"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Tekrar tekrar yazdığım şeylerden biridir. Zaman; bu Dünya’daki en büyük düşmandır. Kah prime olduğun dönemlerin, kah ise elde edebileceğin fırsatların kalıcı olmadığının göstergesidir. Aynı şekilde ikili ilişkilerde en büyük dosttur. Hiçbir acının, kaybın, belki de nefretin, sonsuza kadar kalmayacağını öğretendir. Öyledir bu işler… Dost sandığın, sana kişisel çıkarlarla ihanet eder, düşman sandığın ise senin göremediğini görüp seni sonrasında daha güçlü yapar. Bilen bilir. Astrolojiye inananlardan biriyimdir. Burçların; insanın hamurunu oluşturan etmenler olduğuna inanıp, Allah’ın özgür irade vermesinden dolayı da bireyin kendini yontabildiğine inanırım. Bu yüzdendir de; bir Kova erkeği olarak, kimi kimi yerlerde gerizekalı görülüp, başka ortamlarda el üstünde tutulduğumdan, asla çizgimi bozmam. Nerede olursam olayım, güzele güzel, iyiye iyi, kötüye kötü, iyi aile evlatlarına da, iyi aile evladı derim. Sırf bu dik duruşumdan; her seferinde ama her seferinde düşman kazanırım. Her gerçekleri söylemem, ehli beyt soyundan gelme tadında beni yalnızlaştırır da yalnızlaştırır. Yine de üzüldüğüm şey, bu durum değil merak etmeyin. Ben de bilirdim, iki maske takmayı, ya da maske takmaya dahi dermanı kalmayıp, kimseyle hiçbir anısını dahi paylaşmayıp karanlıklarda kalmayı tercih edenler gibi olmayı… Amma velakin yapamam. Niye? Ben; herkesin daha iyi olmasını istiyorum. Valla bak… Ne bileyim? Herkes adam gibi vergisini versin… Helaliyle işini yapsın… Sevdiği kadınla bir yuva kursun… Evladını özel okula gönderip sonrasında mürüvvetini görsün… Sahip olduklarına şükredip memnun olabilsin… Haliyle daha iyi bir insan olsun istiyorum. Yine de ne yazık ki biliyorum ki… Bu kafa asla olmayacak… Çoğu birey, asla gerçekleri görmeyecek, asla olası kötü senaryoları hesaplamayacak, yengeç sepeti sendromu tadında kendi çevresindekileri düşman yapacak, en sonunda da hep ben deyip kendini bu Dünya’da vazgeçilmez sanacak. Nitekim… Her bu ‘ben’ demeleri, gerçekte ‘benliklerini’ yok edecek ama farkında olmayacaklar… İlla yaşayarak öğrenecekler. Peki ya sonrası? Kader kısmet… Benim ne haddime… O yüzden şimdi 35’liğe, beraberinde 50’liğe, sonrasında inşallah 70’liğe yolun olması dileğiyle… Nice güzel senelere… Hep birlikte… İyilik ile…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |