Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Yalnızlık, insanoğlunun içerisine kendisini bilerek ve isteyerek mahkum etmekten geri durmadığı bir hapishaneden ibarettir. Bahsetmekte olduğum mahkumiyetten kurtulmak, kendi vermiş olduğu çaba sonucunda meydana gelen bir durumdur. İnsan içerisine düştüğü boşluğa her daim kaybetmemek üzere kazanmış olduğu özgüveni vasıtası ile veda edebilir. Özgüven olmadığı müddetçe, insanın yalnızlık diye tabir edilen hapishanenin içinden çıkması, nerede ise imkansız bir hal alır. İmkansızlıkların bertaraf edilmesi, kalplere özgüvenin vermekte olduğu güç sayesinde meydan bulur. Hayatımızın en önemli gerçeklerinin başında gelen içerisinden kurtulmamıza imkan bulunmayan mahkumiyeti, bir ömür sırtımızda yük olarak taşıyacağımızdır. Hayatımızda hiçbir anlam ifade etmeyen, bize sadece yorgunluk veren ağırlığın altında ezilmek, boşa kürek çektiğimizin göstergesidir. Bazıları kaplumbağanın kabuğunu nasıl sırtında taşıdığı kanaati ile bu yükün altında kendisini ezilmeye bırakmaktadır. Fakat kaplumbağa kendi evini sırtına yük olarak alır, göz ardı edilmemesi icap eden en önemli şey: yalnızlığımız bizim evimiz değil, içine kendimizi boşuna mahkum ettiğimiz ucu bucağı olmayan bir kuyudur. Onun için kaplumbağa ile insanoğlu hiçbir şekilde kendisini eşit olarak görmemelidir. Kaplumbağa içerisinde kendisinin barınacağı evini bıkıp usanmadan sırtlanarak oradan oraya yollanmaktan geri durmaz. İnsanoğlunun içerisine düşmekten çekinmediği yalnızlık hapishanesinin üzerine yüklemekte olduğu ağır yüklerinden bir an evvel kurtulma fikrine kafasında yer vermesi lazım gelmektedir. Düşünmüyoruz ki ömrümüz boyunca kendimizi bu hapishanede kimsesizliğin içerisine bırakarak uğramakta olduğumuz zararın ziyanın haddi hesabı olmayacaktır. Eğer bu konuya dair en ufak bir düşünceyi zihinlerimizde barındırsak hayatımızda yalnızlığın zerresine yer olmayacaktır. Etrafımızda yer alan, bizi tek başımıza bırakmak istemeyen kimselerle beyinlerimizi kemiren dertlerimizi paylaşmadığımız müddetçe kurtulmamıza imkan bulunmamaktadır. Yapmamız gereken, bizlere hayatı zindan ettiğine şahit olduğumuz dertlerimizi, her daim bizleri anlama gayretine girenlerle paylaşarak kurtulmaktır. Kendimizi bu esaretin içinden çıkarmamamız halinde yaşadığımız hayatın hiçbir anlamı olmayacağı aşikar. Onun için diyorum ki; kalplerimizi karanlığın içerisine sürükleyen yalnızlıkla vedalaşma yolunda yürümemiz icap etmektedir. Kurtulmak için çaba göstermekten kaçınmamamız gereken en önemli hakikat, korkularımızla başbaşa kaldığımız yalnızlığımızdır. Bu yolu bizimle birlikte sonlandırmak isteyenlerle omuz omuza yürümek önceliğimiz olmalıdır. Yalnızlığı hayatımızın başköşesinde tutmamak için beyinlerimizin yanlış,boş fikirlerden arındırılması lazım gelmektedir. İçerisinde bulunduğumuz hayat üzerinde hiçbir menfaat gözetmeksizin dostlar edinerek yalnızlığın mahkumiyetinden kurtulmak için çaba gösterilmelidir. Bilinmelidir ki; kalplerimizi menfaatçiliğin gözetimine bıraktığımız takdirde, tek başına akşamın sabaha hasret kaldığı bir hayat bizleri beklemektedir. Yaşadığımız süreçte atacağımız her bir adımımızın sorumluluğunu taşıdığımızın bilincinde olunması gerekmektedir. Kafamızı kendimizi kurtarmak için uğraşlara girdiğimiz mahkumiyetin sebebi olan mantıksızlıklarla doldurduğumuz takdirde, bir arpa boyu yol alamayacağımız göz önünde bir gerçektir. Üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirmemek de bizi yalnızlık adı verilen hapishaneye bir daha çıkmamak üzere itecektir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |