Tanrı insanı yarattı, insan da sanat yapıtını. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Mutlaka Ege'nin o meşhur Çökertme türküsünü dinlemişsinizdir: Çökertme'den çıktım da Halil’im Aman başım selamet Bites de Yalısı'na varmadan Halil’im Aman koptu kıyamet Burası da Aspat değil Halil’im Aman Bites yalısı Ciğerime ateş saldı Aman kurşun yarası Evet, Şimdi tam oradayım. Burası Bodrum. Bites Yalısı Bodrum'un yaklaşık 5 km batı tarafında turistik küçük bir belde. Önceden, yeğenim vasıtasıyla, Bites Yalısı'nda bulunan Villa Nergis diye bir apart otelde yer ayırttırmıştım. Gelirken kafamızda acaba nasıl bir yer? Temiz mi, hijyenik mi gibi sorular vardı. Ama oteli görünce tüm bu sorular kafamızdan gidiverdi. İlk görüntü şahaneydi doğrusu... Minicik bir kapıdan cennete giriveriyorsunuz adeta. Sizi bahçede muz ağaçları karşılıyor. Bu muz ağaçlarının gölgesinde bir amerikan bar yer alıyor. Hemen kenarında yüzme havuzu. Şezlonglar yan yana sıralanmış. Masalar da selamlamaya durmuş. Turistler, gün boyu bu havuzda serinliyor. Bahçenin etrafı çift katlı apartman daireleri ile dolu. Yuvarlak biçimde yan yana, bahçeyi sarıyor. Odalar da oldukça görkemli. Tesadüfen o gece bahçede düzenlenen özel eğlenceye rast geliyoruz. Turistler çeşitli rollere bürünmüş. Kimileri kızıl derili, kimileri, dansöz kılığında, kimileri de romalı savaşçı kılığında roller üstlenmiş. Eğleniyorlar. Otele yerleşiyoruz. Şehri görmek istediğimizden bu eğlenceye katılamıyoruz. Bodrum, çok kalabalık ve eğlencenin merkezi olan bir yer. Barlar Sokağı her zamanki gibi kalabalık. Her zamanki gibi diyorum. Çünkü bu, Bodrum'a üçüncü gelişim. Her defasında da buraya olan hayranlığım kat be kat artmıştır. Gecenin tatlı yorgunluğu üzerimize vurmuş olmalı ki çocuklar kucaklarımızda uyumaya başladı. Otele dönmek zorunda kaldık. Otele döndüğümüzde ise eğlencenin bitmiş olduğunu gördük. Bahçede oturanlar var. Selam verip odalara geçiyoruz. Çocukları uyuttuktan sonra arkadaşla bara gidiyoruz. Bize göre vakit daha erken. Barda içkilerimizi yudumlamaya başlıyoruz. Otelin sahibi, nazik, kibar bir bey. Bizlere “hoş geldiniz”diyor ve kendini tanıtıyor. Bizler de kendimizi tanıtıp Kıbrıslı olduğumuzu, ve buraya tatil için geldiğimizi söylüyoruz. Hüseyin Bey, çok memnun oluyor. Çünkü kızı da Mağusa'da DAÜ'de bir öğrenci. Tanışıyoruz. Sohbet, ister istemez, Kıbrıs'a dayanıyor. Önce Kıbrıs'taki kira konusu ele alınıyor. Burada kiraların yüksek olduğu, hayatın çok pahalı olduğu konuşuluyor. Sonra da ister istemez siyasete giriyoruz. Hüseyin Bey, hükümetten dertli. Kıbrıs'ın Türkiye için önemini anlatıyor bize. KKTC'nin önemini kendine göre yorumluyor. Buradan hiç kimsenin taviz veremeyeceğini söylüyor. Üstü kapalı da olsa şimdiki hükümetin tavırlarına karşı memnuniyetsizliğini dile getiriyor. Belli ki Hüseyin Bey de bizim gibi düşünüyor. Tam bir Kıbrıs sevdalısı... Yıllardır benim ilgimi yukarda zikrettiğim Çökertme türküsü çekmiştir. Her türkünün bir hikayesi olduğu gibi, bu türkünün de bir hikayesi var. Onu da buranın müdürü Haluk Bey'den dinliyorum. Kendisi internetten hemen çıkarıp getiriyor. Bodrum, henüz uluslararası turizm merkezi haline gelmemişken, 20. yüzyılın başlarında küçük bir sahil kasabasıymış. Halkı, daha çok balıkçılık, süngercilik ve özellikle de kaçakçılıkla geçimini temin edermiş. Buranın insanı, karşıdaki İstanköy’e gizlice tütün satar ve karşılığında rakı, kahve gibi erzaklar alırmış. Türkünün kahramanı Halil Efe ve yakın arkadaşı ibrahim Çavuş da hayatını kaçakçılıktan kazanırmış. Türkünün kadın kahramanı Havse de bir çengiymiş. Güzelliği dillere destan olan Havse, Kaymakamın yanında temizlik yaparmış. İbrahim Efe, Havse’yi ikinci eş olarak alınca dedikodular başlamış. Diğer efeler İbrahim Efe’nin evini basarak Havzeyi kaçırmak istemişler. İbrahim Efe, önce karşı çıkmasına rağmen çocuklarını korumak için Havze'yi teslim etmiş. Havze dağa kaldırılınca, O da, “Çakır Güssüm” diye anılmaya başlanmış. Daha sonra Halil, bu kıza aşık olmuş. Onu dağdaki efelerden kaçırmış. Böylece efeler ve kaymakam Halil'in peşine düşmüş. Hikaye böyle devam ediyor... Gerçekten de Bites görülmeye değer bir yer. Şimdi Çökertmeyi açın dinleyin. Müsaitseniz de bu türkünün kendine has oyununu oynayarak stresinizi atın. Burası da aspat değil halil'im Aman Bites Yalısı Ciğerime ateş saldı Aman kurşun yarası
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |