Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir. -Camus |
|
||||||||||
|
Fatma Öcalan ve Havva Keser adaya gidip Abdullah Öcalan’ın rahatının iyi olup olmadığını, işkence görüp görmediğini belirlemek istediklerini söylediler. Kendilerine hava muhalefeti nedeniyle adaya gitmelerine izin verilmemesi üzerine avukat Otty, konuyu AİHM ye götüreceğini söylemiş. Bay Otty’e oysa gösterilecek tam otuz bin adres var. Abdullah Öcalan’ın emriyle şehit edilip ebedi mekanlarında yatanlar. Otty’inin gözündeki at gözlüğünü çıkardıktan sonra her mezarın başına götürüp, ensesinden tutup burnunu mezarların toprağına sürtmek ve sormak gerekir. İyi bak bu mezarlarda ne var? Klima mı, radyo mu, televizyon mu, kütüphane mi, etrafında pervane olmuş hizmetliler mi? Ey... Otty adlı paragöz, Öcalan’ın verdiği paralar seni iyiden iyiye kör etmiş. Eğer Türk insanında eski insanlar gibi göz yaşı biriktirme tutkusu olsaydı, en az otuz bin şişe göz yaşını sana hediye ederek Guennes Rekorlar Kitabına adının geçmesine neden olurdu. Ey Otty bu soruma yanıt ver. O otuz bin mezarda senin yakınların Abdullah Öcalan yüzünden yatıyor olsaydı ne yapardın? Yine mahkemeye çıkıp Abdullah Öcalan’ı savunur muydun? Tarih mutlaka seni kara sayfalarına yazacaktır. AİHM Avrupa Birliği adındaki Hıristiyan kulübünün mahkemesidir. O mahkemenin tarafsız olduğuna inanmıyorum. O mahkemenin kararları tam bağlayıcı olmasa da, o mahkemenin kararlarını temyiz edecek bir üst mahkeme yoktur. Dolayısıyla şehitlerimiz adına bu Tim Otty’i yanlı davranıyor diye şikayet hakkımız yok gibi görünse de Hıristiyanların patronu Vatikan devletinin başkanı Papa’dır. Din adına gazetelere İncil’i okudunuz mu? diye İncil’in mükemmelliğini kanıtlamaya çabalayacaklarına Papa’larını AİHM için uyarsınlar. Abdullah Öcalan otuz bin insanın katlinin tek sorumlusudur. Bu mahkemeye bağlı avukatlar Apo’nun neyini savunuyorlar ve onun üzerine bu denli titriyorlar. Hıristiyanlık bu aymazlıktan ne zaman kurtulacak? Unutmasınlar. İnsan hakları insanlık adına savunulur, din adına değil. *** Televizyondaki haberle irkiliyorum. UNİCEF’in açıkladığına göre dünyada her yıl 1 200 000 çocuk seks ticareti için kaçırılıyor. Kaçırılan çocukların arasında beş altı yaşında çocuklar bile var. Ne korkunç bir tablo bu? Bu çocukların kaçırılmalarında aile eğitiminin hiç mi kusuru yok. İlk çocuğum doğduğunda Menemen korkunç bir haberle sarsılmıştı “Sana çukulata alacağım” diyen bir manyağın peşine takılan dört yaşındaki çocuk, tüm aramalara rağmen bulunamamıştı. İki gün sonra çocuğun ölüsü tahliye kanalında bulunmuştu. Çocuk tecavüz edildikten sonra boynu kırılarak öldürülmüştü. Bu olay beynimin içine öyle bir yerleşmişti ki, çocuğumu henüz bir yaşındayken eğitmeye başlamıştım. Sana evimizin dışında kimsenin verdiğini almayacaksın. Sana oyuncak, çukulata, şeker alacağım diyen hiç kimsenin peşine takılmayacaksın. Bir bayram günüydü. Dedemlere bayramlaşmaya gitmiştik. Kızım henüz iki buçuk yaşındaydı. Babaannem elini öpüp bayramlaşan kızıma yirmi beş kuruş verdi. Kızım parayı almadı. Babaannem parayı az buldu da almadı diye düşünerek bir lira daha verdi. Onu da almayınca babaanneme, ısrar etme o benden ve dedesinden başka hiçbir kimseden para almaz dedim. Babaannem çok kızdı ve “çocuğu terbiyesiz alıştırıyorsun” dedi. Hayır babaanne ben kızıma en iyi terbiyeyi veriyorum demiştim. Babaannemin terbiyesiz alıştırıyorsun dediği kızım halen Amerikan Üniversitelerinde araştırma görevlisi olan Doktor Hediye Nevres Gün. Diğer üç çocuğumu da aynı katı kurallar içinde yetiştirdim. Üçü de bilgisayar dünyasında ve yüksek öğrenimlerini tamamlamış durumdalar. Her zaman söylerim. Çocuk sokakta yetiştirilmemelidir diye. Bu sözüme kadının biri çok kızmıştı. Yıllar sonra aynı kadın bana aynen şöyle demişti. Senin çocukların okullarında çok başarılı oldular. Oysa benim çocuklarım okumadılar. Çocuklarım sokağın kurbanı oldular. Çocuklar çok nazik çiçeklerdir. Onları her türlü kötülükten korunarak yetiştirilmesi gerekir. Çocuklar sokak kültüründen uzak tutmalıdır. Çocuk zeka ve el becerisi geliştirici oyuncaklarla geleceğine yönlendirilmelidir. Özcan Nevres ozcannevres@portakalofis.com GSM : 05355197577
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |