Umutsuzluğa düşmeyin. -Charlie Chaplin |
|
||||||||||
|
Danışıklı dövüş sanatının en parlak olduğu Soğuk savaş döneminin sonuna doğru, Kızılorduya karşı kullanılan yeşil İslam gücü. ABD açısından İslam dünyasında öncü lider olma olasılığı bir süre önce CİA Markalı montun üstüne monte ettiği Arabi kültür sarığın, pekte uyuşmadığını her fırsatta bildiren Washinton Allemeleri. Bin Laden’in Dar-ı Ukba‘ya gitmesiyle, endişelerini de e-Karte etmiş oluyordu! ‘‘Arap baharı‘‘da domino taşı teorileriyle İslam dünyasının Medyasına servis edilirken, Mısır devrimi(!) ve akabinde Nato’nun Libya çıkartması ile ‘NATO’nun Libyada ne işi var?‘ sözü Akdeniz semasında çatıştımı, çakıştımı? Diye düş aleminden şuhud alemine geçiş yapacaktık ki Suriyede malum olaylar! Daha uykunun verdiği mahmurluk göz kapaklarımızdan kalmış değilken; Türkiye‘nin, İsraille girdiği sözlü Polemik! Türkiye ye hem içte, hemde Arapların Ortaçağdan çıkmasına, günümüz Modern dünyasında hak ettiği yerini alması için yeni bir gövde gösterisinin en temel haklı sloganını üretmişti. Slogan mücahidleri: Suriyeyi kendi malum olayları kendi içişleri olarak görenler; Bahreyn ve Yemen‘e, Suud-i Mücahidlerce isyancı teroristlere(!) yapılan Barbarlıklara kör olmuşken. NATO ve füze kalkanı Projesi çerçevesinde geliştirilen, İranı Ablukaya almak stratejisine, gönüllü üyelik yapma haklılığını, göğüslerinde taşıdıkları Şeref madalyasından alıyor olmalıydılar. Üstelik bu gönüllü adanmışlık! Batıya entegrasyon sürecinde olmasına rağmen, hala Kültüründe Komünizm’in buram buram koktuğu Polonya kadar bile Reel-Politik ilkelerine aldırmadan… Ankara‘da; ‘Türkiye nazik, hassas, önemli bir ülke. Türkiye Avrupa’nın önemli bir parçası. Türkiye ve ABD, günümüzün sorunlarına, tehditlerine, tehlikelerine karşı yan yana olmalı, birlikte çalışmalı.‘ Diyerek yapılması gerekenleri, yol haritası olarak sıralayan ‘‘Siyaha bürünmüş Beyaz Adam‘‘, Türkiye M. Meclisine üflediği ağır havanın ağır kokusu geçmeden, Mısır‘da; ‘Ankara'da Amerika'nın İslam ile asla savaşta olmayacağını açıkça vurguladım. Bununla beraber güvenliğimize büyük bir tehdit oluşturan şiddet ve aşırılık yanlılarıyla mücadeleye durmaksızın devam edeceğiz.‘ Beyanatlarıyla, İslam dünyasının yüzyıl kadar var ki başsız kalmış bedenine; Dinamik bir beynin olmazsa olmazının ipuçlarını da veriyordu. İlginçtir ki bu bedenin başının kim ve nasıllığını, İslamın en olmazsa olamazı olan bu beyin/Halife/‘in, ‘‘Mutlak Şer‘‘ olan ABD yi çok ama çok üzmüş ve dahi derinden etkilemiş olmalıydı. Ki Hulefa İslamı öğretileri, bu yükümlülüğün en mükemmel öncüsü de, Pensilvanyada daimi misafir olan, Sakin, Modernist ve pek Muhterem zamanın Nizam ul-Mülk’ü! Hem bu konuda oluşturduğu Modern Nizamiyeler zinciri ile de rüştünü ispatlamıştı. İspatlanan bu rüştün: Tarihin derin tahlillerine ihtiyaç duyulması da, kadim İslam Medeniyetinin kendi içinde verdiği İmamet ve hilafet ekollerinin savaş zamanlarında, Bizansın pekte rahat olduğu gözlenmişti. İslam akıncılarının önceliği; elbette ki İslam dünyasının içten südur eden pek büyük fikri fitne ve tehlikelere karşı, huruc vakti gelmişti. ABD’nin, Modern zamanların Modern Hilafet Ekolünü, Türkiyeli pek muhterem iki öncünün üstlendiği rol ile nisbeten yardımcılığını Mısır‘ın üstlenmesiyle Alem-i İslam’ın ki huzur ve sukutuna, içten yükselen Velayet ekolü mensupları kast eylemişti, tekrardan bahşeylemeliydi. Yazının başlığına dönecek olursak. Galiba Araplar, 21.yüzyılda; Sarıklı, Cübbeli bir Halife bekleyecek kadar da Bedevi kalmadılar. Hem Kravat; Modern zamanlarda Modern müslümanların da vazgeçilmezi olmalı! Öyleyse Padişah ile Şeyh ul-İslam da zamanın gereklerine uyarlanmalı değil mi? Bir tarafta Velayet-i Fakihin evrensellik süreci, diğer yandan ABD’nin olmazsa olmazı olmuş Modern zamanların,Hulefa Ekolü! ‘‘ Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler!‘‘
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |