..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İyi bir aşk mektubu yazmak için, neler yazacağını bilmeden oturman, kalktığında da ne yazdığını bilmemen gerekir. -Rouesseua
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Ömer Faruk Hüsmüllü




21 Aralık 2012
Hayat Sana Kırgınım - 2  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Sevim, odasının penceresinden Bahadır’ı aylarca izledi. Önceleri bu ona yetiyordu. Sonra, yetmediğini anladı ve daha fazlasını istemeye başladı. Daha fazlası ne olabilirdi? Bu kadarı neden yetmemişti? Sorularını kendine sordu. Daha fazlasının Bahadır’ı yakından görmek olduğuna karar verince de bunu gerçekleştirmenin yollarını aradı.


:ACJI:
Sevim, odasının penceresinden Bahadır’ı aylarca izledi. Önceleri bu ona yetiyordu. Sonra, yetmediğini anladı ve daha fazlasını istemeye başladı. Daha fazlası ne olabilirdi? Bu kadarı neden yetmemişti? Sorularını kendine sordu. Daha fazlasının Bahadır’ı yakından görmek olduğuna karar verince de bunu gerçekleştirmenin yollarını aradı.

Önce annesine komşularla pek fazla görüşmediği için sitem etti. Görüşmüş olsaydı, belki de Bahadır ve ailesi hakkında bu yoldan bilgi alabilirdi. Onlara aşure getiren bir tanıdıkları Sevim’e Muharrem ayı olduğunu hatırlattı ve annesini aşure yapıp komşulara dağıtmaları için ikna etmeye çalıştı. Önceleri “İşim var, uğraşamam!” diyen annesi Sevim’in “Ben de sana yardım ederim.” Demesi ve ısrarı sonucunda aşure yapmaya razı oldu. Sevim, Bahadır’ın evine de aşure götürmeyi ve böylece onu yakından görmeyi umuyordu.

-“Yarın yaparım.” Diyen annesine Sevim itiraz etti.

-“Cumartesi ya da Pazar yapalım. Benim evde olduğum bir gün olsun…” Dedi.

-“Kızım, o günlerde sen dershaneye gitmiyor musun? Derslerden geri kalma. Malzemeleri al, yeter.”

-Aman anne, bir gün dershaneye gitmemekten ne çıkar? Sen alınacak malzeme listesini yaz da ben marketten alıp geleyim.

Aşure pişerken Sevim, yanından hiç ayrılmadı. Komşulara dağıtma işini de o üstlendi. Önce en yakın komşularına götürdü. Bahadırlara götürmeyi sonraya bıraktı. Çünkü onlara gidecek olanı özel olarak hazırlamak istiyordu.

Giderken kapıyı çaldığında Bahadır’ın açması için dua ediyordu. Öyle de oldu. Aşureyi verirken elleri titriyordu, ama gene de Bahadır’ın gözlerine bakmaktan kendini alamadı. Bahadır’ın teşekkürüne gülümseyerek cevap verdi. Hepsi bu… Yani Bahadır’ı yakından görmesi belki de bir dakika bile sürmemişti. Bu kısacık sürede gördükleri, onun bundan sonraki hayallerini süsleyecekti. Bahadır’ı gördükten sonraki hayatının eskisi gibi olmayacağının farkındaydı. Artık birçok şey değişecekti. Alışılmışın dışında bir Sevim görecekti herkes karşısında.



Bir ay sonra Sevim, mahalledeki bir arkadaşından Bahadır hakkında bazı bilgiler aldı. Keşke almasaydı! Çünkü Bahadır’ın nişanlı olduğunu ve on beş güne kadar da düğünü olacağını öğrenmişti. Duydukları onu üzmüştü. Oysa asıl üzücü olaylar daha sonra gelecekti. Sevim, hayatın sürprizlerine karşı hazırlıklı değildi. Bunlarla karşılaşınca ya paniğe kapılıyor, ya da yılgınlık gösteriyordu. Üstelik sürprizlerin iyi ya da kötü olması da bu durumu değiştiremiyordu.

Bahadır evlendikten kısa bir süre sonra tayini çıktığı için Sevim’in bulunduğu şehirden ayrılmıştı. Bunu duyunca Bahadır’ı uzaktan sevmekten başka bir çaresi kalmadığını anladı, ama olsun bu da ona yeterdi. Bahadır’a bir gün kavuşabileceği umudunu içinde yaşatacaktı. En azından onunla aynı havayı teneffüs ediyordu. Şimdilik anılarıyla, hayalleriyle teselli bulabilirdi. Kendine bu yönde telkinlerde bulunuyordu. Aklından geçirdiği kelimeleri seçerken dikkatli davranmaya çalışıyordu. Bazen bunda da sıkıntıya düşüyor, avutucu kelimeler bulmakta zorlanıyordu. Kelimelerin bittiği yerde ise anıların hayali acıtmaya başlıyordu.

Gönlünü okuyabilecek biri var mıydı? Yoktu. Olamaz mıydı? Belki. Sabretmesi, yani beklemesi gerekecekti… O Sevim’in hayallerini süslüyordu, ama Sevim onun değil. Bahadır’ın hayallerine girmeyi, orada yaşamayı o kadar çok istiyordu ki! Bu karşılıksız aşk, yüreğini parçalıyordu, acı veriyordu. Bunun yanı sıra tadına da doyum olmuyordu. Yürek teli en duygulu aşk şarkılarını çalmaya kuruluydu… Derin denizler gibi derin bir sevdaydı bu…

● ● ●

Devam edecek....



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın beklenmedik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Küçücük Hikâyeler - 2
Senin Hikayen
Prostat
İn Aşağıya Ulan
34 Yıl Sonra Gelen İtiraf
Makineleşmek ve Kaçış - 4
Makineleşmek ve Kaçış - 5 (Son Bölüm)
Makineleşmek ve Kaçış - 3
Makineleşmek ve Kaçış - 2
Makineleşmek ve Kaçış - 1

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Bir Ölünün Günlüğü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüğü - 7
Dilsiz Fahişe - 8 (Son)
Hırsız Kim?
Bir Ölünün Günlüğü - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.