..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bana arkadaþýný söyle, sana kim olduðunu söyleyeyim. -Cervantes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Timur KOHEN




2 Ekim 2022
Renkli Düþler Dükkâný  
Timur KOHEN
Gizemli ve sihirli hikâyelerde geçen masum bir kasaba mutlaka vardýr. Ve o kasabalarda mutlu olmayý bekleyen insanlar muhakkak olur. Renkli Düþler Dükkânýný harabe bir yerden bir gecede rengârenk tabelalarýnýn olduðu, sevimli ve fantastik eþyalarýn satýldýðý bir yere çevirmek ise Bay Baki Kalýr adýnda gizemli bir gezginin görevidir. Kim bilir? Belki de Renkli Düþler Dükkânýn'da sizin için de gizemli bir eþya yer alýyordur.


:FEE:
Hava rüzgârlýydý. Hatta fýrtýnalýydý. Bulutlar gökyüzünü suya yayýlan mürekkep damlasý gibi kaplamýþtý. Yaðmur yaðýyordu. Þimþekler karanlýkta çakýlan çakmak gibi bir yanýp bir sönüyordu. Yedikavak kasabasýnda daha önce böylesi kötü ve basýk bir hava ne görülmüþ ne de duyulmuþtu.
Ýki hafta sonra
Bayým sanýrým sizi daha önce buralarda hiç görmemiþtim. Aramýzda kalsýn ben konuþtuðum ve gördüðüm kiþileri unutmam. Ýçeri geçelimde size bir þeyler ikram edeyim. Alýþ veriþ için bu günden daha güzel bir gün olamaz. Ýlk müþterim olduðunuz için size güzel indirimler yapabilirim.
Yedikavaðýn misafirleri evlerine döndü. Çok güzel deðil mi? Yazýn þehirlerden gelen kaçkýnlar birer ikiþer gittiler. Aptal þehirli telaþlarýný ve arabalarýný da alýp gittiler. Þimdi kasým ayýndayýz ve kavaðýn en güzel zamanlarýný yaþýyoruz. Akdeniz’in kaderi bu sanýrým. Yaz gelip geçtikten sonra insanlar, Ýstanbul’a, Ankara’ya, Ýzmir’e döndükten sonra Yedikavak gibi kasabalar unutulur. Buranýn yerlileri her yýl bu gidiþ geliþe þahit olurlar.
‘’Hoþ geldiniz. Sefalar getirdiniz.’’ ‘’Selametle gidiniz. Tekrar bekleriz. Seneye görüþürüz.’’
Tatilcilerin buralara gelmesi Kavaklýlarýn iþine geliyor diye tahmin ediyorum. Büyük kentin kaçkýnlarý cepleri paralarla dolu geliyorlar. Bu durum birkaç ay yüzünüzü güldürüyordur. Gittiklerinde de yüzünüz gülüyordur deðil mi? Kaçkýnlarýn gürültüsü, arabalarý ve kalabalýklarý da gitmiþ oluyor.

Ben en çok yaðmurlu havalarý severim. Hep yaðmurlu havalarda gelirim. Benimle bir de kahve içmek ister misiniz? Burasý kasabanýn her yerini görebiliyor. Ah evet o benim düldülüm. Eski bir Hornet 1968 model yeþil klasik. Sanýrým birkaç tane var.
Neyse müsaadenizle devam edeyim. Þu parkýn elden geçirilmesi, sonra da güzel ve renkli boyalarla boyanmasý lazým. Bana göre, renkler insanlarýn iç dünyasýna sýcak bir gülümseme hissi katýyor. Kasabada o iþlere Murat Mert bakýyor. Sanýrým bu ara iþlerini aksatýyor. Alkolle baþý dertte diye duydum. Bu bir sýr deðil ama kimse bunu konuþmuyor.
Bana sorarsanýz sabahýn ilk saatleri alýþ veriþ için en güzel zamandýr. Kimseciklerin olmadýðý ve tek bir müþteriyle ilgilendiðim zaman ona istediði her þeyi bulabilirim. Benim iþim bu. Sizlerin bir türlü bulamadýðýnýz ve unuttuðunuz eþyalarý bulmak. Tabi bu iþ o kadar kolay deðil. Müþterilerinizin istediði þeylere ulaþmam için çok ilginç biri olmanýz gerekir. Haliyle yýllardýr bu iþi yapýyorum ve sanýrým benden daha iyisi yok.
YAKINDA AÇILIYOR
AKIL ALMAZ BÝR MAÐAZA
GÖRDÜKLERÝNÝZE ÝNANAMAYACAKSINIZ
RENKLÝ DÜÞLER DÜKKÂNI
O ilanlar mý? Bayaðý uðraþtým. Bütün kasabaya o ilanlarý asmam saatlerimi aldý. Küçük bir kasabada bunca el ilanýna ne gerek mi var? Ýnsanlar ne sattýðýnýzý bilmeli. Sonuçta bir manav açmýyorsunuz.
Kasabanýza geldiðimden buyana pek gülümseyen insan göremedim. Buralar bilmeyen biri bu kasabanýn insanlarý hakkýnda iyi þeyler düþünmezler gibi. Yani bu tip yerlerde iþlerin nasýl çýðýrýndan çýktýðýný az çok bilirsiniz. Yani detaylýca anlatmama gerek yok sanýrým. Kasabalarda bazen insanlarýn bir birine husumet beslediðini herkes bilir. Aslýnda kimse birbiriyle iyi geçinmiyordur. Bir zaman her þey sorunsuz gider, sonra husumetliler ortaya çýkar.
Buradaki husumet çokta farklý deðil. Birçok kiþi bu yüzden öfkeli. Kasabanýn diðer tarafýndaki daðdan gelen su yüzünden. Herkes o suyun kendisine ait olduðunu düþünüyor. Kasabalýlarýn bazýlarý suyun ayrý hatlarla çekilmesini talep ediyorlar. Dað yoluna giden rampayý çýktýysanýz akarsuyu görmüþsünüzdür. Ah özür dilerim size, yýllardýr burada yaþayan birine, burayý anlatmýþ oldum.
Ýl Özel Ýdaresi Genel Sekreteri Ahmet Taþtan da bu didiþmenin farkýnda. Sorunu çözmek için elinden geleni yapýyor. Konuyla alakadar. Öyle olmasa bir proje hazýrlamaz ve ihale açmazdý. Bu kadar þeyi öðrenmek için emin olun hiç zorlanmadým. Ýhalenin sonucunda daðdan gelen suyu ihaleyle yaptýrmýþ olduðu yüz tonluk depoda toplama çalýþýyor. ‘Bu suyu Yedikavak sakinleri birlikte kullanacaklar, ayrý gayrý olmayacak.’ Diye þu yerel gazeteniz ve çekiþme aracýnýz Aðaçlý Gazeteye demeç vermiþliði bile var. Hatta þöyle devam ediyordu ‘Biz Yedikavaða saðlýklý içme suyu getirmeye çalýþýyoruz, maalesef Yedikavak sakinleri ikiye bölünmüþ ve devletin götüreceði hizmeti engellemeye çalýþýlýyor. Yani su bizim depomuza gelsin, kavgasý yaþanýyor. Bu durum bizi hem korkutuyor hem de üzüyor. Vatandaþlarýmýza müsterih olmalarýný tavsiye ediyorum.’ Diye bitiriyor.
Suyun kendilerine ait olduðu fikri Engin Yýldýrýmdan çýkmýþ. Babasý buranýn ilk yerlilerinden biridir. Yedikavaðý yeþillendirenlerdendir.
Engin zor bir adamdýr. Ne istediðini bilen cinsinden hem de.
Daðdan gelen suyun kimin kullanýmýnda olacaðý bir türlü çözülememiþ. Herkes olayý çözmek yerine husumeti büyütmüþ. Yýllar içerisinde ister istemez taraflar oluþmaya baþlamýþ. Kasabalýlar deyim yerindeyse iki takýma ayrýlmýþlar. Engin Yýldýrým bir takýmýn Nakliyeci Hamit baþka bir takýmýn kaptaný gibi davranýyorlar.
Bu suyun paylaþýlamamasý zararsýz gibi gözükebilir. Ama Nakliyeci Hamit için öyle gözükmüyor. Onlara göre durum çok daha ciddi. Aslýnda Engin Yýldýrým, Nakliyeci Hamit’ten hiç hoþlanmazdý. Hamit’te ondan. (Hatta Engin Yýldýrým unutulan Nakliyeci lakabýný Hamit’e tekrardan takmýþtý. Tabi Hamit’te bunu biliyor ve lakabýndan dün olduðu gibi bu gün de hiç hoþlanmýyor.)
Bu iki yaramazýn daha öncede tartýþtýklarý olmuþtu. Lakin, su olayý tartýþmadan daha ciddi bir konuydu.
O günden beri taraflar birbirleriyle konuþmadýklarý gibi kasabada çýkan yerel bir gazete ile iletiþim kuruyorlardý. Her iki tarafta arkalarýndan atýp tutuyordu.
Þu bankadan çýkan adamý gördünüz mü? Kendisi kasabadaki tek motelin sahibi… Motelin bakým iþleriyle, tadilat iþleriyle hep eþi Ayfer Dikici ilgileniyor. Dikelya Motel. Cafer Dikici Kendince çok zeki bir isim verdiðini sanýyordur. Hani Soy ismi Dikici ya. Gülünüz efendim. Ýlk duyduðumda ben de çok güldüm.
Cafer ve Ayfer Dikici çifti çok uzun zamandýr çocuk sahibi olamýyorlar. Üzücü bir durum... Bu iþ için çok para harcadýklarýný bilirsiniz. Gezmedik þehir, gitmedik doktor býrakmadýlar ama sonuç alamadýlar. Cafer Dikici babasý öldükten sonra bu kasabanýn en zengin insaný oldu sanýrým ama parayý hep bu iþlere döktüler.
Cafer’i daha çok Engin Yýldýrým’ýn yanýnda görüyorum. Takýmýn da mý deseydik bilemedim. Sanýrým aralarýndan su sýzmýyor. Hah hah ha… Þu su mevzusu da olmasa…
Geçenlerde bu ikiliyi dükkânýmýn önünden geçerken gördüm. Burunlarý havada gezmeye bayýlýyorlar. Engin Yýldýrým benim ona baktýðýmý fark etmedi ama ben onun, ilgili gözlerle buraya baktýðýný gördüm. Harbi çok matrak adamlara benziyorlar. Dýþtan sert ama içleri matraklýk kaynýyor. Kesin baþ baþa kaldýklarýnda çok eðleniyordurlar.
Davut Aksoy baþýný çevirmiþ dýþarýya bakýyordu. ‘’Bay Baki Kalýr Bir yere dalar gibi gözlerini sabitlemiþti. Küçülmüþ ve bir cüce boyuna gelmiþti.’’ ’Bayým, önsezilerim beni yanýltmýyorsa ona vereceðim þeyin kýymetini hiç bilemeyecek. Ne yazýk!’ Davut Aksoy Tekrar ona baktýðýnda her þey normal görünüyordu.
Þu jandarma aracýný görüyor musunuz? Play Station salonunun önündeki kaldýrýma park etmiþ. Ýçinde Kamil Gök oturuyor. Bugün pek bir görevi yok sanýrým. Telefonuna baktýðýný görebilirsiniz. Büyük ihtimalle sevdiði kýzýn sosyal medya hesaplarýný inceliyor. Bahse var mýsýnýz? Ben adým kadar eminim. Merve Solmaz’la çok mutlulardý. Ama bu çok önceleriydi. Þimdi durum çok farklý. Merve Solmaz artýk müzik öðretmeni Furkan Taner’le niþanlandý. Kamil henüz durumu kabullenmiþe benzemiyor. Arabanýn içerisinde içini çektiðini görebilirsiniz. Torpido gözünde hala onun tokasýný saklýyor. Kendi kendine hayýflanýyor. Ancak hala âþýk biri böyle þeyler yapabilir.
Bilmem hiç düþündünüz mü genelde insanlar sýradan þeyleri takýntý haline getiriyorlar. Çokta acýklý olmayan þeyler. Fark ettiniz mi bilmem.
Þu merdivenlerden inen adamý görüyor musunuz? Yok yok kasketli olan deðil. O Belediye Meclis üyesi Metin Tokmak, arabasýna doðru gidiyor. Ben üstü baþý yað olan adamý söylüyorum. Kasabanýn kaporta tamiri iþlerine o bakýyor. Adý Dursun Çetin. Eski kaportacý. Ama artýk o iþi pek fazla yapamýyor çünkü bileðinde ciddi bir sýkýntýsý var. Geçinebilmek için kombi tamiri iþlerine bakýyor. Bakýn bakýn Metin Tokmak’ýn arabasýný nasýl da kesiyor. Aralarý pekiyi deðil. O araba yüzünden hem de. O arabayý iyi bilmeniz lazým. Toyota Corollayý. 1.6 GLÝ. Otomatik. 1997 model. Hani þu dükkânýna dalan ve haberlere çýkan araba… O kazaya kadar tek bir çizik dahi yokmuþ biliyor musunuz? Pek bir özelliði olmayan eski bir araba. Ama Metin için çok özel bir araba. Çünkü araba ona hem öðretmen olan annesi Ferhunde Tokmak’tan bir aný olarak kaldý, hem de gerçekten km’si düþük içi-dýþý tertemiz bir araba.. Metin o kazadan sonra aracýný tamir için Dursun Çetin’e götürmüþ. Gel gör ki arabayý doðru dürüst bir iþçilikle tamir etmemiþ. E tabi Metinden biraz da fazla para almýþ. Yani bunlar tamamen Metin’in söylemleri. Birlisiniz böyle konularda taraflar hep kendisinin haklý olduðunu savunur.
Ýþte küçük ama sevimli kasabalarda olan þeyler bunlar. Ýsimler deðiþse de olaylar hep ayný geliþiyor. Ýnsanlar evlerinde, iþlerinde birbirlerini çekiþtiriyor, alay ediyor. Þu çocuðu da bilirsin. Umut Bulut. Hep yalnýz takýlýr. Hiç arkadaþý yok. Yüzündeki leke yüzünden diðer çocuklar onunla alay ediyor.
Davut Aksoy bu defa dükkânýn içerisine bakýyordu. ‘’Bay Baki Kalýr, gözleri uzaklara dalmýþtý ve gereðinden fazla büyümüþtü.’’ ‘Bayým, önsezilerim beni yanýltmýyorsa her þeyi o çocuk baþlatacak. Güzel olan her þey onunla baþlayacak.’ ‘’Davut Aksoy ona baktýðý anda tekrar normal boyutlardaki gözleriyle konuþmasýna devam etti.’’
Hiç öyle düþünmeyiniz. Tüm bu anlattýklarým size sýradan gibi gelebilir. Açýkça söylemek gerekirse bu tür þeyler insanlarý bir birinden uzak tutuyor. Aralarýndaki iliþkileri zedeliyor. Önüne geçilmezse büyük bir hastalýk gibi yayýlýp, ölüme kadar götürüyor.
Baba Müslim’i de tanýrsýnýz. Müslim Yener. Yaþlý ve eli bol biriymiþ. Þehirde büyük bir marketi varmýþ. Þu boþ arsa da onunmuþ. Eskiden küçük bir dükkâný varmýþ o arsada. Talihe bakýn ki bir yangýnda kül olmuþ. Aramýzda klasýn (Gerçi herkesin bildiðinden eminim.) o dükkânýn kundaklandýðý söyleniyor. Kasabadan birkaç kiþi o olayý görmüþ ya da gördüklerini söylüyorlar. Bu kadar kýsa sürede bu kadar þeyi nasýl mý öðrendim? Söyledim ya o da benim küçük sýrrým olsun. Herkesin bir sýrrý vardýr. Bilirsiniz, sadece size ait olan bir sýr.
Baba Müslim’in torunu Ömer Yener babasý öldükten sonra iyice zývanadan çýktý. Çok daha küçükken de sorunlu biriymiþ. Ortaokul yýllarýnda serseri tiplilerle vakit geçirirmiþ. Hatta bir hýrsýzlýk olayýndan sonra mahkûmiyet bile almýþ. Neyse ki ilk kötü iþi olduðu için para cezasýyla kurtulmuþ. Düþünsenize eli bol bir adamýn torunu neden böyle þeyler yapsýn?
Kasabalar böyledir azizim. Öfkeli insanlar. Platonikler. Sýrlarý olan insanlar. Kindarlar… Ve daha neler neler… Kasabaya girerken gördüðünüz yazýda olduðu gibi; burasý yaþamak ve þehir hayatýndan kaçmak için mükemmel bir yer.
Nazik ziyaretiniz için teþekkür ederim. Sizinle konuþmak benim için bir þerefti. Siz benim þanslý ilk müþterimsiniz. Sakýn söylemeyin! Ben sizi güzelce tahlil ettiðimi düþünüyorum. Hoþunuza gidecek þeyin ne olduðunu býrakýn ben söyleyeyim. Bilirim efendim. Size bir gramofon vereceðim. Dedim ya benim küçük sýrrým da bu. Size evde dinlemeniz için de bir plak vereceðim. Lütfen eve gidene kadar bunu açmayýn. Bu kadar ucuz elbette. Ben sýrf kar amacý ile bu iþi yapmýyorum. Görevlerimden biri de insanlarý yýlýn bu zamanlarýnda mutlu etmek. Ama sizden küçük bir iyilik isteyeceðim. Yo hayýr þimdi deðil. Daha sonra. Lütfen o isteyeceðim þeyi yapýn. Böylece ödeþmiþ oluruz. Ben sattýðým malýn karþýlýðýný muhakkak alýrým.
Adým Baki Kalýr. Ben de çok memnun oldum azizim. Tekrar görüþmek dileðiyle…
Davut Aksoy böylece Renkli Düþler Dükkânýndan çýkmýþtý. Gramofonu koltuðunun altýna zor da olsa sýkýþtýrmýþtý. Büyükçe bir zarfýn içerisinde onu heyecanlandýran bir de plak vardý. Gerçekten çok heyecanlýydý. Bir o kadar da pakette bulunan plaðý merak ediyordu. Yüreði hiç olmadýðý kadar coþkuyla çarpýyordu þimdi. Ýyi ki bu adam kasabalarýna gelmiþti. Þimdiden kendisi dahi mutlu olmuþtu. Kara Davut lakabýnýn hakkýný fazlasýyla vermiþ biriydi. Eþi öldükten sonra o eski zalim adam yerini pamuk bir amcaya býrakmýþtý. Ýster istemez deðiþmiþti. Zaten yaþý da gelmiþti. Þunun þurasýnda daha ne kadar yaþayabilirdi ki!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Beyaz Melek 4. Bölüm
Kýsa Saç '. Bölüm
Beyaz Melek 8. Bölüm
Nicole Beatrix'in Atarisi 2. Bölüm
Beyaz Melek 6. Bölüm
Beyaz Melek 7. Bölüm
Nicole Beatrix'in Atarisi
Kod. X
Beyaz Melek
Kýsa Saç

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tüm Iþýklarý Yak!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kemer [Öykü]
Kayýp Yol [Öykü]
Secret War [Öykü]
Reli Hermanni'nin Ýlginç Hikâyesi [Öykü]


Timur KOHEN kimdir?

Çalýþmalarýmý neredeyse her gün gözden geçiriyorum. Büyük bir emekle yazdýðým romanlarýmý nasýl daha çarpýcý, sürükleyici, gizemli ve fantastik hale getirebileceðimin çalýþmasýný yapýyorum. Okuyucunun geçmiþte, þimdi ve gelecekte vermek istediðim düþünceyi almasý için elimden gelen her þeyi yapýyorum. Zamana yenilmeyecek, yaþamaya devam edecek eserler oluþturmak için uðraþ veriyorum. Ýmgeleri merak öðesiyle iþlemeyi seviyorum. Gizemin ve merak öðesinin son ana kadar fantastik bir atmosferde sürüp gitmesini seviyorum. Okuyucunun gözünde ve ruh dünyasýnda küçükte olsa bir yer etmek için gizemle yazma serüvenime devam ediyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Timur KOHEN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.