Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Beylik bir laf vardır bilirsiniz ''Tüketim toplumu olduk.'' derler. Doğrudur, ancak üretim olmadan tüketimde olmaz... Eski zamanlarda insanlarımız sanki daha kanaatkardı gibi gelir bana, gibisi fazla öyleydi... Şimdi ki bebelere bakıyorsunuz hepsi marka tutkunu... Ayakkabılar o tanınmış firmadan, kazaklar gömlekler başka tanınmış firmadan. Analarınız, babalarınız da marka mı bilirlerdi? Anneleri, babaları ne alırsa onu giyerlerdi... Markete giriyorsunuz neskahve alacaksınız, on tanesi bir arada. Çorap alacaksınız beşli paketler halinde... Tuvalet kağıdı alacaksınız altlı ve on ikili halde idi, şimdilerde yirmi dörtlü otuzlu yapıyorlar nerede ise... Kardeşim yirmi dört tane tuvalet kağıdını ben altı ay da bitiririm yahu! Hadi iki ay sonra öldüm gittim... Zamanı da hızla tüketiyoruz, dostlarımızı da, sonra da olan bize oluyor, devayı psikologlarda psikiyatrlar da arıyoruz... Devletler ve devletlerin başında ki buzdolabı suratlı devlet başkanları da böyle... Onlarda kendi insanlarını tüketiyorlar... Bilirsiniz İngiltere'ye atfedilen bir deyim vardır ''Üzerinde güneş batmayan imparatorluk.'' derler... Yani elinize aldığınız o dünya atlasının ta en doğusundan, ta en batısına kadar sömürgeleri olmuştur zamanında... Dünyayı versen doymazlar, daha daha derler hep. Başka gezegenlerde başka ülkeler varsa oraları da ele geçirmeye bakarlar... Oysa paylaşmak dünyanın nimetlerini, hem de kardeşçe ne kadar güzel ve anlamlıdır... Herkes daha fazla ilgi, daha fazla sevgi bekliyor karşısındakinden... Peki sen ne yaptın kardeşim bir birey olarak, kendi toplumunu sevmek için, diğer insanları sevmek için? Ben, ben, ben deyip durdun. Karşında ki insanın fikirlerine değer verdin mi? Halbuki insanların bilmesi lazım ''Paylaşıldıkça çoğalan tek duygu yoğunluğu sevgidir.'' Kıskançlık da insanı yiyip bitiren duygulardan birisidir. Onun şusu busu var, benim niye yok? Oysa tevekkül içinde olan bir insan da kıskançlık olmaz. Tevekkül tam bir teslimiyeti gerektirir, kadere rızayı gerektirir... Seksen tane fabrikası olan adam da, bir tane kulübesi olan adam da en nihayetinde ölecektir... Ölüm Hayatın en büyük hakikatlerinden birisidir... Daha fazla sevgi isteyelim, daha fazla iman isteyelim Rahman'dan, daha fazla maneviyatımız tabi ki olsun, daha fazla sabırlı olalım. Ancak daha fazla mal mülk, para, sizi bilmem, bana çok da lazım değil. Namerde muhtaç olmayalım yeter...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |