Ben daha önceki yazımda AKP kendisinden olmayan belediye başkanlarına her türlü zorluğu çıkararak çalışmalarını engelleyip, sizi seçtiklerinizden soğutma amaçlandığını, bunu başaramadıkları takdirde de çeşitli suçlar isnat ederek yerlerine kayyum atanmasının muhtemel olduğunu yazmıştım. Bugün gösteriyor ki, AKP beni yanıltmadı.

Bugün HDP ile kayyum atanmaya başlandı, yarın diğer partili belediye başkanları aynı akıbete uğrayabilirler. Hatta aynı akıbete uğramaları kuvvetle muhtemel görünüyor.

Hükümetin HDP belediyeleri ile kayyum atamaya başlaması da rastlantı değil; hem kendi tabanı, hem koalisyon ortağının tabanından ciddi tepki çekmemek için sağlıklı bir yol görünüyor. Ayrıca artık Kürtlerden oy çıkmayacağı veya Kürt oylarına da ihtiyaç kalmadığı kanaati de oluşmuş durumda.

Görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarının aday başvuruları sırasında kim oldukları gizlenmiş miydi? Bu adamların kimlerle beraber oldukları bilinmiyor muydu? Yoksa yine hükümet terör örgütü tarafından kandırıldı mı? İstanbul seçimleri hükümet lehinde sonuçlansaydı, bu belediye başkanlarına göz mü yumulacaktı? "Hele bir seçilsinler, nasıl olsa, yerlerine her zaman yaptığımız gibi kayyum atarız" mı diye planlandı?

Sayın Bahçeli, olaylara AKP direktifleriyle mi bakıyorsun, diye merak ediyorum? Kimi, niye kutladın? Günah mı çıkarıyorsun, örgüt üyeleri diye nitelendirilen kişilerin görevden alışına sevinerek.

Abdullah Öcalan'ın mektubu medyada okunduğunda gıkın çıkmıyordu. Niye? Birlikte olduğun kişilere oy toplama kaygın vardı, o yüzden sanıyorum.

Yeniden açılım yapılabilir, bu konuyu gündeme alabiliriz diye yapılan açıklamalarda da sesin soluğun çıkmadı. Şimdi niye birilerini kutluyorsun? Senin vatanın ve vatan aşkın AKP ile mi sınırlı Sayın Bahçeli?

Bu bozuk zihniyetle nereye kadar gideceğiz, bilemiyorum. Allah sizi toprakla mükâfatlandırsın, yoksa sizden kurtuluş yok.

20 Ağustos 19
Gölcük