Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Şikayet, insanoğlunun üzerinde yaşadığı dünyada görmüş olduğu memnuniyetsizlikleri yazılı yahut sözlü bir şekilde çekinmeden dile getirme biçimidir. Başta söylemeliyim ki biz insanların memnuniyetsizlikleri ne kadar sonlandırılmış olsa bile yerine bir tanesinin gelmesi çok uzun sürmemektedir. Değerli okurlarım, bu yazımı da yine yapmakta olduğum önemli gözlemlerime dayanarak kaleme alarak sizlerle buluşturmaya karar verdimm. Gerçekten de insanımızın memnuniyetsizliği o kadar çok ki pireyi deve yapmakta bizim üzerimize bir toplum tanımıyorum. Pireyi deve yaparak hem hayatımızda olumsuzlukların meydan bulmasına sebep oluyor hem de etrafımızda yer alanların üzerimizde yersiz fikirlere kapılmasına sebep oluyoruz. Bizler bunları ne kadar görmek istemesek de bahsetmekte olduğum durumlar, göz ardı edilmemesi lazım gelen gerçeklerin göstergesidir. Hayatımızda şikayet etmeyi alışkanlık haline getirdiğimizi söylemeden geçmeyeceğim bilinmelidir. Bu konuya çocukluk yıllarımdan bir örneklendirme yaparak devam etmek istiyorum. Arkadaşımı bir diğer arkadaşım yapmakta olduğu şakayı öğretmene anlatarak arkadaşı, gereksiz yere şikayet eder. Öğretmen de biraz sert bir kişilikti ,arkadaşı azarlayarak böyle ufak tefek şeyleri şikayet ediyorsunuz, şakalaşamazsanız aranızda arkadaşlık namına bir şey olmaz öğüdünü verir. Yazık ki ufacık bir konuyu büyüterek bir dağ misali üstlerimize olsun, çevremizde yer alan diğer kimselere olsun, abartarak götürüp onları meşgul etmeyi seven bir milletin evlatlarıyız. Sorunlarımızı kendi yöntemlerimizle etrafımızı kırıp dökmeden çözmeyi denesek, hayatımızda gereksiz boşlukların yer bulmasına müsaade etmemiş oluruz. Her daim kendi işimiz halledilsin derdine düşmekteyiz, düşünmüyoruz ki karşımızda bizi dinleyenlerin zamanını çalarak onlara haksızlık ediyoruz. Sadece kendimizi haklı görmekten, bu yanlışın içinde bocalayarak yürümekten, bir türlü vazgeçmek istemiyoruz. Bizler aşılması gereken bu konuları bir aşabilsek etrafımızda memnuniyetsizlik de yer almaz, israfa da gerek kalmaz. Ama inatla bir şeylerden memnuniyetsizliğimizi dillendirecek, hayatımızda bazı düzenlemelerden sorumlu insanların zaman kaybetmesinde büyük rol oynamaya devam edeceğiz. İllaki kendimizi her yerde ön planda gösterme uğraşı vermekle ilk önce biz varız diyerek dünyanın bizim etrafımızda döndüğü düşüncesi ile yol yürüyoruz. Bilinmelidir ki dünya hiçbir zaman birkaç kişi etrafında dönmüyor; hayat, yanlış açılardan bakanların elinde oynamak istediği oyuncağı değildir. Tamam memnuniyetsizliklerimiz olabilir, bazı sorunların acilen çözüme kavuşturulması gerektiğini düşünebiliriz; fakat hayat bizim isteklerimiz dışında ilerlemektedir. Bunun düşüncesine kafamızda yer vermediğimiz takdirde insanların haksızlıklara uğramasına neden olduğumuz gerçeğini aklımızdan çıkarmamamız icap etmektedir. Her daim bir şikayette bulunurken dillendirilen memnuniyetsizliğin dişe dokunur olduğunun bilinci ile karşısına çıktığımız şahsın zamanının ona göre alınması gerektiği hesaplanmalıdır. Hesapsız yola çıkmamız, bizi çarşıya pirince giderken evdeki bulgurdan edebilir. Onun için diyorum ki her sorunu birileri vasıtası ile halletme yoluna gitmek yerine kendimiz halledebileceğimiz inancını kafamızda taşımamız lazım gelmektedir. Hayatımızı birilerinin ellerine bırakmakla kendi özgüvenimizin de yok olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Olur olmaz her şeyi birilerine şikayet ederek çözebileceğimiz düşüncesine kapılarak harekete geçmek, yaptığımız en büyük hataların başında gelmektedir. Bahsetmekte olduğum büyük hatalar yüzünden kayıplar vermek istemiyorsak kendimizi olur olmaz memnuniyetsizliklerin elinden kurtarma çabasına girilmelidir. Aklı selim kimseler sözünü ettiğim ağır yükün altına girmeyi reddettiği müddetçe, insanoğlunun gereksiz memnuniyetsizlikleri son bulmaz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Hüseyin İbiş, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |