Sabah uyanıyoruz. İlk düşündüğümüz bugünün ne kadar güzel bir gün olacağı yerine yetişmemiz gereken toplantı ya da sorun haline getirdiğimiz ne giyeceğim sorusu? Bir önceki gün herhangi bir kişisel gelişim, Osho, felsefe kitabı okumamışsak muhtemelen olumlu bir etki içerisinde uyanmıyoruz.

Hele bir de Pazartesi ise!

İşte “Ne @#!* Biliyoruz ki” bize daha olumlu soruları sormamızı sağlayan hatta filmden çıktıktan sonra bile kendimiz “Alice Harikalar Diyarı”ndaki bir kahraman zannetmemize yarayan bir belgesel yapım.

Biraz kurmaca öykü, biraz 'konuşan kafa'lardan bilim ve felsefe, biraz animasyon. Film bir belgesel tadında olmasının yanında öyküsel tarafında, kocasının kendisini aldatmasıyla büyük bir depresyon geçirmeye başlayan fotoğrafçı Amanda (Marlee Matlin) var. Amanda mesleğinden ve hayattan giderek soğumakta ve anti depresanların içinde boğulmakta olan bir kadın. Günümüzde birçok insanın yaşadığı depresyon sorununu yaşayan Amanda hayatla ve insan ilişkileriyle ilgili tüm değerlerini, bildiğini sandıklarını sorgulayacağı bir tür maceranın içinde buluyor kendini. Belki de hepimizin zaman zaman karşı karşıya kaldığı sorularla örgülü bir macera.

Amanda sıkıcı gördüğü hayatını yaşayıp giderken,aralarında fizikçi, ilahiyatçı, biyolog, nörolog ve psikologların bulunduğu bir grup bilim adamı, 'konuşan kafalar' biçiminde karşımıza çıkarak Tanrı, hayatın dengeleri, nörolojik süreçler üzerine türlü açıklamada bulunuyorlar. Ne @#!* Biliyoruz ki? / What the Bleep Do We Know?, ilginç noktalara değinen, ancak içerdiği envai çeşit anlatım kanalını kucağımıza bırakıp kaçan bir film. Evet film The Matrix hatta Vanilla Sky gibi kabullendiğimiz gerçeklerin arkasında başka gerçeklerin bulunduğunu bir kez daha gözlerimizin önüne bu kez daha gerçekçi aynı zamanda eğlendirici biçimde gözlerimizin önüne seriyor.

Oscar ödüllü oyuncu Marlee Matlin’in başrolünde olduğu yapımda, dünyanın önde gelen fizikçileri, nörokimyagerleri, hekimleri ve metafizikçilerinden 14 önemli isim, aydınlatıcı olduğu kadar şaşırtıcı bilgilerle izleyicinin karşısına çıkıyor. Etkileyici görsel efektler ve animasyonlarla da desteklenen film, türünün ilk örneği.

Sonuç; sadece bilgilendirmek ve düşündürmekle kalmayıp aynı zamanda eğlendiren, pozitif bir iz bırakarak izleyiciye yeni bir bakış açısı getirebilen, son derece özgün bir yapım... Kuantum gibi detaylı bir konuyu işlemesi açısından bazı eleştirmenler tarafından yetersiz bulunan film bana göre sadece bir belgesel olmaması ve ulaşmayı hedeflediği geniş bir kitleye ulaşması açısından başarılı bir film. Belki de amaç biraz daha düşünmemizi sağlamak bir film bu konuda da ciddi olarak başarılı...


27.03.2006
Ömür İsfendiyaroğlu