Rusya’da çetin bir hengâme… Tahmin etmiþsiniz bunlarýn Çeçenler olduðunu. Þeyh Þamil’den Þamil Basayev’e uzanan özgürlük arayýþýnda maðdur ettikleri Ruslar… O kadar çok Rus öldü ki, yazýk, Rusya’da Rus kalmadý. Ruslar çok merhametli olduklarýndan hiç sesleri çýkmadý.

SSCB ve Stalin… Ukrayna, Polonya, Litvanya, Leh, Gürcü, Ermeni, Ahýska, Kazak, Kýrgýz, Türkmen, Azeri, Kýrým Tatarlarý, Tacik, Özbek, Baþkurt, Yakut, Çuvaþ ve daha bir yýðýn topluluk ve uluslar Stalin zulmünden nasibini alýyor.

Cengiz Aytmatov’un “Gülsarý” adlý kýsa romaný Stalin dönemindeki kolhoz yöneticilerine verilen imtiyazlardan bahsederek, nasýl adam kayrýldýðýný, kimlerin köylülerin, iþçilerin ve savaþ gerekçesiyle çalýþmaya mecbur býrakýlan kadýnlarýn haklarýnýn bu kolhoz yöneticileri tarafýndan nasýl zimmetlerine geçirilerek, zengin olduklarýný öðrenebiliyoruz.

20. Yüzyýl dünyasýnýn en korkunç iki canisinden biri Hitler, diðeri Stalin. Trenler dolusu insaný Sibirya taraflarýna yollayýp, katlini bizzat saðlýyor. Bu bilgi çeþitli kaynaklardan saðlanabileceði gibi, bence en güvenilir kaynak, Kazak Þair Muhtar Þahanov’un Cengiz Aytmatov’la yaptýðý söyleþinin kitaplaþtýrýldýðý “Þafak Sancýsý” olduðunu söyleyebiliriz.

Stalin’in bütün derdi, yeni bir SSCB vatandaþý modeli yaratmak… Yazýk ki, maðdur oluyor, hevesi kursaðýnda kalýyor. Sanýrým Stalin’in bu maðduriyetini en iyi anlatan eserlerden birisi George Orwell’in 1984 adlý romaný.

20 Ekim 17
Gölcük