Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim |
|
||||||||||
|
Ya arkadaşım dünya kadar para verip o televizyon sistemini alıyorsun, anladık, sonrada haftada dört tane maç seyrediyorsun, onu da anladık da bir de pozisyon tartışmalarını gece yarılarına kadar izliyorsun da ne oluyor, onu çok merak ediyorum işte? Hayır bari onları izleme de, ertesi gün de amirinin karşısında esneyip durma, değil mi ama? Anladık arkadaşım anladık, gençliğinde iyi top oynuyordun, mahalle takımında idin, gelen geçene üç beş atıyordunuz, sen de kaptandın belki mahalle takımında... Ama bir şey söyleyeyim mi sana, geçti o günler, mazi de kaldı... Baban, dayın, arkadaşın belki seni Fenerli ya da Cimbomlu yaptı, ama bırak artık bu fanatikliği yahu! Sakın ola sakın, takımın yenildi mi arkadaşlarının seni kızdırmalarına izin verme. Hayattan küsüp de yemeden içmeden kesilme... Futbolcuların umurunda bile değil senin yemeden içmeden kesilmen. Onlar yine paralarını primlerin alıp keyiflerine bakıyorlar villalarında... Sana on ikinci adam demelerine de kafayı takma, sahada ki on bir adam antrenmanda çalışmamış ise, uyur gezer gibi saha da geziniyorsa, seyirci olarak istediğin kadar destek ver, ağzınla kuş tutsan, yine kazanamazlar, benden söylemesi... Bilemiyorum var mı böyle erkekler gerçekten? Takım tuttuğu halde fanatiği olmayan. Maç seyretmeyi fazla da önemsemeyen. Pazara gelen bir maç günü, maç ile değilde karısı ve çocuğu ile ilgilenmekten daha fazla zevk alan. Takımı şampiyon olamadı mı girip de bir meyhaneye iki büyük devirmeyen. Var mı böyle erkekler? Mutlaka vardır var olmaya, hem de güzel yurdum Türkiye'de... Geçenlerde izlediğim bir kamera şakası aynen şöyleydi... Kadın fanatik kocası maç seyrederken çaktırmadan uzaktan sevdiği takım atağa kalktığından televizyonu şak diye kapatıyor. Üç beş kere aynı şeyi yapınca, adam sinirlenip de televizyonu parçaladı inanın ki... Bu derece bir fanatikliğe sahip olanların da ruh sağlığı uzmanlarına danışmasında fayda vardır diye düşünüyorum. Son cümle takımınız yenildi mi kendinizi parçalamayın, yendiği zamanda aşırılıklar yapmayın, gurur duyun yeter...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |