Þaman Türk Gerçek Türk

Osmanlýca, Farsça saçmalýklarý….

Osmanlýca’yý ve Farsça’yý bir halt, güzellik sana birileri var, hatta Arapçayý muazzam yücelik sananlar var, öyle bir kadýna dedim, saçma sap bir Osmanlýca koymuþ kitabýnýn adýný.
Medyum yeteneklerim var, kadýna dedim ki öleceksin, çok az zamanýn kaldý, EN YAPMAN GEREKENLERÝ YAP, normalde kimseye demem gördüklerimi, kadýn bana engel bastý. (Boþ, saçma salak hayaller peþinde, yaþý da 60,65 var.)
Derin bir uykuda ruhu, haller görüyor, kitabýnýn film olmasýný mesela, 4 bin adet satýlmýþ kitabý.
Osmanlýca, farsça, Ýngilizce biliyor, Mesnevi okuyormuþ Ýngilizce filan, acýnasý bir körlük içindeydi, hiçbirini bilmem; ama öleceðini gördüm, dedim; bana inanmadý tabi. Tek laf demeden engel bastý, bokun teki ya, bastý;ama beklemiyordum bunu, ben ona inanmýþtým, þerefsizin teki çýktý.
Neyim ben?
Sokak köpeklerinin kedilerinin önünde secde ederim.
Bazý adamlar var ki; deli derler geçerler, ama ben önlerinde secde ederim, onlar kadar güzel ve iyi biri deðilim, olamam da, bir kiþi var: Dostum Mevlüt, onunla olan dostluðumu yazacaðým.
Allah ki seni öyle bir adamla test eder ki, ters yüz.
Dinsiz imansýzla, en beklenmedik kiþiyle.
Bokun teki olduðunu, bir hiç olduðunu anlayabilmen için.
Yoldan çýktýðýný.
Allah’ý biliyorum diyen mallar, avanaklar, milyonlar var.
Ben ise bir karýnca gibiyim, hiçim, arkadaþlar, bunlar imaný gösteriþ yapanlar, dini, bunlar sahtekar benciller.

Türkler Þaman’dý, bunu pompalasalar Þaman gibi ortalýkta gezecekler, baþ örtülerini, pardösülerini ateþe verecekler, aðaçlarý, doðayý Tanrý edinecekler, öyle avanaklar, öyle sahtekar, öyle gösteriþ peþindeler.
Kuran, gösteriþ için namaz kýlanlarda söz eder.
Çýkarlarý için Kuran’a, Allah’a inanmýþ gibi görünenlerden söz eder.
Hz. Osman döneminde Kuran dýþýnda bütün kitaplar yakýldýysa, gericilik ilk orda baþladýysa ben müslüman deðilim kardeþ.
Ben onlardan deðilim kardeþi.
Þu gerici pislik karanlýk bir tümördür Türkiye içinde ve üstünde kara bir perdedir, yýrtýp atalým þunu arkadaþlar, Atatürk milliyetçiliðiyle.