..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Popüler Kültür > Mehmet Sinan Gür




5 Mart 2002
Müzik - Abba Efsanesi  
Mehmet Sinan Gür
Onlar bir efsanedir. Bana inanmıyorsanız bir ABBA albümü dinleyin. Göreceksiniz.


:CJAB:
1971 yılında, The Beatles dağıldıktan bir yıl sonra, İsveç’te dört kişi sessiz sedasız bir araya gelerek bir grup kurdu. Besteleri erkekler, vokalleri kızlar ağırlıklı olmak üzere dördü de yapıyordu. İki sevgili çiftten oluşan dört kişi, müzik yaşantılarının ilk yıllarında bir efsaneye dönüşeceklerini belki de bilmiyorlardı. Ancak şüphesiz ki bu umudu içlerinde taşıyorlardı.

İlk albümlerini 1973 yılında çıkardılar. 1974’te Waterloo ile Eurovision müzik yarışmasını kazandılar. Yarışma sırasında o kadar rahat, kendilerinden o kadar emindiler ki sanki birincilik kendiliğinden gelen sıradan bir şeydi. Sahnede iki erkek üye, Björn Agnetha’yı, Benny Frida’yı öperek birinciliklerini kutladılar.

Müziklerini yaparken kullandıkları dil İngilizce’ydi. Dünya çapında efsane olmak için gerekliydi tabi. Yarışmadan sonra albümler ve başarılar birbirini takip etti. İlk kez bir İsveçli topluluk İngiltere müzik listelerinde birinci sıraya kadar çıkıyordu. Avustralya turnesi sırasında Agnetha dünyanın en güzel popolu şarkıcısı seçildi. :) Birkaç yıl her şey çok iyi gitti. Ancak sonraki yıllarında sevgililerin arası bozuldu. Buna karşın anlaşmalar gereği birlikte çalışmak zorundaydılar. Böyle çalışmak özellikle Björn’e çok ağır geldi. Canlı yayınlarda, çıktıkları turnelerde ve özellikle yaptığı bestelerde elinde olmadan iç dünyasını belli ediyordu. Müzik zaman zaman deklere edilmeyen bir ağıta benziyordu. Öyle ki bazı parçalarında bir İsveç arabeskinden söz etmek çok yadırgatıcı, aykırı olmazdı. Bununla birlikte birçok bestelerinde de aldıkları klasik müzik eğitimi kendini belli ediyordu.

Yaptıkları müzik pop(üler) müzik olarak adlandırılmakla birlikte, görüldüğü gibi İsveç arabeskinden klasik müziğe kadar çok geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Dinleyicisini zamanın gençliğinde (o zaman ben de gençtim) bulmasını bilmiştir. Pop türünde bir müzikten ne bekleniyorsa onu vermişlerdir.

1973 yılından 1981 yılına kadar birbirinden güzel 8 albüm yaptılar.

*Ring! Ring! (1973)
(Acemilik ve ilk heves)
*Waterloo (1974)
(Isınma turları, Gonna sing you my love song)
*Abba (1975)
(olgunlaşmaya doğru, S.O.S. Intermezzo No.1)
*Arrival (1976)
(Hit müzik, Dancing Queen)
*The Album (1977)
(Kaliteli, I wonder)
*Voulez-Vouz (1979)
(Ortalama, Chiquitita)
*Super Trouper (1980)
(Kaliteli, hangi birini saysam? Andante andante, Happy New Year ve diğerleri )
*Visitors (1981)
(Kaliteli, bu da önceki gibi. Soldiers, One of us, Head over heels)

Bunlardan başka albümlerde olmayan çok güzel tek melodileri oldu. Bazıları daha sonra çıkarılan Singles'ta yer aldı

Her sanatçıya olduğu gibi, onların da tüm yaptıkları aynı düzeyde güzel değildi. Çok iyilerin yanında ortalamalar da vardı tabi. Zamanla müzikleri daha da gelişmesine, güzelleşmesine rağmen dinleyicilerin zevkleri değişime uğradı. Albümleri eskisi kadar satmamaya başladı. Zaten çiftler çoktan ayrılmışlardı. 1981’de gruba son noktayı koydular. Bir basın toplantısı ile ayrılıklarını açıklarken Björn ağlayacak gibiydi. Agnetha ise hala gülüyordu.

Üyeler daha sonra ayrı ayrı müzik yaşantılarına devam ettiler. Sarışın güzel Agnetha, iki albüm yaptıysa da başarılı olamadı. Esmer güzel Frida, Phil Collins ile iyi bir albüm yaptı fakat devamını getiremedi. Erkek üyeler, grubun bestecileri, aralarına büyük müzikallerin söz yazarı Tim Rice’ı da alarak CHESS (Satranç) isimli iki CDlik çok güzel bir albüm yaptılar. Bu albüm kadın vokalistleri dışında tam bir ABBA albümüydü. Çünkü kökleri çok önceye dayanıyordu. Yalnızca bu çalışma efsanenin biraz daha sürmesine neden oldu. Bu albümden ‘I Know him so well’ birçok Amerikalı şarkıcı tarafından söylendi. (Chess ile ilgili ayrı bir yazım var)

Arkalarında 8 albüm, albümlere girmemiş fakat bitirilmiş birçok beste ve stüdyo çalışmalarından bant kayıtları bıraktılar. Bugüne kadar bir ABBA daha gelmedi



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın popüler kültür kümesinde bulunan diğer yazıları...
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Barış Dansları

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Empati Kelimesinin Anlamını Hrant Dink'ten Öğrendim
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu
Cola Turka Üzerine

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Mehmet Sinan Gür, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.