Anglo-Sakson dillerinde oldukça farklý olmaktadýr..

Man is coming who he is crying

Adam geliyordur ki o aðlýyordur.

Ýþte Esperanto bu mutat kullanýmý ortadan kaldýrmýþ ve yerine Türkçe’dekine benzer mantýklý bir sistemi ikame etmiþtir..Bu da Türkçe’nin gayet mantýklý bir dil olduðunu gösteren bambaþka bir örnek olarak önümüzde durmaktadýr..

Esperanto’da edilgenlik eklerle yapýlmaktadýr Türkçe’ de olduðu gibi..Bu da Türkçe’nin bu kuralýnýn ne kadar mantýklý bir kural olduðunu göstermektedir..Ancak burada Esperanto bir yardýmcý fiil kullanma gereði hisseder Anglo-Sakson dillerinden kalýntý olarak..

Teo estas trink-ata varma Çay iç-il-ir-dir sýcak/ Çay sýcak iç-il-ir

Görüldüðü gibi Türkçe’de edilgenlik bir –il ekiyle halledilebilecek kolaylýkta bir meseledir.Fakat Esperanto ortaya bir de “estas”(Farsça’da est, Ýngilizce’de is, Latince’de est “olmak” yardýmcý fiili) býrakmýþtýr..Bu estas…ata þimdiki zamaný ifade eder..Geçmiþ zamanda estis…ata, gelecek zamanda estos …ata…vd..

Türkçe’nin Esperanto dilinden pek çok yönden üstün olduðunu ispat eden daha pek çok delil sayýlabilir.Ancak dikkatinizi bir baþka mevzuya çekmek istiyorum..Esperanto’nun diðer dillerden düzen yönünden üstün olduðunu iddia edenler aslýnda Türkçe’de de var olan özellikleri üstünlük vesilesi olarak görüyorlar..Binlerce yýldýr bu ince düzenlere ve mantýklý yapýlara sahip olan Türkçe, asýl üstün olarak anýlmasý gereken dildir bize göre..Aslýnda bu gerçeði mantýk da haykýrmaktadýr.Esperanto dilini yaymaya çalýþanlar Türkçe’nin bu güzelliklerini neden görmezden gelirler anlamýyorum?Madem dünyada bir barýþ tesis edilmek isteniyor, o halde Avrupa tarafýndan binlerce yýldýr “öteki” kabul edilen Türklerin düzenli ve mantýklý dili olan Türkçe, ortak dünya dili olarak kabul edilmelidir..Yoksa “iþte alýn size ortak dünya dili, bakýn ne Ýngilizce, ne Fransýzca yepyeni bir dil” denilerek önümüze fýrlatýlan dilin aslýnda Latince ve diðer Anglo-Sakson dillerinin farklý bir düzlemde önümüze sunulmasý olduðunu görmezden mi gelmemizi istiyorlar?


Oðuz Düzgün

Kaynaklar:

1)Dünya Dili Esperanto-Hayreddin DURAL-Kardeþ Matbaasý-1965-ANKARA

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Kutlarým
Gönderen: Ceyhan ÖZTÜRK / , Türkiye
27 Temmuz 2008
Gerçekten harika bir çalýþma... Sizi kutluyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dilbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Eston Dili ve Türkçe
Fince Türkçe Benzerliði
Ýbranice - Hintçe Kardeþliði
Türkçe'nin Þifresi - Türkçe'nin Üstünlüðü - 2
Adem ve Havva Dili
Türkçe'nin Þifresi - Türkçe'nin Üstünlüðü - 1
Türkçe'mizin Ermenice'ye Etkileri
Türkçe'nin Yitik Kardeþi; Kýzýlderilice!
Sümer'e Farklý Bir Bakýþ
Zuluca ve Türkçe

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atomda Dna Var mý?
Tebbet Suresindeki Mucizeler
Çoklu Hücre Modeli
Ýslam Bilim Müzesi
Nasreddin Hoca Yazar Oldu
Hangi Tanrý?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen Var Ya Sen! [Þiir]
Çakkýdý Çakkýdý [Þiir]
Bâlibilen Dilinde Þiir [Þiir]
Üç Boyutlu Þiir [Þiir]
Miraciye [Þiir]
Saðanak Sen Yaðýyor [Þiir]
Bülbüller Þehri Ýstanbul [Þiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Þiir]
Burasý Sessiz Biraz [Þiir]
New Orleans'lý Siyahi Kirpiklerin [Þiir]


Yusuf Sadi Eroðlu kimdir?

Yazar edebiyatýn her alanýnda çalýþmalar yapýyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoðlunun özelliði deðil midir iletiþimde bulunduðu varlýklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yusuf Sadi Eroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.