Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Ramazan ayıyla beraber hayatımızın ibresi maneviyatı gösterir. Bir aylık da olsa şahsî hayatımızda ve çevremizde manevî bir seferberlik ilan edilir. Başka günlerde gündemimizde olmayan İslam, bu ayda deyim yerindeyse gündemimize oturur. Oysa gerçek Müslüman her zaman teyakkuz halinde olur. O her an ölebileceğini düşünerek maneviyatını takviye ve ikmal eder. Bilinmelidir ki bir aylık ibadet bizleri Cehennem ateşinden kurtaramaz. Kur’an ve ibadet ayı olan ramazanı layıkıyla değerlendirmek istikbalimize manevi yatırım yapmak demektir. Akıllı insan odur ki fani şeylerle zaman kaybetmez, baki olanın peşinden koşup durur. Hak katında fani olan, günlük meşguliyetlerdir, bâki olan ise ahiret için çırpınmaktır. Fakat bu mübarek din, dünyayla ahiret dengesini de gözetiyor. Dünyayı da bir kenara bırakmamızı istemiyor. Çünkü yaşamak için bazı ihtiyaçların giderilmesi gerekir. Başkalarına el açmak hoş karşılanmamıştır dinimizde. Müslüman miskin miskin oturamaz. Mümin daima hareket halinde yaşayan insandır. Kişi rızkını helal yolda aramalıdır. Bununla ilgili olarak Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)’in “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın.” hadisi bizlere gidilmesi gereken yolu gösteriyor. Oruç tutan insanlar Allah’ın emrini yerine getirmiş olmanın manevi doyumunu yaşarlar. Bu doyuma erişen kullar her geçen günü, ömür defterlerinden bir kayıp sayfa olarak değil, bir kazanç sayfası olarak nitelendirirler. Bu bakış açısı iç huzurun sağlanmasında etkin bir rol oynar. Maddi varlığımızla manevi dünyamızın dengede tutulması, bizi boşluğa düşmekten korur. İradenin günahları perdelemesi imtihana tabi tutulan kulu büyük bir zafer kazanmışçasına mutlu eder. Bu mücadeleden başı dik çıkan kişinin kendine olan güveni artar. Nefsin emrine karşı koyan yüksek irade gücü, Hakk’a teslimiyetin getirdiği manevi saltanatı ebediyen yaşar. İşte dünya o zaman ahretin tarlası olur. Huzur o zaman bizi çepeçevre sarar. Oruçla beraber kulun hayvani tarafı rahmani tarafına yenilir. Fiziksel olarak da midemiz yılda bir ay da olsa dinlenmiş olur. Kalbimiz kir ve pastan arınır; adeta manevi zımparayla törpülenir. Dilimiz yalandan, ellerimiz haramdan, gözlerimiz harama bakmaktan, kulaklarımız yalan ve dedikodu dinlemekten, ayaklarımız kötü işler peşinde koşmaktan uzaklaşır. Bu durum, huylarımızın meleklerinkilere benzemesini ve ruhlarımızın arınmasını sağlar. Oruç belli zaman içerisinde aç kalma olayı değil, aksine bir irade terbiyesidir. İslam topyekûn bir yaşam tarzıdır. İlahi kanunlarda boşluk yoktur. İnsan hayatıyla ilgili her ne varsa bunun İslam’da bir izahı ve karşılığı vardır. Bazı kesimlerin ileri sürdüğü gibi İslam, hayatın dışında bir sistem değildir. İslam hayatı çepeçevre kuşatır. İslam kendi kanunları etrafında şekillenen bir hayat tarzını zorunlu kılar. Bu dinin belli başlı kaide ve şartları vardır. Bunlar arasında beş tanesi ayrı bir önem arz eder. İslam’ın beş şartından birisi de zekât vermektir. Zekât sosyal dayanışmanın ibadete dönük yüzüdür. Sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın zirvesidir. Daha çok ramazanda zekâtlarımızı vererek malımızı manevi kirlerden temizleriz. Zekât vermekle mallar azalmaz, aksine bereketlenerek artar. Oruç tutmak, yemeden içmeden ve cinsi münasebetten kesilmek değildir sadece… Bunlardan ibaret görülen oruç, avam orucudur. Avam orucunda orucu bozan hallerden uzak durulur. Yani sadece mideye oruç tutturulur. Bu orucun, büyük mükâfatları beraberinde getirmesi beklenemez. Oysa havas orucu diye nitelendirilen oruç, bütün azalara çekidüzen vermeyi gerekli kılar. Havas orucunu tutanlar yalan söylemez, günah işlemez, dedikodu yapmaz, harama bakmaz. Bütün eylemlerinde oruçlu olduğunu aklından çıkarmaz; ona göre davranır. Kendisine sataşanlara ‘Ben oruçluyum’ diyerek kavgadan ve kötü sözden uzak durur; Allah’a sığınır. Varın kendi orucunuzu kendiniz değerlendirin… Avam orucu mu tutuyorsunuz, yoksa havas orucu mu? Sizi sizden daha iyi kim bilebilir ki?... Kararı siz verin. Ona göre Allah’tan mükâfat umun… Aksi halde ahirette hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Allah bizlere havas orucu tutmayı ve ramazan sevincini doyasıya yaşamayı nasip etsin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |