..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir öðretmen deðil, bir uyandýrýcýyým. -Robert Frost
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Ömer Faruk Hüsmüllü




28 Eylül 2020
Bir Murat Dört Surat  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Birkaç dakikada kargalarýn saldýrýsý sona erdi. Buna inanamadý, ama gerçekti. Yattýðý yerden kalkýp etrafa bakýndýðýnda kargalarýn hepsinin az önce öldürdüðü iki karganýn etrafýnda toplandýðýný gördü. Belki de ölülerine cenaze merasimi yapacaklardý.


:ADHC:


Birinci surat: Bir ceylanýn boðazýna diþlerini geçirmiþ bir aslan gibi.
     -O'nu öldürdüm.
     -O dediðin kim? Kimi öldürdün?
     -Sevgilim. Sevgilimi öldürdüm.
     -Saçmalama Murat, sen onu öldüremezsin, çünkü çok seviyorsun.
     -Saçmalamýyorum. Öldürdüm, öldürdüm. Öldürdüm iþte öldürdüm!
     -Neden öldürdün?
     -Meraktan.
     -Nasýl merakmýþ bu böyle?
     -Bir insanýn nasýl öldüðünü merak ettim. Bugüne kadar ölen birini görmemiþtim.
     -Anlat!
     -Sordum “Seni öldüreyim mi?” diye. Güldü ve “Sen bilirsin.” dedi. Aþaðýdaki koruluktaydýk, ikimiz de ayaktaydýk. Benden birkaç adým ötedeydi. Yanýna yaklaþtým, ellerimle boðazýný tuttum, önce yavaþ sonra bütün gücümle sýktým. Yüzüne baktým, hafif gülümsüyordu, biraz da kesilmeye giden bir kurbanlýðýn teslimiyeti vardý yüzünde; ama korku yoktu. Ellerim çözüldü birden. Vazgeçecektim onu öldürmekten belki de... Birden patýr patýr sýçmaya baþladý kýz. Ortalýðý iðrenç bir bok kokusu sardý. Kýzdým, iðrendim ve tekrar boynuna gitti ellerim. Sýktým, sýktým... Yüzü aynýydý, yok biraz deðiþmiþti, gözleri normalden fazla açýktý. Sesi hiç çýkmadý. Az sonra kollarý hariç bütün vücudu zangýr zangýr titremeye baþladý. Bu ne kadar sürdü bilemem. Dizleri katlanýp yere düþtüðünü ana kadar belki...
     -Merakýný giderdin mi kýzý öldürünce?
     -Evet. Daha ilginci çýkan canýný da gördüm. Ruhunu deðil canýný.
     -Nasýl bir þeydi?
     -Aðzýndan çýktý yere düþerken. Pelte gibi bir þey, çok çok ince ve bir yumurta büyüklüðünde. Can yere düþmedi, aksine birkaç insan boyunda havalandý. Nereye gidecek diye takip ettim gözlerimle. Biraz sonra asýlý kaldý havada ve atomlarýna ayrýþarak havaya karýþýp yok oldu. Belki de yok olmadý, ben öyle sanýyorum. Gözle görülemeyecek kadar küçük parçalara ayrýlýp havaya karýþmýþ da olabilir.
     Ýkinci Surat: Yarý memnun yarý þikayetçi biri gibi.
     Murat belediye otobüsünü tehlike þeridine çekip ani bir frenle durdurdu. Ayaktaki yolcular birbirinin üstüne düþtü. Çýðlýk atanlar da küfür edenler de oldu. Þoför Murat:
     -Araç arýza verdi, burada tamir servisini beklemek zorundayýz. Merkeze durumu bildirip bir vasýta isteyeceðim, deyip otobüsün kapýlarýný açtý. Yolcular söylene söylene aþaðýya indi. Ýçeride kalanlar da vardý, ama sadece iki kiþi.
     Yolcularýn bazýlarý otobüsün önünde bazýlarý da arkasýnda beklemeye baþladý. Hatta yola çýkanlar da oldu. O yüzden þoför bunlarý uyardý. Hýzla geçen vasýtalardan bazýlarý yoldakilere çarpabilirmiþ.
     Otostop yapanlar da vardý. Ellerinden birinin baþ parmaðýný açýp geçen araçlara iþaret veren otostopçulara, yarým saat geçmesine raðmen bir tek araç bile durmadý. Tam vazgeçecekleri sýrada en az on beþ-yirmi yaþýnda bir otomobil otobüsün biraz ilerisinde tehlike þeridine yanaþýp durdu. Bu duran araca en yakýn olan ellili yaþlarda bir adam hemen koþup otomobilin arka kapýsýnýn kolunu tutup açtý, sol ayaðýný içeri atmýþken geri çekti, bir þeyler söyleyerek kapýyý çarptý. Kýzmýþtý araca alýnmadýðý için. Genç bir bayan da þansýný denedi ve o otomobile bindi.
     Bir yarým saat daha geçti. Yolcularý almak için gelen otobüs olmadý. Öfkesi burnundaki yolcular þoförle tartýþmaya baþladýlar. Önce sözlü baþlayan kavga sonradan tekme ve yumrukla devam etti. Þoför Murat, birkaç darbeden sonra otobüsün içine kaçtý, herkes korkup saklanacaðýný zannetti. Yanýlmýþlardý. En arka koltuðun altýndan kalýn bir sopa çýkarýp yolculara saldýrdý. Bu hamle yolcularý önce þaþýrtsa da sonra kendilerini toparlayýp karþý saldýrýya geçtiler. Murat, birkaç tanesinin kafasýna, beline ve bacaklarýna sopasýný patlatmýþtý ama sayýlarý yirmiye yakýn yolcu da onu bir güzel benzetmiþti.
     Beklenen otobüs geldi ve kavga bitti.
     Üçücü Surat: Kaybettiði oyuncaðýný bulan bir küçük çocuk gibi.
     Kafedeki son müþteri de gittikten sonra garsonlar iþyerinin kýyafetlerini çýkarýp kendilerininkini giyip evlerinin yolunu tuttular. Patron da gitme hazýrlýðýndaydý. Seslendi:
     -Murat, ben de çýkýyorum. Temizlikten sonra ýþýklarý kapat ve kapýyý kilitlemeyi unutma, hatta kilitledikten sonra bir de kontrol et, açýk kalmasýn. Bazen anahtar tam dönmüyor.
     -Tama abi, öyle yaparým.
     O gece temizlik nöbeti Murat'ýndý. Dört günde bir sýra geliyordu. Yarým saatlik bir temizlik iþiydi. Bir an önce bitirip eve gitmek, kendini yataða atmak istiyordu. Bütün günü ayakta koþturmakla geçmiþti. Hýzla temizliðe baþladý.
     Son masayý silerken yerde bayan el çantasýna benzeyen bir cisim gördü. Eðilip aldý. Aðýrdý. Bir müþterinin makyaj çantasý olmalý diye düþündü. Kasanýn yanýna býrakýrdý, nasýl olsa sabahleyin sahibi gelir alýrdý. Acaba çantanýn içinde makyaj malzemeleri mi vardý? Ýçinden bir ses “Aç da bak!” dedi. Açarsa bir bayanýn özel eþyalarýný görmesi ayýp olmaz mýydý? Açmadý. Çantaya götürüp kasanýn yanýna koydu. Üzerindekileri çýkarýp kendininkileri giydi, kafenin kapýsýný kilitledi. Patron kontrol etmesini söylediði için kapýnýn koluna bastýrdý. Evet kilitliydi iþte. Tam gidecekken aklýna çanta geldi. Ya içinde kýymetli bir þey varsa? Býrakmasý doðru muydu? Bakacaktý. Kapýyý açtý, çantayý aldý elleri titreyerek açtý. Þimdi de ya açtýðýný bir gören olursa diye korkuyordu. Gecenin bu saatinde kim gelecek de görecek diye kendini teselli etti.
     Çantanýn fermuarýný korkarak çekti. Açýnca elleri titredi. Çanta aðzýna kadar kaðýt para doluydu, paralarýn altýnda da bir avuç altýn vardý. Ne kadar para ve altýn olduðunu saymalý mýydý? Hayýr, çantadaki para ve altýn miktarý onu ilgilendirmezdi. Bu kadar para ve altýn acaba onun kaç aylýk hatta kaç yýllýk maaþýnýn karþýlýðýydý? Sorular sorular, geçti aklýndan. Çantanýn fermuarýný kapattý. Çantayý burada býrakamazdý, çünkü kaybolabilir ya da çalýnabilirdi. Ýyi de eve giderken polisler çevirir de onu bu para ve altýnlarla yakalarlarsa kendini nasýl savunabilirdi?
     Buna raðmen çantayý yanýnda götürmeye karar verdi. Yolda giderken bir polis arabasý yanýndan geçince yüreði aðzýna geldi. Neyse ki onu durduran polis falan olmadý.
     O kadar çok uyumak istediði halde, geceyi uykusuz geçirdi. Belki arada birkaç dakika dalmýþ olabilirdi.
     Sabahleyin iþe giderken de ayný heyecaný yaþadý. Çantayý bir poþetin içine koyup götürdü. Patron gelinceye kadar poþeti elinden býrakmadý. Arkadaþlarýna çantayla ilgili tek bir kelime bile söylemedi.
     Patron gelince meseleyi anlattý. Çantayý verdi. Patron çantayý açýnca neredeyse küçük dilini yutacaktý. Murat'a sordu:
     -Ne kadar para ve altýn var burada?
     -Bilmem.
     -Nasýl bilmezsin, saymadýn mý?
     -Saymadým. Elalemin parasýný neden sayayým ki!
     -Çantanýn içinden para ya da altýn aldýysan söyle! Söyle ki yerine koyalým.
     -Valla bir kuruþ bile almadým abi.
     -Sahibi gelince alýp almadýðýn belli olur.
     Öðlene doðru çantanýn sahibi gelip burada bir çanta bulunup bulunmadýðýný sorunca patron, Murat'ý çaðýrýp bayana:
     -Bu delikanlý bulmuþ. Oðlum kasadan bayanýn çantasýný al da ver! Hanýmefendi siz de para ve altýnlarýnýzý sayýn bakalým noksan var mý?
     Kadýn çantayý alýp içindekileri saydý ve güler yüzle:
     -Hepsi tamam. Hiç eksik yok, deyince Murat'ýn yüzü sevinçten parladý. Nasýl sevinmesin aklanmýþtý ve üzerinden büyük bir yük kalkmýþtý.
     Dördüncü Surat: Dayak yedikten sonra, kuyruðunu kýsmýþ bir köpek gibi.
     Yorulmuþtu, bir kayanýn üzerine oturdu. Rüzgarýn aðaç yapraklarýnda çýkardýðý hýþýrtýyý dinledi. Bir saatten fazla bir zamandýr avlayabileceði ne bir kuþ ne de bir tavþan çýkmýþtý karþýsýna. Elindeki tüfeðe öfkeyle bakýyordu, sanki kabahatli bu tüfekmiþ gibi. On metre kadar ilerisinde sarý beyaz karýþýmý renkte bir kedi gördü. Tüfeðini doðrultup niþan aldý, zevk için vuracaktý hayvaný. Kedi önce ön patilerini yaladý, sonra yere eðilip adeta sürünürcesine biraz ilerledi. Pusuya yattýðýný anlamýþtý, demek ki bir av daha doðrusu bir kuþ vardý burada. Çünkü kedi kuþtan daha büyük bir hayvaný havlayamazdý. Yanýlmamýþtý, kediye beþ-altý metre uzaklýðý olan bir ceviz aðacýnýn altýnda küçük bir karga vardý. Yavruluktan yeni çýkmýþ olmalýydý, yerdeki cevizleri gagalýyordu. Kargayý görünce kediyi vurmaktan vazgeçti, tüfeðini kargaya çevirdi. Gerçi karganýn eti yenmezdi ama hiç olmazsa avlandým diye kendisini teselli ederdi. Niþan aldý ve tetiði çekti. Karga olduðu yere yýkýldý, birkaç saniye debelendi ve hareketsiz kaldý. Tüfek sesini duyan kedi bir anda gözden kayboldu.
     Murat sonuçtan memnundu. Nasýl memnun olmasýn, bir atýþta avý vurmuþtu! Baþýný yukarý doðru kaldýrdýðýnda tam tepesinde üç karga gördü. Yüksekteydiler, onlarý da vurmak isterdi ama bu çok zordu. Derken havadaki kargalarýn sayýsý arttý, yediye ulaþtý. Bunlardan biri -ki ölen kargaya göre çok büyüktü- süzülerek cevizin altýna ölü karganýn yanýna kondu, onu bir diðer karga takip etti. Üçüncü de gelmekte gecikmedi. Murat tekrar tüfeðini omuzuna dayayýp niþan aldý ve tetiðe dokundu. Kargalardan biri öldü diðerleri kaçtý. Þimdi yerde iki ölü karga vardý. Gülerek bunlara baktý.
     Ayaða kalktý, havadaki kargalara da ateþ etmeye karar vermiþti. Ama gördükleri karþýsýnda þaþýrdý, çünkü havada yüzlerce karga vardý ve hepsi de alçaktan uçuyorlardý. Nasýl olsa birini vurabileceðini düþünüp tüfeðini havaya doðrulttu. Ama tetiði çekemedi, çünkü yüzlerce karganýn hepsi birden Murat'a doðru hücuma geçmiþti. Vücuduna çarpan çok sayýdaki karga yüzünden tüfek elinden düþtü, kaçmak istedi, kaçamadý. Kargalar baþýný, yüzünü birkaç dakika gagaladý. Ne yapacaðýný bilemiyordu, ellerini saða sola sallýyor, yüzünü kafasýný kapatmaya uðraþýyordu. Tabii bu uðraþ sýrasýnda elleri de gagalamadan dolayý yaralanýyor ve kanýyordu. Yere çömelip hedef küçültmeyi denedi, yararýný gördü, daha az etkileniyordu kargalarýn saldýrýsýndan. Sonra, yüzükoyun yatmayý akýl etti, böylece yüzünü koruyabilirdi.
     Birkaç dakikada kargalarýn saldýrýsý sona erdi. Buna inanamadý, ama gerçekti. Yattýðý yerden kalkýp etrafa bakýndýðýnda kargalarýn hepsinin az önce öldürdüðü iki karganýn etrafýnda toplandýðýný gördü. Belki de ölülerine cenaze merasimi yapacaklardý.
     Tüfeði almak aklýna bile gelmedi, oradan kaçarken. Yolda karþýlaþtýðý kiþilerden her tanýdýðý hep þu soruyu sordu Murat'a:
     -Geçmiþ olsun, nedir suratýnýn bu hali? Sana n'oldu?

     Murat, bir yandan çayýný içerken bir yandan da önündeki gazete manþetlerini bir kez daha okuyordu:
     -Bir genç sevgilisini boðarak öldürdü
     -Arýza yapan belediye otobüsünde þoför ile yolcular kavga etti
     -Garsonun örnek davranýþý: Bulduðu para ve altýnlarý sahibine teslim etti
     -Kargalar bir avcýya saldýrdý



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýronik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Deliden Mektup Var
Korona Hikayeleri - 8
Dilsiz Fahiþe - 8 (Son)
Korona Hikayeleri - 7
Korona Hikayeleri - 4
Korona Hikayeleri - 5
Korona Hikayeleri - 6
Korona Hikayeleri - 3
Bu Bir Futbol Klasiðidir
Ayda 15 Bin Lira Gelir Getiren Bir Ýþinizin Olmasýný Ýster Misiniz?

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Acayip Bir Hikaye
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7
Hýrsýz Kim?
Bir Ölünün Günlüðü - 3
Bir Ölünün Günlüðü - 4

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.