..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Kâmuran Esen




11 Aralık 2001
Üzerimizde Ölü Toprağı mı Var?  
Kâmuran Esen
İnsanların; yaşadığımız olumsuzluklara, haksızlıklara hiç ses çıkarmadıklarını, her şeyi kabullendiklerini görünce çok üzülüyorum.Neden şöyle bir silkinmiyoruz? Neden hiç başkaldırmıyoruz? Neden, birilerini, görevlerini daha iyi yapmaları içi


:AIIJ:

İnsanların; yaşadığımız olumsuzluklara, haksızlıklara hiç ses çıkarmadıklarını, her şeyi kabullendiklerini görünce çok üzülüyorum.Neden şöyle bir silkinmiyoruz? Neden hiç başkaldırmıyoruz? Neden, birilerini, görevlerini daha iyi yapmaları için uyarmıyoruz? “Bu düzen böyle gelmiş, böyle gider.” deyip, neden kabulleniyoruz her şeyi? Üzerimizde sanki ölü toprağı var......İşte size bir örnek:


Birkaç ay önceydi.Rahatsızlığım nedeniyle doktora gitmem gerekiyordu.Hastanede itilip kakılmayı göze alamadığım için, özel gitmek istedim.Doktordan saat dörde randevu aldım. Mudurnu’da oturuyorum.Doktor Bolu’da. Mudurnu’dan kalkıp Bolu’ya gittim.Saat dörde gelirken doktorun muayenehanesindeydim.Sanki doktor gelmiş de, beni bekliyormuş gibi. Randevumu kaçırmak korkusuyla, böyle yaptım.

Saat dördü elli dakika geçti, doktor yok.Bir saat geçti, doktor yok.Güya hastaneye gitmiyoruz, sürünmeyelim diye, yine de bir şey değişmiyor. Sordum sekretere. ”Doktor Hanım ne zaman gelir? Telefon edip, çağırır mısınız?” Bana ne dese beğenirsiniz? “Siz biraz tez canlısınız galiba. Geçen geldiğinizde de böyle yapmıştınız.” Demesin mi....

Evet, doğru söylüyor. Bir önceki gidişimde de aynı şey olmuştu. Her zaman aynı şey olur zaten. Bir saat doktorun gelmesini beklemiştim. Sinirlendim. ”Randevu saatini ben belirlemedim ki. Siz söylediniz bana saat dörtte gelin diye.Bana , saat beşte gelin deseydiniz, beşte gelirdim.Ben eğer saat dörde randevu aldığım halde, saat üçbuçukta falan gelip, doktorun neden gelmediğini sorsaydım, işte o zaman tezcanlı olurdum. Beni bekletmeye ne hakkınız var?” dedim. (Sanki bir yararı olacakmış gibi.) ”Ama diğer bekleyenlerin sesleri çıkmadığı için, benim hakkımı aramam size yanlış geliyor. Herkes benim gibi tepki vermeli.....Çabuk çağırın doktoru .” Diyerek, orada sessizce bekleyenlere de taş attım.

Doktoru bekleyenler de, kuzu kuzu oturuyorlar orada. Eminim beni ayıplamışlardır bile ”Ne arsız kadın!” diye. Doktorun bir saat gecikmesinden hiç rahatsızlık duymuş gibi görünmüyorlar. Sanki “ Ne eşek kaçmış, ne semer düşmüş.” Herşey çok normalmiş gibi davranıyorlar..........

Velhasıl, biz güdülmeye alışmışız, alıştırılmışız. Üzerimizde ölü toprağı var gibi.Kimse şöyle bir silkelenmiyor.Sen yapınca da göze batıyorsun.

İşte böyle bizim halimiz.Herkes kaçak güreşiyor. Düşünüyorum da, herşeye ne kadar çabuk alışıyoruz. Önce çok kötü şeyler ve durumlar yaşatıyorlar bize. Biraz isyan ediyoruz. Sonra alışıyoruz. Alışmazsak ne olacak ki?Sinirlerini bozmaktansa, kabullen , otur yerine, öyle mi? O zaman da, insanın kendine olan saygısı azalıyor. Şahsen ben böyle hissediyorum. Hafife alınmaktan rahatsız oluyorum.

Haydi biraz canlanalım. Hakkımızı aramayı öğrenelim. Ne dersiniz?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
İstanbul Sizin Olsun
Fatma Nine'nin Günlüğü - 9
Can Dündar'a Neden Küstüm?
Rahatımızı Bozan Birileri Olmalı Yanımızda
Fatma Nine'nin Günlüğü - 8
Sinir Olduğum Tipler - 6
Üşür Yalnızlığımız
Evli Erkeklere - Ukalâca Değil, Naçizane - Öğütler
Küçük Yerde Yaşamanın Zorlukları
Çocuklarımızı Anlayabilmek

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
Ben Birazcık Deli miyim?
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.