Değişim dışında hiçbir şey sürekli değildir. -Heraklitos |
|
||||||||||
|
Manik depresif aşırı tutkulu ve intihar bağımlısı bir kadın yazar – şair “Sylvia Plath”. Ondaki intihar tutkusu “ölmek bir sanattır.” sözüyle hep kendini açığa vurur. Hal böyle olunca da Hollywood’da bu balta girmemiş ormana girmek için zaman kaybetmemeliydi ve nitekim de öyle oldu. “Sylvia Plath”in, kocası tarafından boynuzlanmaktan, çocuk bakmaktan ve kavga etmekten ne zaman vakit bulup yazı yazdığını merak ettiren bir film olmuş... Evet bu filmde “Sylvia”nın ne zaman vakit bulup da şiirlerini yazdığını anlamak oldukça zor... Filmin kötü adamı “Ted Hughes”un da başlıca meşgalesi karısını boynuzlamak çocuk bakmamak ve karısının çığlıklarına maruz kalmak olmuş... Kısacası film hayatı bir kaleme indirgemiş ve yaşamakta olduğumuz hayata, “Sylvia Plath”in hayatına bana göre saygısızlık etmiş. Bu filmde evlenme, çocuk doğurma, aldatılma, boşanma durumlarının hepsi var da bizim edebiyat kültü saydığımız “Sylvia Plath” nerede? Ben onu görmedim. Film insanın aklına ister istemez “The Hours”u getiriyor, malzeme olarak “Virginia Woolf” un kullanıldığı bence “Sylvia”ya göre çok daha başarılı bir filmdi ya neyse, şimdi ise “Sylvia Plath”la uğraşma vakti gelmiş. Ellerinde depresif intihara yatkın bir kadın edebiyatçı daha var mı onu da merak ediyorum doğrusu? “Sylvia” filminin sonunda, hayat hikayesini izlediğini sandığınız şairle ilgili bir iki paragrafın belirmesi ve filmde mutfaktan kalan zamanlarında iki üç dize mırıldandığını gördüğünüz bu kadının nasıl olup da 20. yy’ın en önemli kitaplarından biri olan “Ariel”e imza atmış olduğunu anlayamayacaksınız. Açıkçası film “Plath” ile ilgili birşeyler edinmek, şiirleri, şairliği, hakkında ipuçları almak isteyenleri tam anlamı ile hayal kırıklığına uğratırken, aşk, aldatma, kıskançlık, gözyaşı gibi ikonlara televizyon dizilerinden alışık olanlara hoş da gelebilecek türden... Belki de “Plath”le aynı özlemlere ihtiraslara tutkulara sahip insanların kendi kendilerine “İşte bende aynı acılar içindeyim, bende hiçbir zaman yazamayacağım” dedirtmek isteyen bir yeni bir tür... Film onun çocukluğu, babası ve annesi hakkında, küçücük bir çocuk hakkında yazdığı şiirlere yer vermeden sanki hayatı “Hughes” ile tanışması sayesinde başlamış gibi gösteriliyor ama gerçekler acıdır; “Sylvia Plath”bütün o çamaşır, bulaşıkla iki güzel çocukla birlikte mükemmel şiirler yazmış; bu tip filmlere asla sığdıramayacağımız kadar büyüklükte bir kadın şair... Bu tip filmler tamamen belgesel formatında olmalı demiyorum ama, bu iki edebi şahsiyetin zaten hassas olan ilişkisi popüler sinemaya kurban edilmemeliydi. Bana kalırsa sizde, “Sylvia” filminin sizde bırakcağı iki saatlik uyuşma ve soru işaretleri ile birlikte eve dönüp “Plath”in şiirlerini bir kez daha okuyun. “Plath”in şiirlerini okuyun diyorum, çünkü “Plath” filmde gösterildiği gibi, susma cesareti gösteremeyen ahmakların imrendiği bir yalnızlığın kurbanı, sadece kocasını kıskanan ve kendisini yok etmek isteyen aciz bir kadın değildir. Batının yaşam düzeneğine baş kaldıran bir cengaverdir. Ve onun şiirlerini okursanız görürsünüz ki hayatında hiçbirşey onun yazma tutkusunun, şiirle varolma savaşımının önüne geçememiştir. Aslında filmde üzerinde durulmayan bunalımınında belki de en temel nedeni budur. “Sylvia Plath”, şiirlerini okuyalım atalım maskelerimizi de, aydınlanalım biraz; onun güzel gülüşü ile zihnimiz açılsın. Yazdığı son şiirinden bir alıntıyla saygıyla eğiliyorum, “Sylvia” önünde bir kez daha kadınlığımdan gurur duyarak... Büsbütün olur kadın Ölü gövdesi Başarının gülümsemesini kuşanmış ( Uc / Edge) Ömür İsfendiyaroğlu 12/08/2004 Perşembe
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömür İsfendiyaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |