Sèvres Barış (!) Antlaşmasının mimarları emperyalist güçler istiyor mu? İstiyor !
Lozan’ı çöpe atma hevesinde olan bölücüler istiyor mu? İstiyor !
Avrupa Birliği istiyor mu? İstiyor !
ABD istiyor mu? İstiyor!
Gericiler istiyor mu? İstiyor !
Şeriatçılar, cemaatçiler istiyor mu? İstiyor !
Terör örgütleri istiyor mu? İstiyor !
Teröre destek verenler istiyor mu? İstiyor !

O halde bu işte bir bit yeniği yok mu millet? Türk ulusunu bir ümmete dönüştürecek olan, emperyalistlerin, gericilerin, bölücülerin, teröristlerin istediği gibi bir Anayasa için düğmeye basıldı.
Büyük bir hız ve kararlılıkla yürütülen İslamlaştırma politikası ile Sünni Müslümanlık tek yerel ve milli değer topluma dayatıldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden laik bir Cumhuriyet kuran Atatürk'ün devrimci ruhu artık bu ülkede yok !

Ve sonunda Türkiye Cumhuriyeti’ne son ölümcül darbeyi vurmanın zamanı gelmiş bulunuyor: Türk Milleti/Türk Ulusu kavramı Anayasa’dan kaldırılacak; özerklik, öz yönetim, yerel yönetim veya benzeri uygulamalarla federatif bir yapılanmaya gidilecek; başkanlık veya yarı başkanlık düzeneği ile Osmanlı eyalet yönetimine ve padişahlığa tornistan geri dönüş olacak . Tüm bunlar zaten Sevres Antlaşmasında görülmüştü.

İmdi, mevcut anayasanın %70e yakını zaten defalarca değiştirilmiş olduğundan ona artık “Darbe Anayasası” demek mümkün değildir: Mevcut anayasa çoktan sivilleşmiş ve topluma mal olmuştur. Bu anayasa daha özgürlükçü, daha devrimci, Atatürk ilkelerine çok daha uyumlu bir hale getirilebilir kuşkusuz. Ama yapılmak isenen bu değil, bunun tam tersidir. Amaç başkadır. 2023 ve 2071’in misyon ve vizyonu karşı devrimi Türk halkına yutturmakır.

Öte yandan, sanki demokrasi, başkanlık sistemi, federasyon ithal ürün değilmiş gibi “bugüne kadar hep ithal ürünlerle yönetildik, yerli ve milli bir anayasa yapalım” demek milletle dalga geçmek olup hiçbir bir mantığı yoktur. Asıl hedef Anayasa’daki Türk sözünü yok sayarak herkesin Osmanlı’daki gibi ulus bilincinden yoksun, dine endeksli bir kavim, tebaa haline dönüştürülmesidir. Bu durumda herkes kendi dinine, inancına göre sınıflandırılacak, her dinsel grup, cemaat ve tarikat kendine özgü şeriatı uygulayabilecek, akraba evlilikleri, çok eşlilik, küçük kızlar ile evlilik ve başka bir çok ahlaksızlık serbest bırakılacak, yasalara göre artık suç sayılmayacak! Kızların ve kadınların asli görevi gebe kalıp bol bol çocuk doğurmak ve onlara bakmak olacaktır.

Türkiye ve Türk ulusunun Anayasa ile bir sorunu yoktur. Ancak, siyasal partilerin ve bir çok siyasetçinin bu bağlamda çok ciddi sorunları vardır. İşte sorunsal aslında o partilerin ve o kişilerin kendilerini kurtarma ve aklama çabalarıdır. Çünkü mevcut Anayasa’ya göre yaptıkları pek çok şey anayasa ihlali, yasalara göre suç ve er veya geç Yüce Divan’da yargılanmayı gerektiriyor.. Böylece tüm yolsuzluklar, hırsızlıklar, karanlık işler, vs bu şekilde silinmiş olacak ve aklanacaklar! Miyadını dolduranın kimler olduğu ortadadır. Onun için mevcut Anayasayı mümkün olduğu kadar yerin dibine batırıp tamamen yok etmek istiyorlar. Böylece iktidara geldiklerinden beri yapmış oldukları tüm yasa dışı işlere “Yeni Anayasa” kılıfını geçirecekler, iktidarlar değişse bile asla yargılanmayacaklar!