Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
414 Sayfalık bir kitabı iki oturuşta okudum. Elbette ki kırmızı tuğla kalınlığındaki bir kitabı iki oturuşta okumak kolay olmadı… Kaldı ki ‘iki oturuşta okuduğum’ kitap dünya klasiklerinin başından gelen Tolstoy’un edebi bir eseri de değildi. Elime alıp okuyup bitirmeden bırakamadığım bu kitap, Beyan Yayınları’nın hayat-hatırat serisinden çıkan henüz mürekkebi kurumamış bir eser. Çocukluğumun, uzun kış gecelerinin birinden, nenemin dizi dibinde dinlediğim bir masalın peri kızı gibi uyuya kalan ilham perilerimin uykusunu kaçıran bu kitabın ismini merak ettiğinizi bilmiyor değilim, ancak -müsaadenizle- bahse konu eserin ismine birazdan gelelim. Biyografi eserleri, genelde sıkıcı olur ama bu eser öyle değil. Bir biyografi olmasına rağmen saatlerce elimden düşüremediğim, okumadan bırakamadığım, bir roman gibi keyifle okuduğum bu eserin hikmetine gelince… Bir bal arısı titizliği ve sabrı ile yazılmış bu eserin her satırında Malatya kültürünü ve kendimi gördüm. Bu eser, 1950 yıllarında Malatya’ya tayin olan müftü İsmail Hatip Erzen’le Cumhuriyet’ten sonra teşekkül eden Malatya ilim havzasının öncülerinden birinin biyografisini anlatırken, havzanın tüm halkalarından bahsediyordu. Bu eser Malatya ilim havzasının oluşumundan günümüze kadar süregelen 63 yıllık tevhidi mücadele ve metodunu anlatıyordu. Bu nedenle gözlerim kararıp sulanıncaya kadar, içim geçip, bitap düşüp yana yıkılıncaya kadar okudum çünkü kitabı okuyup bitirmeden elimden bırakamadım. Kitabı okumadan elimden bırakamadım, çünkü bahsedilen Malatya ilim havzasının öncülerinden bir kısmını görmemiş ve tanışmamış olsam da, bu havzadan beslenmiş, bu havzanın vahalarından gezmiş ve ilmi çeşmelerinden beslenmiş birisiydim. Örneğin havzanın güzide mütefekkir ve âlimlerinden biri olan Mehmet Said Çekmegil’in yaşantısını bizatihi kendisinden dinlemiş, ‘söz uçar yazı kalır’ mucibince, “Büyük Doğu’nun Son Kalesi” adıyla kaleme almıştım. Malatya ilim havzasının halkalarından biri olan Bahaddin Bilhan’ın ders ve sohbetlerine katılmış, Mersin’deki evine konuk olup o zamanlar henüz yayımlamadığı ve şimdi “O Sabah İşte Bu Sabah”, “O Gün İşte Bu Işık”, “O Yol İşte Bu Yol” …gibi isimlerle kitaplaştırdığı şiirlerini kendi sesinden dinlemiş ve bu güzel eserlerin yayımlanması için adeta yalvarmıştım. Yine Malatya ilim havzasında H. Mehmet Alptekin ve ‘üstad’ unvanıyla anılan Hüsamettin Yıldırım, Hakk’a Özlem Gazetesi’nde Yazı İşleri Müdürü iken gazetemize köşe yazılarıyla destek ve katkılarını esirgememişlerdi. Hâsılı kelam; bu kitapta anlatılanlar bendim ve benim kültürümdü. Mehmet Çelen Hocamız bir bal arısı titizliği ve sabrı ile çalışmış, bin bir çiçekten topladığı balı 414 sayfalık bir eserle bizlerin istifadesine sunmuştur. “İlim ve Hareket Adamı Mehmet Sait Ertürk (Şark Medreseleri Müderrisi)” adındaki bu kitapta, merhumun kronolojik biyografisinin yanı sıra, 1950 yılından bu yana Malatya’da ilmi ve fikrin gelişmesini sağlayan -yazarın sıkça ifade buyurduğu gibi- bu havzada yetişmiş fikir adamlarının anekdotları, sohbetleri, basından yayımlanan yazıları ve röportajları tarihi bir arşiv değerini taşıyor. Derin bir ilmî vukufiyete sahip, ilmiyle âmil, siyasî basiret sahibi, ufku çok geniş, bitmek tükenmek bilmeyen cehdiyle ve gayretiyle bir hareket adamı olan ve aynı zamanda ihlâs, takva, zühd ve vera’ sahibi, samimi ve sâdık bir Müslüman vasfıyla olayları en ince noktalarına kadar irdeleyen, büyük bir muhâkeme gücüne, mükemmel bir fikir silsilesine sahip bir düşünür olan merhum Mehmet Sait Ertürk’ün biyografisini okurken inanın kah güldüm kah da duygulanıp gözyaşlarımı tutamadım… Tarihi verilerle Malatya kültürünü mercek altına alan bu eser gelecekteki nesiller için daha çok aranan ve başvurulan bir kaynak kitap olacaktır, diye düşünüyorum. Bu nedenle eseri çok önemsiyor ve ilgilisine önemle okumasını tavsiye ediyorum. Not: Beyan Yayınları arasında çıkan “İlim ve Hareket Adamı/ Mehmet Sait Ertürk (Şark Medreseleri Müderrisi)” adındaki kitaba Türkiye’nin her ilinde, en seçkin kitaplarında ulaşabilirsiniz
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |