Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
İri güller yetiştirdiğim bahçelerde dikenler boy atmış…Dört bir tarafı ağuya banılmış keskin dişli dikenler yolumun vuslat güzergâhında nöbete durmuş. Ümitler Kaf dağının ardına çekilmiş bir başına.İhtiyar ağaçlarınkiler gibi kurumuş yürek çınarımın yaprakları.Un ufak oluyorlar bir hafif dokunuşla. Gökyüzü coğrafyamda hicret çırpınışları!...Bir göç telâşı ki sarmış dört bir yanımı.Asumanımda kalan son kuşlar da yolculuk arifesinde… Gittikçe tipiye dönüşüyor kalbimin derinliklerindeki yalnızlık sağanağı.. Katran karası karlar yağıyor sevgi hamuruyla yoğurduğum gizli dünyama.Gülün üstüne lâyık mı bu karanlık yağmurlar?...Madem ki her zulmetin bir nuranî şafağı var!.... “El intizar eşeddü minen nar…” Bugüne nasipmiş bu Arap darb-ı meseline vakıf olmak!... “Beklemek ateşten şiddetlidir!...” Bu biraz da beklenenin şahs-i manevisine bağlı bir hakikat!... İbrahim’i yakmayan ateş beni kavuruyor tarûmar olmuş gül bahçelerinde.Nemrut’la mücadele edemezken Nemrutlar dikiliyor muhabbet ülkesinin sultanının karşısına. Gönül ülkesinin sınırları kalın duvarlarla örülüyor.Mecnûn’u kürek cezasına mahkûm ediyorlar amansızca.Sabır sarmaşıkları kuşatıyor dört bir yanı.Asırlık bekleyiş ummanda bir katre misali gittikçe büyüyor yürek devletinde. Yürek devletine hükümdar olmak yürek ister.Bedeli kurşun misali ağır!... Düşlerime bile sansür koyuyor zifiri gecenin karanlık mahlûkları.Güneşin hiç ayak basmadığı izbe ve kuytu dünyaların sahipleri, zincire vuruyor sevgiye banmış hecelerimi.Gönül dilimin sultanı olan sözcüklere ambargo koyuyorlar. Ben yine istasyonlarda elimde kırmızı gül,yüreğimde intizar!...Beklemek ama nereye kadar? Bir zamanlar vuslata yol alan lokomotifler,şimdi virane gönüllere hasret taşıyor.Ondan beridir ki kara tren diye nam salmışlar dünyaya. Kara tren gecikir, belki hiç gelmez…Gelmez olsun yürek devletini hiçe sayan nefret katarları. Biz ki sevgi rıhtımlarında masmavi denize nazır, elimizde ferman,dizimizde derman sonsuza dek bekleriz.Uzasa da zaman bir asra bedel, bu yoldan dönmek yazmaz lügatimizde.Geçen her dakika büyür gözlerimizde…Uzayan zaman azık olur sevgimize. Gece gündüze gebedir daim..Karanlıklardan doğar apaydınlık gündüzler..Sabrın sonu selâmet…Sabır hayra alâmet!... Her şey aslına rücû eder bir gün!... Güneş doğmak için batar. Sabır sarmaşıkları vuslata giden nurdan bağlardır. Düşler rıhtımına demir atan hayal gemisinin sulara gömüleceğini sananlar yanılır elbet!... Karanlıklar silinir bir gün…Yıldızlar selâma durur saf duygu erlerinin manevî huzurunda…Tablo tamamlanır yavaş yavaş…Mehtap kurulur boylu boyunca asumanın göbeğine… Kömürleşen hislerin üzerinden kalkar sis perdesi…Yazılan değil,yaşanan duygulardır asil…Gönül kaleminden dökülür sevda güftesi…Nurlu şafaklardan yükselir bir aşk bestesi… Aydınlıklar elbette karanlıkları boğar, Düşlerin rıhtımında beklediğin ay doğar. e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |