Memleketimden Manzaralar
tecavüzüne uğruyor. Seks ve tecavüz. İkisi de birbirlerine taban tabana zıt iki olgu. Tecavüz ağır bir suçtur. Yapan bedelini ağır öder. Bunca aftan sonra ortada ağır bedel ödeme gibi bir olgu kalmadı ama, biz yine öyle olduğunu sanmaya devam edelim. Seks ise iki karşı cinsin birbirlerine olan ilgilerinin ve sevgilerinin son aşamasıdır. Eğer iki taraf birbirlerine karşı ilgi duymuyorlarsa, aralarında bir sevgi bağı kurulmamışsa zorla yapılan bir seksin ne zevki olur. Zorla yapılan bir ilişkide biri azap duyarken , diğerinin yaptığı hayvanca davranıştan başka bir şey değildir. Bu nedenle tecavüze karşı ağır müeyyideler konulmuştur. Ne yazık ki artık ülkemizde her ne yapılırsa yapılsın yapanın yanına yaptığı kar olarak kalmaktadır. Çok merak ediyorum. Ülkemizden başka, verilen cezanın üçte ikisi meşruten tahliye saçmalığından sonra bile bu kadar sık af çıkaran başka bir ülke var mı? Olduğunu da sanmıyorum.
Dün gece sitemiz ile yanı başımızdaki sitenin iki davetsiz konuğu vardı. İki sitenin araba park alanına birer lüks araba bırakılmıştı. İkisi de Pejaut marka arabalar. Arabaların ikisi de Balkan ailesine ait. Arabalar çalınıp sitelerin park yerine bırakıldıktan sonra hırsızlar sahibine telefon açıp fidye istemişler. Her zaman adam veya çocuk kaçırılıp fidye istenirdi. Belli ki fidyecilikte yeni bir iş kolu doğmuş. Ne olursa olsun çal, kaçır ve fidye iste.
Neyse ki araba sahibinin arabasında unuttuğu cep telefonu işe yaramış. Telefon sayesinde arabaların Silivri’nin Kumluk mevkiinde olduğu anlaşılmış. Bu nedenle arabaların bulunması fazla zaman almadı. Jandarma gerekli incelemeleri yapıp parmak izlerini de aldıktan sonra arabalar sahibine teslim edildi.
Dünya gazetesinin temsilcisi Feza Behiye Kaya hanıma köylülerimizden biri sormuş. “Belediye seçimleri niye yapılıyor? Bir belediye başkanını seçmek için onca para harcanıyor. Sonunda başkanlığı en çok para harcayan kazanıyor. O halde bu seçim neden yapılıyor? Bir ihale açılsın. En çok parayı veren belediyeye başkan seçilsin” diyor. Ne dersiniz? Güzel bir fikir değil mi? Bu sayede seçimler sırsında harcanan onca kötü sözleri dinlemek zorunda kalmaktan kurtulmuş olmaz mıyız?
Her zaman yazıyorum. Yasalar, kurallar ve yasaklar uygulamak için konulur. Oysa ne uyan var ne de uygulayan. Bu gün Kumluk mevkiinde denize girenleri korkutan bir maganda vardı. Sürat teknelerinin sahile yüz metreden fazla yaklaşması yasak olmasına rağmen maganda kişi sürat teknesiyle yüzenlerin arasına dalmaktan hiç çekinmedi. Hani nerede sahil güvenlik? Sahil güvenlik şikayetçiler için üç beş telefon numarasını belirli yerlere koyamaz mı? Bu gün yüzenlere rahatsızlık veren magandayı şikayet etmek isteyen çok kişi vardı ama,şikayet edilecek numarayı bilmediklerinden sadece seyretmekle yetinmek zorunda kaldılar.
Yaz mevsiminin en vaz geçilmez meyvesi karpuz. Her övün sofraların baş tacı. Ne hikmetse kimi yerde kilosu 290 bin lira, kimi yerde 650-700 bin lira. Kamyonlarda gezdirilip satılanlarsa genelde tazeliğinden eser kalmamış karpuzlar. Şok mağazasında 290 bine satılan karpuzlar kapışıldı. Bu gün Şok’a karpuz almaya gittiğimde tek bir karpuz kalmamıştı. Neyse ki yarın gelecekmiş. Nedense bazı satış yerleri sürüm denilen kavramdan nasiplerini almamışlar. Bu yüzden uzun süre beklemekten bozulmaya yüz tutmuş karpuzlar seyyarlara devredilip elden çıkarıyorlar. Eski bir karpuz üreticisi olarak karpuz satın alacaklara bir önerim var. Karpuz alırken sapına bakınız. Kurumuş, ya da burulmuş saplıları kesinlikle almayınız. Unutmayın, taze tüketilen meyveler bayatından çok daha yararlıdır.
Bu sıcak yaz günlerinden karpuzu sofranızdan eksik etmeyiniz. Karpuz tüm sindirim sistemini temizleyen çok yararlı bir meyvedir. Ha birde orta yaşın üzerindekiler, lütfen öğlen saatlerinde güneşte fazla kalmayınız ve tansiyonunuzu sık sık ölçtürünüz.
Sağlıklı güzel bir yaz dileğiyle
          Özcan Nevres
ozcannevres@hotmail.com