Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
her yerde aynı dert...pahalılık ve insan!..pahalılık ve ekonomi!..pahalılık ve açlık!..pahalılık ve yaşam savaşı!.pazara git, markete git, durum değişmiyor...vavvvv diyorsun etiket üzerindeki sayıları görünce!.bazılarına bakıp gözünle doyuyorsun; bazılarına bakıp ta derinden bir iç geçiriyorsun!..giyim eşyası satılan yerlere gittiğinde, oralarda da uçmuş rakamlar!..bir onlara bakıyorsun, bir de dönüp kendine!..kendine derken, giyindiğin kıyafetin ceplerine, çantanda taşıdığın azıcık parana!..hiçbirisini alacak güç bulamayınca,hayal kurmaya başlıyorsun!..mesela ben, çok beğendiğim mavi bir kazağın içine girip, gökyüzüne doğru havalanmak istiyorum!..ta yükseklere çıkıp, dünyanın nasıl bir dünya olduğunu anlamak, görmek istiyorum!..dünyanın hangi köşesi yaşanılır durumdadır, neresi daha bir berbat durumdadır, yukarıdan saptamak istiyorum!.baktım, her yeri yaşanılır durumda değil, uzayın derinliklerinde yok olmak istiyorum!..işte bu yüzden, hangi giyim eşyasına gözüm takılsa hepsi dönüyor uzay araçlarına!..hepsinin tek yolcusu benim!.. neyse!..madem dünyalıyım, madem bu fiyatlar içinde debelenen insanım, pazardan marul alayım dedim..bir baktım aynı cins marulu standartlamışlar: küçük, orta, büyük!.küçük 6, orta 7, büyük 8 papel!..bir tane küçük, bir tane büyük marulu aldım elime, bakıyorum...hayır bakmıyorum, yapraklarını sayıyorum..ikisinin arasında 2 yaprak farkı var!..demek ki, her bir yaprak farkına 1 lira bindirmişler!..😀demem o ki; küçük boy altı, orta boy yedi, büyük boy sekiz yaprak marul!.. ister al, ister alma!..durum bu!.insanın gülesi, hatta gülerken ağzını yırtası geliyor!..hani bağırsak, sadece kendimiz duyuyor sesini...içine bağıran bir toplum olduk ne yazık ki!.. neymiş esas mesele!..aşırı buzlanmadan dolayı marul, maydonoz, dereotu da ithal edildiği için pahalıymış!.ben demedim, diyen dedi!..vah vah bize!.. peki, hiç değilse bunların bari ithal olmaması için ne yapmalıyız? ben buldum çaresini: Türkiye’min tepesine konduracağımız, buzlanmayı önleyen “kışgüneşi” icat etmeliyiz;dua edip, el açarak!.. ben başladım bile!..pehhhh!. 😀😀
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |