Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna |
|
||||||||||
|
Bülent Ortaçgil’in ‘Kediler’ isimli bir müzik parçası vardı; ‘Benimle Oynar mısın’ albümünde. Belki Cats (Kediler) müzikalinden esinlenmiştir belki de esinlenmemiştir, bilemiyorum. İnsanlara benzettiği büyük kedileri, küçük kedileri bir masal kurgusu içinde ve her parçasında görünen ağırbaşlılığı ile bize tanıtmıştı. Orhan Veli Kanık’ın da kedilerle ilgili şiirleri vardır. Sokak kedisi ve ciğercinin kedisi iki ayrı sınıftan iki insan karakterini yansıtır. Kedili sanatın en büyüğü ise onlar için yapılmış koca bir müzikal. Lise yıllarındaydı. 1973 yılı olabilir. O zamanlar daha çok 33 devirli LP ler satılır ve kullanılırdı. Beşiktaş’ta her zaman olduğu gibi antenleri açmış geziniyordum. Merak güdüsü işbaşında idi. Benim ve herkesin büyük tutkusu İngiliz Rock grupları idi. O zamanlar müzik satan yerler plakçı olarak anılırdı. Kulağıma çarşı içinde bir plakçı dükkanından bir düdük sesi geldi. Plakçı aslan gibi hoparlörlerini dışarı vermiş sesini de sonuna kadar açmış, gelene geçene bir düdük sesi dinletiyordu. Yalnız bu sesi dikkatle dinleyince hiç de öylesine bir ses olmadığını fark ettim. Düdük sesi filan ama seste bir ahenk vardı. Plakçı birdenbire fareli köyün kavalcısı oluverdi. İnişler ve çıkışlarla süren büyülü müzik beni kendisine çekti. Düdük sesi dediğim şey yanılmıyorsam o yıllarda yeni kullanılmaya başlayan Synthisizer’dan çıkıyordu. Henüz lisedeydim ve plağı satın alacak param yoktu. Müzik bitene kadar plakçının vitrininden ayrılamadım. Cats (Kediler) müzikali bir sahne gösterisi idi. İngiltere’de yıllarca oynadı. Dünyadan ve Türkiye’den insanlar sırf bu müzikali görmek için İngiltere’ye gittiler. Yıllara oyuncuların sabrı ve gençlikleri yetmediği için kadrosu birkaç kez değişti. Farklı zamanlarda farklı müzisyenler ve sanatçılar tarafından yorumlanmak zorunda kaldı. Zaman içinde yeni besteler eklendi, eskileri değişti. Bana göre ilk yapılan yani plakçının önünde dinlediğim versiyonu en güzeli idi. Cats bir konu çerçevesinde bize kedi karakterleri tanıtır. Değişik karakterde kediler gerçekte insan karakterlerine karşılık gelirler. İnsanlar gibi meraklı, insanlar gibi bencil, duygusal, iyi, kötü, baştan çıkarıcı, sevecen, serseri, uslu, yaşlı, genç, ağır, hantal ve çeviktirler. Onların da Japonları, Çinlileri (Siyam kedileri) Zencileri vardır. Bu benzerlikleri daha çok uzatmak olasıdır. Ancak yalnızca bununla kalmaz. Kedilerin daha birçok yeteneği vardır. Kör mü doğarsınız? Karanlıkta görür müsünüz? Baş aşağı düşerken havada dönüp ayaklarınızın üzerine düşebilir misiniz? Havadaki kopacak fırtınayı önceden his edebilir misiniz? İncecik bir duvarın üzerinden koşa koşa geçebilir misiniz? Boyunuzun beş katı yükseklikteki duvara iki harekette tırmanabilir misiniz? Yerçekimi kurallarına karşı gelebilir misiniz? Aynı anda iki ayrı tonda şarkı söyleyebilir misiniz? Bir kedi bunları yapamıyorsa zaten ona kedi denmez. Bir kedi üç isimle isimlendirilir. Biri günlük kullanılan isim. Bu isim yaptığı işle ve karakteri ile uyumlu olmalıdır. İkincisi yalnız kendine ait olmalı ve başka hiçbir kedi tarafından kullanılmamalıdır. Üçüncü ismi ise hiç kimse bilmez. Bir insanoğlu bunu anlayamaz. Hiçbir araştırma da bulamaz. Bir kediyi oturmuş meditasyon yaparken görürseniz bilin ki üçüncü adının ona düşündürdüklerini düşünmektedir. Bazen kediler kıpırdamadan otururlar, otururlar, otururlar. İşte sebebi budur. - O meraklı ve ters bir kedidir. Ona ne teklif ederseniz tam tersini ister. Fare verirseniz balık ister. Balık verirseniz fare ister. Kötü olduğundan değil, diğerini merak ettiğinden. - O çevik bir kedidir. Onu görmek kolay değildir. Bir yerde bir suç işlenmişse, bir süt şişesi kaybolmuşsa bilin ki bu onun işidir. - O şişman bir kedidir. O publarda gezinmez. Onun birkaç kulübü, restoranı vardır. Oralarda avlanır. - O ikisi birbiriyle çok iyi anlaşırlar. İp üstünde akrobatlık yaparlar. Damdan dama atlar, kimseye çaktırmadan yemek çalarlar. - Yaşlı kedi yıllardır yaşıyor. Mezara tam dokuz tane eş gönderdi. Bütün köy onu tanır ve gurur duyar. Yaşlı kedi sokakta yaşar. Bütün köylü ona bakar. “Gözlerim avımı iyi göremiyor. Yavaş yürümeliyim. Dikkatli olmalıyım. Artık ayaklarım beni taşımıyor.“ Yaşlı kedi çok yaşlı. Yolun sonuna yaklaşıyor. - O tiyatro kapısının kedisidir. Anlayacağınız çok entelektüeldir. Gençliğinde kedilerin en akıllısı idi. Der ki, onun zamanında iken yetmiş tiradı ezbere bilirmiş. Şimdi gene söyleyebilirmiş. Bir keresinde sahneyi telgraf teli üstünde geçmiş. Yanan bir evden bir çocuğu kurtarmış. Şimdi gene yapabilirmiş. Hatta bir gün tarih yazmış! - O bir haydut kedidir. Neden olduğunu sormayın, bir kulağı yoktur. :) - O demiryolu kedisidir. Bütün işlerini trenlerin gelişi gidişi gibi tarifeli saatlere göre yapar. Yani çok disiplinlidir. - O bilge bir kedidir. En büyük sihirbazların ondan öğrenecekleri vardır. Sakin ve küçük, tepeden tırnağa kapkaradır. En dar çatlaktan sıyrılır, en ince yolda yürür. Kediler yılda bir gece, Ay ondördünde iken bir araya gelirler. Şafak sökmeden önce eski başkan bir kez görünür. Sonra yeni başkan seçilir. Müzikalin en tanınmış parçası ‘Memory’ (Anı) ayrı zamanlarda birkaç kez duyulur. Bu müzik parçası da Barbara Streisand gibi birçok sanatçı tarafından söylenmiştir. Bu parçayı söyleyen yaşlanmış dişi bir kedidir. Sessizlik Kaldırımdan tek ses gelmiyor Ay anısını yitirdi Yalnız başına gülümsüyor Lambanın ışığında Ayaklarımın altında toplanmış kurumuş yapraklar Ve rüzgar inlemeye başlar Anı Ay ışığında yalnız Eski günlere gülümseyebilirim O zamanlar güzeldim Hatırlarım Mutluluğun ne olduğunu bildiğim bir zamanı Bırakın yaşasın yeniden anı Her sokak lambası Ölümcül bir uyarıda bulunur gibi Işıkları gidip geliyor Yakında sabah olacak Gün ışığı Güneşin yükselmesini beklemeliyim Yeni bir yaşamı düşlemeliyim Vazgeçmemeliyim Şafak söktüğünde bu gece de bir anı olacak Ve yeni bir gün başlayacak Dumanlı günlerin yanmış uçları Sabahın yıpranmış soğuk kokusu Sokak lambaları ölür Bir gece daha geçer Başka bir gün başlar Dokun bana Beni bırakmak çok kolay Güneşte geçirdiğim anılarla Yalnız başıma Anlarsın bana dokunursan Mutluluğun ne demek olduğunu Bak Yeni bir gün başladı Hiçbir zaman hiçbir şeyde umudunuzu yitirmeyin. Büyülendiğim mısra, “When the dawn comes tonight will be a memory too.” Müzikalin son parçasında kedilerin ve insanların bir özeti yapılır. Kedilerin birkaç çeşidini dinlediniz Kanımca karakterimizi anlamak için Yok artık bir tercümana gereksinmeniz Aynı sizin gibidir kediler Bakış açısı için yeteri kadar öğrendiniz Fakat hala bilmiyorsunuz Nasıl tavlanır bir kedi Öncelikle söylemeliyim ki Köpek değildir kedi Güvenmek ister kediler Bir kedi ağzının tadını bilir Ona güzel yemekler verin Saygı ister kediler Kedilere adlarıyla seslenin Bir kedi ummak hakkına sahiptir Bir kedi için gereklidir bu saygı delilleri Siz isteseniz de istemeseniz de Budur tavlamanın yolu kedileri Bu tüylü hayvanlara bundan sonra daha farklı bir gözle bakacağınızı umuyorum. Burada kedi kelimesini silip yerine insan yazın. Değişen bir şey olmadığını göreceksiniz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |