Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy |
|
||||||||||
|
Cebimde bir lira varken az konuşurum, yüz lira varken biraz daha fazla konuşurum. Bin lira varken peh peh peh önümde kimseler duramaz. Hatta bu durum kredi kartı limitlerine göre bile değişir. On bin lira limitli bir kredi kartım varsa başka, yirmi bin limitli bir kredi kartım varsa başka olurum. Hele bir de limitsiz bir kredi kartım varsa ohhhhhooooo kimseler duramaz önümde billahi hem de vallahi! Eş dost düğünlerinde bile yakın akrabaların geline damata taktığı ziynetlerin değerine cinsine göre saygı ve hürmet edilir akrabalara... Akrabalar arasında çok kalburüstü adamlar varsa, ilk önce onlara davetiye gönderildiği gibi bir de telefon açılır ayrıca... Bazı adamlar on günlük periyotlar ile ya da bir haftalık periyotlar ile zenginliğin tavanına vururlar... Ellerinde ya bir piyango bileti ya da oynanmış bir Lotto kuponu vardır. Hayallerin ardı arkası kesilmez. Bir çok yakın dostlarına ''Hele bir çıksın.'' neler neler söz verirler... Ben de şimdiye kadar hiç böyle bir tipe rastlamadım. Mümkün mertebe kimliklerini gizlemek onlar için kaçınılmaz oluyor... Öyle demiyor mu Özdemir Erdoğan dostumuz, ağabeyimiz ''Paranın ne önemi var mühim olan insanlık.'' diyor da demesine, şimdilerde rafa kalkmış gibi insanlık. Günümüzde, ahkam kesme, racon kesme, varyete yapma, varlığı ile hava atma, bunlar moda artık... Garibanlar, fakirler hiç konuşmuyorlar maddi varlıkları ile ilgili... Ne var ki ne konuşsunlar diyorsanız, haklısınız tabi ki... Güzel bir atalar sözüdür ''Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz yolda bile şaşırır.'' derler... Futbol Kulüplerinin bile üst düzey yöneticilerine bir bakın, hepsi iş adamı, kalantor, tuzu kuru adamlardır. Garibanlar yoktur o yönetim kurullarında. Rahmetli Süleyman Seba gibi bir kaç istisna olmuştur tabi, onu da unutmayalım... Dünya paralarının bir çoğu, haliyle bizim gariban Türkiş Lira'dan kıymetli... Onlarda paraları kadar konuşuyorlar ve dünya ekonomisine yön veriyorlar... Garibanları açları sömür babam sömür de nereye kadar sürer bu sömürü, onu da bilen yok... Ne yapalım biz de böyle idare deceğiz ''Paramız yoksa da haysiyetimiz var.'' diyerek...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |