Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei |
|
||||||||||
|
Hayata birçok pencereden bakmaya çalıştım; içimden her daim olumlu yönlerini görmek geldi içerisinde nefes aldığımız hayatın, yazık ki olumlu görmeme izin vermedi, yüzümüzden gülümsememizi çalan olumsuzluklar. Değerli okurlarım, sizler için yine bir yazı kaleme alıyorum; bu yazımı da üstadın bir kitabından esinlenerek satırlara dökmek geldi içimden. Umut çiçeklerinin tomurcuklanmasını beklediğimiz dünya denen bu alemde, yüreklere bir daha sökülmemecesine ekildiğini fark etmekte olduğumuz nefret dikenlerinin gözlerimizi kanattığına şahit olduğumuz göz önünde bir gerçektir. Gönül ister ki gözlerden hiçbir zaman hiçbir şekilde yaşlar akmasın, sevgi dolu bakışlar bıraksın etrafa ;fakat buna karanlık fikirler müsaade etmemektedir. İnsanlığın boşluğa sürüklenmesine sebep olacağı düşünülen cehalet yanlıların manasız savunmalarına teslim olunmamalıdır. Görüyorum ki insanoğlu, içerisinde başta sevgi olmak üzere bir sürü güzelliği barındırmakta olan yüreğinin nefret rüzgarında savrulup parçalanması için uğraşlar vermekten vazgeçmiyor. Düşünüyorlar ki kalp sadece kan pompalayarak bizlerin ayakta durmasını sağlayan, bunun dışında hiçbir işe yaramayan bir organdan ibarettir. Fakat bu düşüncenin yaşamakta oldukları hayatlarına doğan güneşi elinden almak üzere olduğunun farkında olmamakta ısrarcılığa devam ediyorlar. Bir bilseler, bu kalbin insanlar için ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu yıllarımızı insafsız bir selin içerisinde boğmuşuz diyerek kafalarını taşlara vururlar. Ben de hem insanların bilgilendirilmesi amacı ile hem de yapmakta oldukları gereksiz işler yüzünden geriye dönülmesi imkansız pişmanlıklar yaşamamaları için bu yazıyı sizlerle buluşturmak istedim. Umarım kaleme almakta olduğum satırlarımla sizleri bilgilendirmekte, karanlık dünyanıza bir ışık yakmakta kafalarınızı gömmüş olduğunuz kumdan çıkarmanızda başarılı olurum. Yaratan rabbimizden biz insanlara büyük bir lütuf olan, üzerinde nefes almakta olduğumuz şu güzelim dünyaya gereken değeri vermediğimiz görüşünde olduğumu siz değerli okurlarıma belirtmek isterim. Eğer bize lütfedilen güzelliklerin yer bulduğu bu dünyaya yeterince değer vermiş olsa idik, insanların kafalarında mantıksızlıklar yer etmezdi. Görüyorum ki benlik duygusundan kurtulma başarısına ulaşamayan bazı kimseler kafasının sığmadığı yere gövdesini sokmaktan bir türlü vazgeçmek istemiyor. İnsanoğlu, her zaman kafasında belli düşünceleri kalıplaştırmış; işe yaramadığına inandığımız bu düşünceleri ile hayata ışık veren ilim güneşinin parlamasının önünde aşılmayacağına inandığı bir engel meydana getirmek istemektedir. Belli kalıplara giren manasız fikirlerle kendileri gibi düşünmeyenleri de aynı kalıba sokarak idareleri altında bulundurmak istemektedirler. Bu kanıya nereden vardığım sorulacak olursa cevabım şu şekilde olacaktır: Belli toplumlar bu dünya bizim burada bizim kanunlarımız, kurallarımız geçerlidir fikrini sürdürmeye devam etmektedirler. Fikirlerini önemsemeyen kimseleri de suçlu ilan ederek cezalandırmak için büyük bir çaba içerisine girmektedirler Kendi halinde yaşamak için gayret gösteren insanların hayat telaşını göz ardı etmekte, ısrarcı olmaktan vazgeçmiyorlar. Bilinmelidir ki bu dünya insanlar dışında hayvanlara yemyeşil ormanlara da ev sahipliği yapmaktadır. Kafalarında yersiz fikirlerle yol yürümek amacı güdenlerin hayatları karanlık dipsiz bir kuyu haline getirmelerine izin verilmemelidir. Üzerinde hayat bulduğumuz kainatın cehaletin esareti altında yok olmaması için ilim güneşinin parlayarak beyinleri aydınlatması icap etmektedir. Görüldüğü üzere insanlar hem kendi içlerinde hem de dünya üzerinde yer bulan diğer canlılar içerisinde yaşanmakta olan bir kıyımda başroldedir. Bizler bu kıyımın ne kadar yersiz olduğunu anlatmak istesek de gücünü gösterme budalalığına sahip kimselere içerisine düştüğümüz zararın insanlık açısından ne kadar önemli bir kayıp olduğunu anlatmak mümkün görünmüyor. Ama ne yapıp edip güç budalalığının hiçbir yerde işe yaramayacağı, hayatların kararmasında etkili olan bu cahil kimselerin kafalarına vurula vurula anlatılacaktır. Eğer bizler çıktığımız bu yolda başarısızlığa uğrarsak, hüsrana uğrayacağımızın bilinmesi gerekmektedir. Cehaletin boş fikirlerle yol yürümek isteyenlerin üstün olmadığı bir dünya haline gelmesi için elimizden gelenin fazlasını yapmak boynumuzun borcudur. Ben, hayatım boyunca insan yaşamında olumsuz etkiler yer eden cehaletin karşısında ilimin gücü ile durulması gerektiği inancını taşıdım. İnandığım fikirlerimle yol yürümekten etrafımda yer alan toplulukları bilgilendirmeyi kendime bir borç bilerek bu yolda yürümeye devam ettim, ediyorum. Demem o ki;inandığımız yolda yürümeyip beyinleri kemiren kurtlara müsaade ettiğimiz müddetçe kaybedenlerden olacağımız aşikar. Üzerimize düşen vazifeyi yapmaz, yarı yolda bırakırsak bizim de yukarıda bahsi geçen boş fikirlerle hareket eden cahillerden bir farkımız kalmayacaktır. Onun için vakit kaybetmeksizin yolumuzun sonunu önümüze çıkan dikenli tellere sabahımızı akşam etmek isteyen yersiz düşünce sahiplerine rağmen getirmemiz icap etmektedir. İçerisinde nefes aldığımız güzellikleri ile bize emanet edilen dünyada, kalplerde nifak tohumlarının yerinde sevgiyi barındıran, kökü gönül bahçelerine hayat veren çiçekler bulundurulmalıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |