Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Butto’nun Misafirperverliği! Toplumda ferdin asaletini tercih edip, toplumun asalet hürriyet ve menfaatlerini bireyinkine tercih eden bir anlayış eşittir Aristokrasi. İnsan kaynaklı antik dönem medeniyetlerinin son versiyonu olan rönesans ilhamlı üretimle derruni boyutunun künhüne varılamayan insanı tatmin etmekten alabildiğince uzaklaştıran neden, kişioğlunu geçmiş tüm zamanlarda iki temel eksen üstüne hareket ettirmiştir. Ben(ego)’nin arzudaki sınırı nereye kadar olmalı? Yada, bu devletin sınır(lar)ını hangi ben (karsit ben) çizer onu bilmek çok zor. Ancak Karşının pasif müdahalesinden kaynaklanan, karşı duruşu olan rotayı benimsemeyen oysa en ideal potansiyel direnci bünyesinde barındıran, daha da ötesi, evrensel bir akımı beslemekten dahi çekinmeyen değerlerine rağmen Mevcut aktif müdahale eskidünyanın karşıtı olarak dinamizmini yitirmeye başlasa da... Biz ’’ben’’lerin bileşimi ile bize ait bizin oluşumunu oluştursa da ’’karşı biz’in beninin bize karışımı’’ ’’katkı’’yı meydana getirir. İşte bu katkı ’’kimyamızı bozan element’’ olarak şu an için bizde var! Bugün halihazıdaki ’’Teorik ben’’ ile dünyada demokrasi kavramının yeniden şekillendiği bir süreç içinde yaşıyoruz. Bu Nasıl olur, nasıl uygulanır? Sistemin içinde olmadığımız için tam olarak bilmiş değilim. Buna rağmen, yaşlı kıtamızda uygulanışını biraz olsun anlamaya çalışanlardanım Fundament(Temel)ini Delegelerin oluşturduğu ’’zorunlu katılımcı demokrasi“ metodu ile seçilen ’’liberal demokrat“ların temsilcileri oluşur. Ve kurulan bir meclis ile ’’Temsili Demokrasi“ uygulanır ve bunun adı da halkın kendi iradesi ile kendini yönetmesi olur! ’’Mücerret Aklı’’ esas alan günün ’’dış ben eksenli temsili demokrat lider’’ler dünyaya mutlak yön verme çabasını söz’sel telafuz etmeseler dahi gerçekte ’’Mutlak varlık“ın yerini doldurma gayret ve hamiyetleri yadsınacak bir hal olmaktan çıkmış! Bütün toplumların medeniyetlerinin oluşumu düşünce yapısı ile ilintili olup içseldir. Ki; bunun sözlü telafuzu dindir(başka isimlendirilse dahi). Fertlerin bir araya gelişinden oluşan toplum/ların içselini yaşamdaki pratiğine dökmesinin öncü rolünü üstlenen oluşumlara kurum denildiğini bilmemek elde değil. ’’Bilgi’’, ’’bilinç’’, ’’direnç’’ ve ’’direniş’’te (yasama, yürütme ve yargı)hayat bulması eşittir yaşam şekli. Durum böyle iken; Mutlak varlık felsefesinden beslenmeyen temsili demokratların pusuladan yoksun olmasının sebep sonuç iliskişine bina’en yakıtı insan tüketen bir medeniyet! Yaratmakta başarılı olduklarını bildiğimi ise idda edebilirim. Siz bakmayın birilerinin hala Afrikanın ya da Avusturalyanın bilinmez ormanlarının derinliklerinde yaşayan modern dünya ile ilgisi olmayan yamyamların varlığını göstermek için ekranlara yansıttıkları belgesellere! Yani; iyi iş yapmak ile doğru (amel-i sahil) eylemlerde bulunmak arasındaki farkın birbirine çok yakın anlamlar taşıması gibi. Karşı ben’e gösterdiğimiz ilginin ve misafirperverliğin örneğini Butto kendi halkı adına sergiliyordu! Bilgi çağında düşünmeyi düşman seçen yeni kıtanın büro(Beyazsaray ve şubeleri) demokrasi si yarattığı yeni Medeniyeti ile Doğu Medeniyetinin Kimyasında var olan misafirperverliği halkımızın itirazsız( itiraz düşünce üretir) misafirperverliğinin örneğini dün Pakistanlı kardeşlerimizin şahsında Butto üstlendi! Bakalım sıra hangi kardeşimizde? 2008 de kim ağırlayacak? (Sahi bugün Flistin, Irak vs. Yerlerde kaç kardeşimiz tüketildi yeni medeniyet aygıtı tarafından?) Tabi ki kendi misafirperverliğimizi de unutmadan Ahmak olan dosttan ise, akıllı olan düşmanı tercih etmek tercihe şayan deseler de, biz misafirperverliğimizi koruyalım. Biliyorum biraz karışık oldu ama duygularımı misafirperverliğimizin verdiği heyecana sayalım. Malum biz doğulular duygusal, batı ise Akl’ı ön planda tutarlar! Bu misafirperliğin karşılığında insan yakıtlı yeni medeniyetin geçen (yıl da Kurban bayramı ve yeniyıl da Saddam’a misafir olmuştu)bize ikramı olan yeni yılımız kutlu olsun Muhammed CAN Frankfurt 29.12.2007 mcan313@yahoo.de
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |