..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnýzlýk güzel birþey, ama birilerinin yanýnýza gelip yalnýzlýðýn güzel birþey olduðunu söylemesi gerekir. -Balzac
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Türkiye > Levent Ölçer




30 Ekim 2012
29 Ekim Günlüðü ve Bir Avuç Marjinal  
Artýk Uyumak Yok

Levent Ölçer


Yýldýk mý? Yok lan ne yýlýcaz. Zaten göze almýþýz copu, sopayý, gazý. Ölüm var deseler yine gideceðiz. Öyle yani, artýk sen düþün...


:BABI:

29 Ekim'i kutlamam gerekiyordu. Bu sene mutlaka Ankara'da olmalýydým. Kafaya koymuþtum. Gidecektim. Ama az kalsýn gidemiyordum. Yine de sonunda gittim.

Benim kafamdaki plana göre bir otobüse atlayýp öyle normal bir yolcu olarak Ankara'ya gidecektim. Tahmin ediyordum ki organize edilen seferler bir þekilde kýlýfýna uydurularak ya da uydurulmaya bile gerek görülmeden durdurulacaktý. Kafamdaki planým tutmadý ama otobüslerle ilgili tahminlerim tuttu.

Bir kere iki bayramýn üst üste binmesini hiç hesaba katmamýþtým. Geceyarýsý bir arabayla rahat rahat Ankara'ya giderim diyordum. 28 Ekim akþam saatlerinde bilet almaya bir gittim ki bilet milet yok. Herþey satýlmýþ. Eyvah dedim.

TGB Ýzmit'ten yetkili arkadaþýn numarasýna ulaþtým; "yer var mý sizde" dedim. "gelin, yerimiz var" dedi. Cidden de yerleri vardý. Ama o yerlere de müdahale edildi.

Zaten daha gece buluþma saati geldiðinde otobüsün çevresinde sivil polisler çoktan geziniyordu. Otobüs kalktýktan az sonra rutin bir asayiþ kontrolünde otobüsten kamera destekli bir operasyonla nüfuz cüzdanlarý toplandý. Aklýma nedense fiþlenme kelimesi geldi ama ne alaka çýkartamadým...

Otobüsün önce yangýn tüpüne taktýlar. Sonra olmadý vergi bilmem ne borçu haciz cart curt diye bir þeyler söylediler. Ýki otobüs çevik kuvvet polisinin nezaretinde aracý parka çektiler...

Yýldýk mý? Yok lan ne yýlýcaz. Zaten göze almýþýz copu, sopayý, gazý. Ölüm var deseler yine gideceðiz. Öyle yani, artýk sen düþün...

Belki iki otobüs insan vardý orada. Uðraþtýk biraz ama sonunda 29 Ekim gününün saat sabah 04:00'ünde Kocaeli'den yola çýktýk. Yolda iki ya da üç kez durdurulduk ama ustaca sýyrýldýk demek yanlýþ olmaz; Durdurulamadýk bu defa. Sabah saat 08:30'da Ankara'daydýk.

Ulusa bir çýktým metrodan, yüzüm güldü! Ýnsanlardaki coþku ve kararlýlýk hem gözlerinden hem seslerinden hem de adým atýþlarýndan belliydi. Farkýnda olmadan aðzýmdan Tayyip Erdoðan burada olsa bu topluluðun ona yapacaðý þeylere dair bir yorum uçuverdi. Güldüm.

Ankara'ya beraber geldiðim TGB gurubuyla daha buradaki ilk dakikalarda birbirimiz kaybettik. Ben biran evvel Meclis'in önüne gitmek istiyordum, heyecandan kendi baþýna hareket etmeye baþlayan ayaklarýma býraktým kendimi.

Ana caddede barikat vardý. Polis yolu tutuyordu. TGBli arkadaþlar yan yollardan yukarýya yönlendiriyordu kalabalýðý. Genç arkadaþlar özveriyle çok iyi çalýþýyordu doðrusu. Helal olsun çocuklara.

Yukarý çýkarken yolda davul zurnasý karþýladý bizi. Onlar da bayrakçýlar gibi hem bayramý kutluyor hem de yolunu buluyordu; Bir taþla iki kuþ vurabiliyorsan vurmamalý mýsýn ki? Bilmem. Bayrakçýlar neyse de davulcu ve zurnacýlar bugün para almasaydý iyiydi bence.

Yukarýya çýkarken yolda gördüðü kalabalýk ve heyecan beni gördüðüm þeye hazýrlayamazdý. Ulus kýrmýzý ve beyazdý. Ýnsanlar her köþede þarkýlar söylüyor, oyunlar oynuyor ve sloganlarla haykýrýyordu. Yine farkýnda olmadan Recep'i andým. Güldüm.

Ýlk Meclis önlerine doðru yolumu zorlukla ve adým adým aþtým. Hava güzeldi ve güneþ ýsýtýyordu artýk iyice. Saat 10:40 idi.

Sloganlar ve þarkýlar, marþlar, oyunlar ile heyecan doluydu, neþeliydi, coþkuluydu meydan. Ben de bu meydanda tam ýþýklarýn dibinde, polis hattýnýn 3 metre kadar önündeydim. Ne kadar yakýn olduðumu ilk gaz bombasýyla beraber daha iyi fark ettim. Ehuehehe :D

Türkiye Gençlik Birliði ve Atatürkçü Düþünce Derneði'nden yetkili arkadaþlar konuþma yapmaya çalýþtý. Bakýn çalýþtý diyorum çünkü organizasyonun bence tek eksik yaný ses düzeniydi. Ses duyulmadý doðru dürüst. Oradaki ses düzenini o meydaný yýkmasý gerekiyordu bence. Ama ben o kadar yakýn olduðum halde güç bela duydum konuþmalarýn yarýsýný. Hem zaten ben oraya laf dinlemeye deðil bayramý kutlamaya, yürümeye, baðýrýp çaðýrmaya, marþ söylemeye, burada olduðumu göstermeye gelmiþtim. Bana çok fazla konuþulmasýna gerek yoktu.

Polis habire "bak gelme yoksa uf olursun" diye tahrik edici konuþup durdu. Belki ön tarafta zorlaya-itiþen arkadaþlar vardý ondan ama kimse kusura bakmasýn buna katlanmak zorundaydý Polis. Hele ki böyle adice ve þerefsizce bir biçimde bir milletin kendi resmi bayramýnýn; Türkiye Cumhuriyeti adýna sahip bir Devletin adýnýn kutlandýðý bir bayramýn, kutlanmasý yasaklnýyorsa Devletin kendi eliyle... Bu halkýn çýldýrmasý ve baðýrýp kükremesi normaldir.

Buna bile saygý göstermediler.

Ýlk gaz geldiðinde koku önce hafifti sonra epey güçlendi. Hem su da geldi tazyikli cinsinden ama suyu saymýyorum. Bir metre ötemde 5 yaþýnda bir çocuk yanan gözlerini oðuþturup aðlayarak annesini kucaðýna çýkýyordu... Yaþlý amca ve teyzeler, gençler, biz yanan gözlerimizle elde olmadan gazýn þiddetli olduðu yerlerden geri çekilmeye baþladýk. Lanet gaz en çok ilk seferinde vurdu. Beklemiyorduk ulan. Þerefsizlikti bu. O emri veren þerefsizdi. Cumhuriyet bayramýný Birinci Meclisin önünde kutlamak için gelen ve ellerinde Türkiye Cumhuriyetinin bayraðýný taþýyan 80 yaþýndaki nineden 4 yaþýndaki bebelere kadar hepimizin üzerine o gazý sýktýranlar þerefsizdi.

Meydandaki tepkiyi yanlýþ tahmin ettiklerini söyleyebilirim. Sinmedik. Korkup alandan kaçmadýk. Gaz biraz hafifleyince yine yerlerimize gittik. Þarký, türkü, slogan, marþ, oyunlar. Az sonra yine gaz ve su.

Bu sefer daha sertti. Tepkimiz ve haykýrýþlarýmýz da daha sertti. Küfürlerin ve lanetlerin dozu arttý. Orta okul ve lise öðrencilerinde 80'liklere kadar herkesin aðzýndan yükselen küfür ve sloganlar Amerika'daki aðlak bebeden Eþbaþkana ve Tepede sikorsikiyle dolaþana kadar bütün gitmesi geren adreslere iletildi.

Aþaðýdaki barikatlar açýlýnca ikinci bir koldan Birinci Meclisin önlerine doðru bir koca kalabalýk daha yukarý aktý. Konuþmalar yapýlýyor, türküler söylenmeye çalýþýlýyordu ama ses düzeni yüzünden pek alana hakim olamýyordu organizatörlerin çabalarý.

Derken ortalýk yine karýþtý ve bu sefer ben durduðum yerden epey bir göz yaþartýcý gaz fýrlatýldýðýný gördüm. Bir tanesi o kadar uzaða ve yukarý atýldý ki yandaki o koca binanýn tepesine indi yanýlmýyorsam. Sonra iki tanesi çok havaya doðru savruldu. Epey bir yukarýlarda uçtular. Arkaya daha orta saflara indiler. Bir tane de ön saflarda patladý galiba. Sonuçta önden ve ortadan üç dört yerde gözyaþartýcýyý kalabalýðýn içine attýlar. Daðýtýlmak istendik. Buradan gidin dediler bize. Ama ne kadar gerilersek gerileyelim genç arkadaþlarýn çabalarý ve ateþli arkadaþlarýn öne çýkýþlarý arkadan gelen bizlere yine yön verdi ve yine yerlerimizi aldýk barikatýn karþýsýnda. Lidere gerek yoktu. Birinin gerilediði yerde diðeri cesaret verip hatýrlatýyordu zaten neden burada olduðumuzu. Dönmeyecektik.

Bu noktada artýk ne oldu tam bilmiyorum ama tahminimce bu kadar insaný daðýtacak gözyaþartýcý gazlarýnýn olmadýðýný ve bunun boþa bir çaba olduðunu, daðýlmayacaðýmýzý anlamýþ olabilirler. Anlamalarýna çok þaþýrdým açýkçasý. Ama sonuçta... Barikat kalktý. Ve biz ilerledik.

Birinci Meclisi selamlayarak aðýr aðýr ve neþeyle yürüdük. Þarkýlar, marþlar sloganlarla yürüdük. Neþe ve coþku vardý kalabalýðýn içinde. Sessizliðin olduðu yerde bile adýmlardaki kararlýlýðý ve dingin öfkeyi hissedebiliyordun. Bu kalabalýk tek kelimeyle tarif edilmek istense ben sadece "kararlý" derdim. Karalýydýk. Buraya gelenlerin bazýlarýnýn cebinde buradan geri dönüþ parasý bile yoktu. Varýn ötesini siz düþünün artýk. Bu insanlar buraya gezmeye ya da spor olsun diye gelmemiþti. Bu insanlar buraya yürekleriyle gelmiþti.

Kaðnýlar ve gençler geçti biz yürürken yürüyüþ saflarýnýn içinden. Anýtkabir'e yürüdük. Günün sonunda ayaklarým hissetse de o anda bütün o aðýr ve kalabalýk yüzünden zorlu olan yürüyüþ výz geliyordu. Etrafýmýzda Marþ söyleyip slogan atan eski tüfeklerden gencecik ortaokullu kýzlara, üniversite öðrencisinden ailesiyle gelmiþ polislere kadar her türden vatansever insan vardý. Etrafýmda tanýdýk kimse yoktu ama bir þekilde aslýnda herkes çok tanýdýktý. Bir yerde, çok önemli bir yerde birleþmiþtik; Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattý.

Aslanlý yola týrmanýþ ve yolun kalabalýklýðý bile bizi anýtkabir'deki manzaraya hazýrlayamazdý. Anýtkabir kapýsý kuyruktu. Yolda adým atacak yer yoktu ve çimenler bile týklým týklým doluydu. Biz Anýtkabire ulaþýp merdivenlerden geriye baktýðýmýzda bu manzaradan etkilenmeyecek kimse yoktu. Aðlayanlarý gördüm. Sayýlarý hiç az deðildi. Benim bile gözlerim yanmadý desem yalan olur. Bu kadar büyük bir kalabalýðý, bu kadar kararlý bir kalabalýðý görmek içimi ýsýttý.

Adým atacak yer yoktu derler ya. Ýþte Anýtkabir kesinlikle öyleydi. Adýmýnýzý atacak bir karýþ alan yoktu. Sürekli bir hareket olduðundan yer deðiþtirerek minicik bir alaný kullanrak ilerleyebiliyorduk yoksa olduðun yerde çakýlýp kalmak iþten deðil. Ben böyle bir kalabalýk görmedim. Bir avuç marjinal filan demiþler hükümet katýndan birileri törenlerdeki bizler için. Bir avuç marjinalin hepsinin g*tleriyle güldüðünü ben burada duyuyorum pek sayýn hükümet görevlisi þeysi.

Anýtkabir'de ilk anlarda verilen erken rakama göre 1 300 000 ziyaretçi Atatürk'ün huzurnda bulundu. Daha sonraki saatlerde de hareket durmadý. Ben s-aat 17:00 gibiydi yanýlmýyorsam- Anýtkabir'de vazifemi yapmýþ, saygýlarýmý sunup fatihamý okumuþtum. Gece ne olacaktý filan bilmiyordum ama benim için bugünlük bu kadardý. Mesajý gayet açýk biçimde göndermiþtik zaten. Ýndim Anýtkabir'den aþaðý. Ama ben inerken akýntýya karþý yürüdüm demek yalan olmaz. Ankara çoluðu ve çocuðuyla gerçekten bir bayrama yaraþýrca giyinip kuþanmýþ, elinde bayraðýyla neþe ile Anýtkabir'e dereler halinde akýyordu.

Benim maceram gece saat 21:00 arabasýna bir bileti güçlükle bulup kendimi cehennem gibi olan otogardan dýþarý atmamla bitti diyebilirim. Ondan sonrasý üzerime çöken tatlý bir yorgunluk; taa ki gecenin 3'ünde eve ulaþýp yataða gidene kadar.

Güzel bir bayramdý ve biber gazýyla tazyikli suyu Ankara'nýn bayram ikramý olarak memnuniyetle kabul ettim.

Tarihi bir gündü. Not alýn.

Üzerimize düþeni þimdilik yapmýþ olmanýn verdiði mutluluk ve huzuru yaþarken "Bayram abi" ile koltuklarýmýza yýðýlýrken o anlatýyordu. "Bir 1 Mayýs bir de þimdi bu bayramýn benim için yeri çok baþka, burada halk gösterdi, kendini gösterdi ve býçak kemiðe dayandý, artýk sana geçit yok dedi," diyordu burada tanýþtýðým Bayram abi. Doðru diyordu.

Recep nasýl uyudu o gece bilmiyorum ama ben yastýða kafamý koyduktan sonra içimde coþkulu bir mutlulukla çok güzel uyudum. Ama sen uyuma artýk ülkem. Artýk nolur bir daha uyuma. Bu son olsun. Çocuklarýmýzýn yarýnlarý için bir daha hiç uyumayalým, hep uyanýk kalalým.


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: .............
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
31 Ekim 2012
Sevgili Levent Ölçer, içler acýsý durumu anlatýrken, okuyucuyu üzmemeye çalýþýr bir yazý dili kullanmýþsýnýz. O nedenle, acýklý bir durumu, keyifle okudum diyeceðim nerdeyse.Tebrik ederim. Eete, uyumayalým.Uyumamak yetmiyor, deliksiz uyuyanlarý da uyandýralým. Sevgiyle.:)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tanklamak Ne Demek?
Ya Ýstiklal Ya Ölüm
Uyanýklýk
Türkiye Nasýl Kurtulur?
30 Mart Geçti Þimdi Ne Yapacaðýz?
Dudaklarýn Hala Kýrmýzýyken Öp
Türklerin Kýsa Yoldan Köþeyi Dönme Sevdasý?
30 Aðustos Zafer Bayramý
Abd - Ýran Savaþý
Yazmak Ya da Yazmamak...

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe
Ölüm / Kalým
Uzayda Hayat Var mý?
12 Fransýz ve Mükemmel Dünya
World Of Warcraft Yazýsý
Zenginler Klübünden Bir Þerefsizin Böbürlenmeleri
Yalnýzlýk Çaðý
Ýzedebiyat Yetkililerine Açýk Mektup
Usta ve Çýrak
Dünyayý Bitirme Formülü Çok Basit

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Tatlý Sert [Öykü]
Zeytin Karasý [Öykü]
1996 Yýlý [Öykü]
2012: Ölülerin Ýntikamý [Öykü]
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18 [Öykü]
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - ) [Öykü]
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm) [Öykü]
2012: Ölülerin Ýntikamý (3) [Öykü]


Levent Ölçer kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.