..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Anlamak beðenmenin baþlangýcýdýr. -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Ömer Faruk Hüsmüllü




19 Aralýk 2011
Coþkun Irmak - 8  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Yataðýna yattý yatmasýna da, uyumak ne mümkün! Saða döndü olmadý, sola döndü olmadý, yüzükoyun ve sýrtüstü uyumayý denedi gene olmadý. Ýki saat sonra kendinden geçti, uyumuþtu. Ancak bu uyuma uzun sürmedi. Rahatsýzlýk veren, kâbus dolu bir uykudan sonra gözlerini açtýðýnda ortalýðýn zifiri karanlýk olduðunu anladý. Gözleri uykusuzluktan nerdeyse kapanacak gibiydi, ama Hayrettin uyumak istemiyordu, direniyordu. Gözlerini açýk tutmak için dakikalarca uðraþýnca, karanlýða uyum saðladýðýný hayal meyal de olsa odadaki eþyalarý seçebildiðini fark etti.


:BHCA:
Yataðýna yattý yatmasýna da, uyumak ne mümkün! Saða döndü olmadý, sola döndü olmadý, yüzükoyun ve sýrtüstü uyumayý denedi gene olmadý. Ýki saat sonra kendinden geçti, uyumuþtu. Ancak bu uyuma uzun sürmedi. Rahatsýzlýk veren, kâbus dolu bir uykudan sonra gözlerini açtýðýnda ortalýðýn zifiri karanlýk olduðunu anladý. Gözleri uykusuzluktan nerdeyse kapanacak gibiydi, ama Hayrettin uyumak istemiyordu, direniyordu. Gözlerini açýk tutmak için dakikalarca uðraþýnca, karanlýða uyum saðladýðýný hayal meyal de olsa odadaki eþyalarý seçebildiðini fark etti.

Uyumak istemeyiþinin nedeni gördüðü rüyaydý. Gözlerini kapattýðý anda bu rüyanýn devam edeceðini sanýyordu. Rüyasýnda Münevver’i görmüþtü. Çok sevdiði bu kadýný tekrar görmekten kaçýnmasýnýn nedeni ondan iþittiði hakaretlerdi. Münevver gerçek yaþamda bu hakaretlerin bir tek tanesini bile Hayrettin’e söylememiþti.

Münevver aðza alýnmayacak sözler kullanmýþ, o da sadece dinlemek zorunda kalmýþtý. Kendini savunabileceði tek bir kelime bile aklýna gelmemiþti. Münevver konuþuyor, baðýrýyor, hakaret ediyor; o ise sadece susuyor ve dinliyordu. Bir türlü bu suçluluk kompleksinden kurtulup, masum olduðunu kanýtlayamamýþtý.

Zihnindeki kiþilerden biri “Evet, suçlusun Hayrettin bey! Kendini savunmak için söyleyecek sözünün olmamasý bu yüzden çok doðal. Söyleyeceklerinin hepsi zaten yalandan ibaret olacaktý. Hiç olmazsa bu yalanlarý söylemeyerek biraz dürüst davranmýþ oldun.” Derken, diðeri:

“Kendini suçlama. Yaþadýðýn olay her insanýn baþýna gelebilirdi. Burada bir fizyolojik güdü ile bir sosyal güdü çatýþýyor. Bunlardan biri diðerine baskýn çýkabilir. Tabii hangisinin baskýn çýkacaðý da kiþiye göre deðiþebilir. Sende baskýn çýkan, yýllardýr yoksun kaldýðýn fizyolojik özellikteki cinsiyet dürtüsüdür. Aç kalmak ile çalmak arasýnda bocalayan bir insanýn durumu ne ise, seninki de odur. Kimi insan ahlâkî deðerlere olan kuvvetli baðý nedeniyle çalmayý reddeder; ama kimisi de fizyolojik dürtüsü açlýðýn etkisiyle karnýný doyurmak için çalabilir.”

Bu iki kiþi, daha baþka görüþler de ortaya attýlar kendi tezlerini kanýtlamak için. Hayrettin bir kez daha ikisinin arasýnda kalmýþtý. Hangisi doðru söylüyordu, hangisine inanmalýydý? Bu soru bile, baþka bir kararsýzlýða neden oluyordu. Kafasýnýn içi düðüm düðüm olmuþtu. Beyni acýyor, yüreði aðrýyor, baþý aðrýdan zonkluyordu. Sonunda sinirli bir þekilde:

-Öf be öff! Býktým sizden. Çýkýn gidin kafamdan. Hanginizin haklý olduðu beni ilgilendirmiyor. Ben kötü hiçbir þey yapmadým. Kendimi savunamayýþým masum olmadýðýmý göstermez. Evet, o kadýnla karþýlýklý oturup konuþtuk. Hepsi bu! Kadýn iki gün sonra tekrar geleceðini ve benim anýlarýmý dinlemek istediðini söyledi; ama bence gelmeyecek. Çünkü konuþmamý kesmek zorunda kalýþý nedeniyle söyledi bunlarý. Ben iki gün sonra bu iddiamý kanýtlamak için oraya gideceðim ve siz de gelmediðini göreceksiniz. Böylece bu tartýþma da burada sona erecek. Dedi.

Ýki gün sonra Hayrettin, börekçideki ayný yerine oturmuþ, sözüm ona elindeki gazeteyi okuyor gibi yapýyordu. Aslýnda gazeteden bir tek cümle bile okumuþ deðildi. Çünkü biraz aþaðýya indirdiði gazetenin üzerinden etrafý gözlüyordu.

Kadýn öncekinden daha erken bir vakitte girdi börekçinin bahçesine. Hayrettin heyecanlandý. “Geldi, ama beni unutmuþtur bile. Zaten buraya deðil, baþka tarafa bakýyor. Ýþte birazdan geçip gidecek.” Diye düþünüyordu. Kadýnýn baþka tarafa baktýðý doðruydu. Çünkü yandaki masada üç yaþlarýnda yaramaz bir çocuk hem baðýrýyor, hem de aðlýyordu. Çýkardýðý gürültü o kadar fazlaydý ki bu ufaklýðýn, dikkat çekmemesi mümkün deðildi.

Hayrettin, kadýn baþýna dikilince gazeteyi masanýn üzerine býrakýp ayaða fýrladý. Hoþ geldin, hoþ bulduk ifadelerinden sonra sohbete baþlamýþlardý bile.

-Sizi üzmek istemem, ama rahmetli eþiniz Münevver hanýmefendinin öyküsünün tamamýný dinlemek isterim, dedi.

Kadýnýn Münevver’in adýný bile hatýrlamasý Hayrettin’i þaþýrttý. Oysa Hayrettin, kadýnýn kendisini bile unuttuðunu düþünüyordu.

-Ben o acýlarý hergün zaten yaþýyorum. Bir fazla olsa bundan ne çýkar? Kazadan sonra Münevver tam yirmi üç gün hastanede yattý. Ben de yirmi üç gün baþýnda bekledim. Durumu aðýrdý, çok az konuþabiliyordu. Ýyileþeceðine dair umudumu hep içimde yaþattým. Ancak durumu, her geçen gün daha kötüye gidiyordu. Yirminci günde “Evime gitmek istiyorum. N’olur doktorlarla konuþup beni taburcu etmelerini saðla.” Dedi. Ýsteðini doktorlara söylediðimde bana biraz kýzdýlar ve böyle bir þeyin cinayet olacaðýný belirttiler. Bunu Münevver’e anlatamadým, anlatamazdým. Yalan söyledim. Ýleriki günlerde bunun olabileceðini, durumunun iyiye doðru gittiðini, biraz daha sabretmemiz gerektiðini söylediler, dedim. Bana inandý mý, bilmiyorum. Sanýrým inanmadý. Çünkü cevap olarak sadece, boþ boþ yüzüme bakmakla yetindi.

-Keþke son günlerini evinde geçirebilseydi. Belki o moralle iyileþebilirdi.

-Keþke. Ama doktorlar böyle bir þeye izin vermeyince de yapacak bir þey kalmýyordu. Son gününde Münevver’in yüzünün güldüðünü gördüm. Umutlandým. Hastalandýðýndan beri benimle hiç bu kadar uzun konuþmamýþtý. Ýyileþecek diye öyle seviniyordum ki… Nazar deðer diye bu sevincimi Münevver dahil herkesten gizlemeye çalýþýyordum. Yanýlmýþým. Hani derler ya ölecek insanýn ölmeden kýsa bir süre önce son bir iyi hali olurmuþ. Demek ki öyle bir þeymiþ. Sað elini o gün, hep ellerimin arasýnda tuttum. Bir ara bütün gücüyle elimi sýkmaya baþladý. Bu kadar kuvveti nereden bulduðuna þaþýrdým. Bu davranýþý iyileþeceðine dair bir iþaret olarak kabul ettim. Yüzüne baktýðýmda yaramaz bir çocuk gülümsemesi gördüm. Gözlerinin içinden ýþýk saçýyordu. Derken gözlerindeki ýþýk yavaþ yavaþ sönen bir ampul gibi kayboldu. Gözleri kapandý, eli gevþedi. Ölmüþtü.

Hayrettin o aný yaþarken gene gözyaþlarýna hakim olamamýþtý. Kadýn çantasýndan çýkardýðý bir mendili uzattý ve:

-Benim yüzümden oldu. Sizi anlatmanýz için zorlamamalýydým. Dedi.

-Hayýr, hayýr! Lütfen kendinizi suçlamayýn. Her zaman aynýsý oluyor. Duygularýma bir türlü hakim olamýyorum. Çünkü umutlarýmýn zirve yaptýðý bir anda, birdenbire her þey kesin bir umutsuzluða dönüþmüþtü. Münevver’in ölebileceðine kendimi alýþtýrsaydým, inandýrsaydým belki de bu kadar etkilenmezdim. Oysa ben hep aksini düþündüm.

Garson yanlarýna geldiðinde konuþmayý kesip sipariþlerini verdiler. Hayrettin:

-Ýþte benimle Münevver’in öyküsü bu hanýmefendi. Hanýmefendi diyorum sadece, çünkü adýnýzý sormayý ve kendiminkini söylemeyi de bu zamana kadar akýl edemedim. Benim adým…

-Lütfen adýnýzý söylemeyin ve benimkini de sormayýn. Ama illâki bir ad gerekiyorsa diyelim ki benimki Irmak, sizinki de Coþkun olsun.

-Coþkun Irmak, diye mýrýldandý Hayrettin. Kadýn da tam üç kere:

-Coþkun Irmak, diye tekrarladý.

Bir saat kadar daha oturup sohbet ettiler. Ayrýlmadan önce bir hafta sonra bir lokantada buluþmayý kararlaþtýrdýlar. Giderken kadýn,

-Hoþça kal Coþkun, dedi. Hayrettin de:

-Güle güle Irmak, diyerek karþýlýk verdi.

(Devam edecek)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Acayip Bir Hikaye
Coþkun Irmak - 11 (Son Bölüm)
Resimle Gelen Ölüm
Coþkun Irmak - 9
Coþkun Irmak - 10
Gülün Sonu
Coþkun Irmak - 6
Coþkun Irmak - 7
Coþkun Irmak - 5
Coþkun Irmak - 4

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7
Dilsiz Fahiþe - 8 (Son)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.