Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
Gazete de böyle bir ilan gördünüz mü, ne yaparsınız? Apışıp kalırsınız, hatta apışıp kalmak da kesmez sizi, hayretleriniz bile şaşar da, fena mena olursunuz... Tabi böyle bir ilanı da hiç bir gazete basmaz, basmak istemez, direk erkeklerin kişilik haklarına saldırı olduğu için. Lakin bizim yan komşumuz Afitap Abla, kocasından bıktığından mıdır, nedir, böyle bir ilan hazırlamış da, gazeteler bunu basar mı basmaz mı diye bize danışmaya gelmiş... Ah ki ah! Ooof ki Oooof! ’’Afitap ablacım nedir derdin bu İsmet Amcayla de bakalım da derdine bir çare bulalım canım ablam.’’ Afitap Ablaya bir dokun bin ah işit! O derece bunalmış İsmet Amca’dan. Başladı içini dökmeye... Döksün bakalım İsmet Amca’nın kirli çamaşırlarını da biz de görelim. ’’Evlatlarım bu amcanız yaşlanınca iyice ev kuşu oldu, eskiden kahveye giderdi, ben de ev de rahat eder işlerimi yapardım, şimdi çık desem de evden çıkmıyor, bunu evden çıkartmak için vinç getirmek lazım evladım.’’ Ablam dertlerini zincir yapmış birbirine ekliyor. Alıyor eline akıllı telefonu faceye giriyor, çıkıyor bir daha giriyor, bazen çıkamıyor, benden yardım istiyor, ben ne anlarım ayol face den maceden... Sonrada telefonu alıyor ’’Başlarım senin gibi akıllı telefona, ben senden daha akıllıyım.’’ deyip duvara fırlatıyor. O garibimin de hiç sesi çıkmıyor... Evde bir tane televizyon var. Aslında iki tane var da biri bozuk anlayacağınız. Sabah benim kuşak programlarım var, onları seyretmezsem olmuyor, hem fasulye ayıklıyor hem de seyrediyorum, ama olmuyor tabi amcanız gelip hemen belgeselleri açıyor, haberleri dinleyeceğim diyor, oradan spor programlarına kayıyor, böyle böyle birbirimize giriyoruz... Ya adam, kocaman herifsin çık dışarı dolaş, yürüyüş yap, ya bi kahveye git tavla mavla oyna. Yok, anam yok bu onları da sevmiyor. Bazen torunlar gelir onları alır zoraki moraki parka götürür, götürmesine ama bir saatte hemen eve geri geliyorlar. Herif oyalasana işte torunları iki üç saat, ne olur sanki kıyamet mi kopar? Yok, yok gazetelere ilan veremesem bile, kağıtlara yazıp çoğaltıp apartmanların girişlerine asacağım bir dolu ilan ’’Bayandan az kullanılmış, herifçioğlu.’’ diye, herifçioğlu benim adam işte anlayın... Biri de çıkıp kapıma gelse üste de para bile veririm billahi... Vermesine veririm de o alan da salak değil ya biraz kullanır kullanır sonra ’’Bu senin az kullanılmış adam bir ..oka yaramaz geri al bunu.’’ derse, işte o zaman yandığımın resmidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |