En büyük mutluluk ve en büyük sýkýntý anlarýnda sanatçýya gereksinme duyarýz. -Goethe |
|
||||||||||
|
Tapýnma: Doðal korku, bilgisizlik (Cahillik) sonucu ortaya çýkan psikolojik bir durumdan kaynaklanýp maddi, manevi ve kiþilere körü körüne baðlanmaktýr. Ýnsan her zaman bilmediði, anlam veremediði olay ve maddeler karþýsýnda çeþitli þekillerde korku, panik ve þaþkýnlýða kapýlýr. Bu da insanýn cahilliðini göstermeye yetiyor. Ýlerleyen aþamalarda insan bu bilgisizliðinin (Cahilli) farkýna varýp, bilgi düzeyini yükselttikçe, tapýnma hastalýðýndan kurtulur. Cahilliðin farkýna varmayan ya da varmak istemeyen kiþi ve topluluklar, maddi manevi tapýnmaya devam ederken, her zaman dünyayý geriden takip ederek yaþarlar. Ýnsan psikolojisinde tapýnma iki þekilde ele alýnabilir; birisi kutsallýk atfedilen soyut manevi güçlerden kaynaklý korkusal baðlýlýk, diðeriyse maddiyat ve maddiyatý kontrol eden sistemlere gösterilen teslimiyettir. Ayný zamanda tapýnmacý bir yapýya, saygý duymanýn ne anlama geldiðini ve geleceðini çok iyi bilip ona göre hareket etmek gerekir. Her türlü ýrkçý, ukala, ben merkezci, dünyayý kendi tapýndýðý gücün yarattýðýný düþünen bir anlayýþa veya yapýya, saygý duymak onun bu ukalalýðýný onaylayýp destek vermektir. Bu bakýmdan saygý duyulacak organ ya da yapýnýn ne olduðu bilinçli analizi yapýldýktan sonra, insani veya demokratik saygý gösterilmelidir. Demokrasi veya hümanizm gereði, insanlýk düþmaný ya da dolaylý olarak herkesi kendinden aþaðý gören tapýnmacý bir din ya da siyasi oluþuma, asla saygý duyulmamalý. Çaðýmýzda demokrasi adýna yapýlan en büyük hatalardan birisi de budur. Ýnsanlýðý, dünyayý ilgilendiren her þey, doðru gerçekçi þekilde tahlil edilerek deðerlendirilmesi hayati öneme sahiptir. Ýnsan kýzý ve oðlu, dünya yüzünde yaþamaya baþladýðý en az 65 bin yýldan bu zamana kadar, aþama aþama düþüncesini kullanmakla birlikte, her dönemin koþullarýna göre maddi manevi varlýklara tapýnma göstererek günümüze kadar gelmiþtir. M.Ö.65 ile 30 binli yýllarda Paleolitik ve Mezolitik dönemlerde, Totem ve Animist inanýþla pagan tapýnmacýlýðýn ortaya çýktýðýný görüyoruz. Yine M.Ö.15 bin yýllarýnda bu defa Kadýna (Ana Tanrýça) tapýnmayý baþlatýrken, Neolitik tarým ve aile oluþumuyla, insan yaþamýnda ciddi bir düþünce geliþiminin sýçrayýþý göze çarpar. Ve arkasýndan yazýlý tarih olarak ifade edilen Sümer Uygarlýðý, M.Ö.5000'lerden itibaren, Erkek Kral Tanrýcý tapýnmacýlýk ve bunun devamý niteliðindeki Tek Tanrýcý tapýnmacýlýkla, neolitiðin gerisine düþülmüþtür. Üstelik her geçen gün yazýlý ve sözlü edebiyat, resim gibi sanatsal çalýþmalarla birlikte, diðer buluþlara raðmen tapýnmacýlýk, en büyük hastalýk þeklinde bilinç ve düþüncenin geliþmesini sürekli engellemiþtir. Sümerliler ve ardýllarýnýn daha bilinçli, düþünce ve yaþam ortaya koymalarý gerekirken, doða baþta olmak üzere kendi cinsine sürekli katliam uygulamaktan baþka bir marifetleri göze çarpmýyor. Tüm bunlar günümüz insaný da dahil hepsinin ne kadar cahil, kültürsüz ve art niyetli olduðunu ifade eder. Ýlk satýrda belirtildiði gibi tapýnma, korku ve cahillikle baþlayýp, açlýðý cezbeden maddiyatýnda ayný etkiyi göstermesiyle, tanrý ve maddiyata tapýnma her seferinde daha da yüceltilmiþtir. Dünya toplumlarýnýn 1600 ve 1700 yýllara kadar maddi manevi çoðu þeylere tapýnarak yaþamasýný bir noktada anlayabiliriz. Ancak bilimin modernize olduðu, eðitim baþta olmak üzere saðlýk vb. alanlarda her þey daha teknik imkanlarla ortaya konduðu halde, tapýnmada bir þey deðiþmeden daha da yüceltilmesi, ilginç ve düþündürücü deðil midir? Bir tarafta kanýtlanamayan Tanrý ve uydurduklarý dinlere tapýnma, ayný þekilde maddiyata baðlýlýkta hiçbir sýnýr tanýmayan düþüncelerin, modern, çaðdaþ, evrenselci olunduðunu ifade etmesi, ikiyüzlülüðün ötesinde utanç verici bir durum. Tanrý ve maddiyata tapýnarak yaþayan birey, toplum, devlet yönetimlerinin, ne kadar çirkin tutarsýz, yalancý olduklarýný, modern ve çaðdaþlýðýn gerçek anlamlarýný incelediðimiz de daha net anlayabiliyoruz. Tanrýya Tapýnmacýlýk: Her þeyden önce cahillik ve derin korku psikolojisine dayanan öz güvensizlik demektir. Bu anlayýþ her zaman kendi tanrýsýný ve etniðini diðerlerinden üstün gören ukala ýrkçýlýktýr. Tanrýcý manevi ýrkçý kiþi ve topluluklar, kendinden olmayan herkesi dýþlayýp katlederek yaþamayý üstün baþarý ve kahramanlýk destaný yapan þizofrenik hastalýklý bir yapýdýr. Maddiyata Tapýnmacýlýk: Doyumsuzluk ve aç kalma korkusunun kiþiyi esir alýp, maddi ve tanrýdan baþka diðer þeyleri hiçbir zaman önemsemeyen yarým akýllý sakat kiþiliktir. Maddi tapýnmacý mantýkla yaþayan birey ve topluluklar, tanrýcýlýkta olduðu gibi mevcut maddi varlýklarýn hepsinin veya en çoðunun kendisinin olmasý gerektiðini düþünerek, gücü yettiði herkesi öldürüp ya da esir alan faþizan bir karakter demektir. Bunu dünyada sürekli uygulayanlar din ve maddiyatçý kapitalistlerden baþkasý deðil. Ayný zamanda modern ve çaðdaþlýðý da bu çirkin emellerinde kullanmaktan utanmayanlardýr. Modernlik: Bilimsel yöntemlerle icat edilen teknik ve elektronik araçlarýn devreye sokulmasýyla, fiziksel insan gücü kullanýlmadan birçok iþin daha kolay yapýlmasýný ifade eder. Modernist tanrýcý kapitalistler, tanrýlarýna sadýk hareket etmiþ olsalar, insan yapýmý her türlü bilimsel teknik modernliðe, tanrýlarýnýn karþý olduðunu bilir, bundan uzak durmalarý gerekir. Ancak tapýnmacý bu anlayýþ, süperegoizmden baþka þey düþünmeyen samimiyetsizler olduklarýndan, her türlü teknik bilgi ve imkaný çýkarlarýnda kullanmayý modernlik olarak gören samimiyetsiz cambaz tüccarlardýr. Çaðdaþlýk: Birlikte veya ayrý þekilde yaþayan insan topluluklarý, birbirlerinin her türlü insani haklarýna saygý duyarken, gerektiði zaman yardýmlaþarak mantýk çerçevesinde yaþamaktýr. Herkesten çok kapitalistler kendilerini çaðdaþ gösterirken, halklarýn hiçbir hakkýna saygý duymadan, modern veya ilkel yöntemlerle esaret altýna alýp sömürmektir bunlarýn çaðdaþlýðý. Özetlenenlerden anlaþýlacaðý gibi tapýnmacýlýk bir kýsým insanlarýn cahillikleri sonucunda ortaya çýkýp yaþatýlýrken, kapitalistler her þeyin farkýnda olan, egolarýný öldürmek istememeleri neticesinde, tapýnmacýlýðý ilke yapmýþlardýr. Yazý ve eðitimin henüz icat olmadýðý çaðlarda, insan düþüncesi tam olarak geliþmediði için, içerisinde bulunulan dönemlerin koþullarýnda tapýnmacýlýðýn var olmasý bir noktaya kadar anlaþýlabilir. Bu yüzden ilkel topluluklar, doðada karþýlaþtýklarý çoðu olaylara anlam veremeyip etkilendikleri için tapýnmacý baðlýlýklarý geliþmiþtir. Ýlk tapýnmacýlýk avcý ve toplayýcý topluluklarýn Totem ve Animist pagan inanýþlardan güneþ, su, toprak, bitki, ateþ, yaðmur, hayvan ve diðer canlý cansýz varlýklara baðlýlýklarýný ifade eder. Bu dönemin tapýnmacýlýðý fazla eleþtirilecek konu deðil. Çünkü dünyadaki bütün tapýnma anlayýþlarý her çaðýn þartlarýna, insan düþüncesinin geliþimine baðlý olarak yaþanýrken, modern bilgi ve teknolojik çaðda tapýnmacýlýðýn, tarih öncesi ilkel topluluklardan daha geri þekilde yaþanmasý, gelinen aþamayý sorgulatmaya yetiyor. En son tek tanrýlý dinlerin kutsal kitaplarýnda belirtildiði gibi, bundan altý ya da yedi bin yýl önce, tanrýnýn dünyayý yedi günde yarattýðý hikayenin, en ufak doðruluk payý olmadýðý gibi, gerçekle de uzaktan yakýndan alakasý bulunmuyor. Buradaki tek amaç, insanlarý bilinmeyen üstün güçle korkutup oyalayarak, sömürü iktidarlarýný devam ettirmektir. Dünyada civcivler bile en az yirmi bir günde doðarken, dünya, varlýklar baþta olmak üzere, maddi manevi hiçbir düþüncenin, yedi günlük kýsa bir sürede var olmasý, hem doðanýn dinamiksel fizik bilgi kanununa, hem de insan mantýðýna ters bir durumdur. Þunu rahatlýkla ifade edebiliriz ki, dinsel manevi anlamda insanlarýn çoðunluðunun tapýnmacý davranmasý, korku ve kültürel seviye düþüklüðünden kaynaklansa da, bunun sürekli büyütülmesinin en büyük sorumlusu, gerici çarpýk devlet sistemleridir. Çünkü tapýnmacýlýða aþýk devletler; toplumu yönetip idare ederken þu dört kuralý sürekli çarpýtarak uygulamadan, halký istedikleri gibi kullanamayacaklarýný çok iyi bilirler. Hukuk, Din, Ahlak ve Görgü kuralýlarý, her devlet yönetiminin temel dayanaklarýndandýr. Demokrasiye geçmemiþ çað gerisi devletler, çoðunlukla birinci temel kural olarak dini esas alýrken, maddi hukuk kurallarý dinin emrettiði þekle sokarak uygulanýr. Art niyetli bu çað dýþý devlet yönetimleri, insanýn doðal korku psikolojisinden yaralanarak bireyi daha fazla korkutup, sistemlerini uzun ömürlü kýlmak için din ile maddi tapýnmacýlýðý sürekli büyütüp, insanlarý kendilerine muhtaç, iradesiz kölelere dönüþtürürler. Bu bakýmdan maddi ve manevi tapýnmacýlýk adeta yaþamýn tek ana kaynaðý olmuþtur. Onun için tapýnmacýlýðý sürekli yükselten tek etkin güç devlet sistemleridir. Halbuki tapýnma ne bir Allah emridir, ne de baþka bir yüce güçten kaynaklanýr. Ýnsanýn doðal korku duygusunu sömürmek için büyüten, egemen çýkarcý cambazlarýn oyunlarýndan en büyüðüdür. Daha mantýklý insanlýða yakýn yaþamý arzu eden demokratik yönetimlerse, maddi hukuk kurallarý temel belirleyici ilke olarak kabul etmiþlerdir. Din, ahlak ve görgü kurallarý bu yapýlarda özerk biçimde görülüp, toplumun birbirini rencide etmeden ve devlet sistemine engel oluþturmayacak þekilde yaþanmasý saðlanýr. Demokrasiye geçen toplumlarda tapýnma ya da herhangi bir þeye soyut anlamda baðlanmak, insanýn ruhsal (psikolojik) tepkimesi olarak görülüp, insanlarýn bunu bireysel þekilde yaþamalarýnda bir sakýnca görmezler. Ayný zamanda bilimsel demokratik mantýk çerçevesinde sürdürülen eðitim ve yönetimlerle, dinler tarafýndan doðacak olumsuzluklarýn önü kesilerek, hem toplumun hem de tapýnmacý psikolojiyle yaþayan bireylere bilinçli ve öz güvenli bir yaþam anlayýþý kazandýrýlmýþtýr. Esasýnda doðaya ve insan olgusuna bilimsel, mantýk çerçevesinden bakýlmýþ olunsa, insan doðasý gereði hiçbir zaman sadece tapýnmacýlýk gibi tek bir olguya dayanarak yaþamýný idame ettirmesi mümkün deðildir. Korkuyla ortaya çýkan tapýnmacý insan psikolojisi bir gerçek iken, diðer taraftan korkuyu yenen, bilimsel korkusuz yaþamý icat eden insan düþüncesi daha gerçektir. Ýþte tam bu noktada her þeyi Allah'ýn iradesine býrakan korkak, tembel, iradesiz, toplumlar ile, dinci ve kapitalist çýkarcý cambazlar din ve maddiyatý tanrýlaþtýrmakta hiçbir sakýnca görmeyenler olduðu bilinmelidir. Ýnsanlarý bu mantýk köleleþtirdiði halde, çoðu insan buna inanmak istemiyor, çünkü öz güvensiz ve cahilliði yüzünden büyük bir boþluða düþmekten aþýrý derece korkuyor. Öncede ifade edildiði gibi birey, grup ve topluluklarý tanrý, din, maddi tapýnmacýlýða baðlayan diðer bir etkense, çoðu insanlarýn düþünce ve zeka yeteneðini doðru þekilde nasýl kullanýlacaðýný bilmemeleridir. Bunun bilincinde olan cambaz tüccar feodal ve modernist kapitalistler, insanlarý maddi ve manevi tapýnmacýlýkla ilkel ya da modern þekilde köleleþtirmekten en çok zevk alan sadist kiþiliklerdir. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |