Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
’’Her Müslüman bir kova su dökse İsrail’i sel alır’’ İmam Humeyni Eti ve kan’ı Tevhid ile yoğrulan Ammar, Mervan’dan aldığı darbenin etkisi ile Malik-i Eşter’in yanına varınca; Malik şu ’’ Biz yüzsüz bir toplumuz Ammar! Ali daha ne kadar bizi bekleyecek?’’ sözünü tarihe yazdırmıştı. Zaman Malik’in ölümsüz sözünü bir kez daha haklı çıkardı. İsrail kendi zevalini görünce gider ayak tüm bölgeyi cehenneme çevirecek bir savaşın tahriki ile saldırıyor, ancak bunu başarsa bile yine de kendi zevalini durduramayacaktır. Öyle ki; İslam Mücahidleri ilahi vaad gereği onların evlerine kadar girerek azgın Siyonistlerin hak ettikleri cezalarını, insanlık camiasına adeta veba virüsü gibi saldıran Siyonistlerin cezasını verecek. Bundan şüphe etmiyoruz. Ancak biz müslümanlar olarak kimimiz bir diğerindenden yardım bekleyerek ve bir ilk adımı karşının atmasını beklemek adına yapmamız gerekeni hep gelecek zamana kaydırma gibi bir zaafiyatımız da var. Oysa, İslam aleminden binlerce mücahidlerin Afganistan da, Irak’ta, Bosna’da Çeçenistan’da kendi inançlarınını paylaştıkları kardeşlerine tereddütsüz mücadele saflarına katılarak, omuz omuza direnişin birlikteliğini sergilerdiler. Direniş; Filistin olunca acaba neden 50 küsür İslami ülkelerden! Filistinli kardeşlerle birlikte mücadele verilmiyor? Filistin’in Afganistan, Bosna yada Çeçenistan kadar önemi ve değeri yok mu? Yada zaten İsrail 60 yıldır katliam ve zulüme alıştırmış ve yapılan soykırıma karşı sessizliğimiz meleke haline mi geldi? Ya da; mevcut İslami ülkelerin yöneticilerinin dolaylı yönlendirmeleri ile mi Agfanistan ve diğer yerlerde mücadele verdikte, yine aynı yönlendirmelerle mi Filistinden mücadeelesinden uzak bırakılıyoruz? ’’Hasbinallah ve ni’mel vekil’’ derken İsrail’in modern silahlarından mı çekiniyoruz? Oysa Şehadet kavramı sınır ve coğrafyalar üstü bir mekana sahip olgudur. 50’den fazla İslam ülkelerinden birkaç bin Mücahid çıkaramayan bir ümmet mi olduk? Ya da; birkaç bin Mücahidler odrusu İsraili hallaç pamuğu gibi savurmakta gerçekten mi zorlanır? Bunun canlı örneği olan Kahraman Hizbullah’ın Temmuz 2006 Cihadını unuttuk mu? Siyonist zihniyetli Yahudiler dünyanın neresinde olursa olsun inanç birlikteliğinin yüklediği(kardeşlik) sorumluluk gereği maddi, manevi üstüne düşeni yapmaktan çekinmez iken, Hak yolun, Hak Mücahidleri olduğunu söylediğimiz bizlere ne oluyor ki, birinci kıblesini ve çevresini Mübarek kılan Allah’ın emri gereği yaşlılar, hastalar, zayıf kalmışlar adına İzzetli eylemlerin menba-ı olan Cihad’tan çekiniyor olduk? Sözün bittiği bir zamandayız, onurlu Hak eylemlerden başka yaşantımızda ki lekeleri temizleyecek bir davranışımızın olmadığı bir zamandayız. Mü’minler yeryüzünde fısk ve fücur’un kökünü kazıyıp kurutmakla görevli değil mi? İyiliği emr, kötülüğü nehy etmekle görevli değilmiydi ? Öyle ise, insalık bünyesindeki kangren olmuş bir uvuza benzeyen İsraili ameliyat operayonu ile bünyenin diğer kalınını kurtarıp yaşatmak adına kesip atılmalı başka bir alternatifi kalmamıs! Şayet zaruri olan bu operasyon gerçekleşmezse kangren uvuzun etkisinde kalan vücud için ölüm tehlikesi kaçınılmazdır. İlahi emirler, insanlığın bütün dönemlerinde baki kalacak değerler manzumesini barındıran Furkan’ın buyurusu;’’ Hiç şüphesiz Allah, müminlerden cennet karşılığında canlarını ve mallarını satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşılar, öldürürler ve ölürülürler. Bu allah’ın Tevrat’ta da İncil’de de Kur’an’da da üstlendiği gerçek bir vaattir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? O halde yaptığınız bu alış-verişten dolayı sevinip müjdeleşiniz. İşte büyük kurtuluş budur.’’ Tevbe/111 Acaba Filistinliler bundan başka bir şeymi yapıyor ve ümmetten bundan başka bir şey mi bekliyor? Filistinde yükselen ’’Ya! Eyyuhel müslimin’’ feryatları Arş-ı A’la’yı titretirken bizlerin; Onur’dan, İzzet’ten, Haysiyet ve manevi değerlerden dem vurmamız ne denli halis, ne denli ihlas, ne denli sadakat, ne denli samimiyet kokuyor acaba ? ’’Ey iman edenler, iman edin’’ Emr-i ilahi kimleri muhattap alıyor? İnanmayanları kapsamadığı açıktır, öyle ise yeniden inançlarımızın olazsa olmazlarını tahkik etmemizin zamanı değil mi? Bu nasıl bir gamsızlık, nasıl bir pervasızlık, nasıl bir sorumszuluk, nasıl bir vurdum duymazlık tır? Anlaşılır gibi değil. Bu feryadım, bu iniltim önce kendime. Ne yapacağımı bilemez bir duruma düşmüş gibiyim, ’’Dua’’dan başka Silahım kalmamış, belki diğer kardeşlerimde aynı Silahtan başka bir şeye sahip değiller, ancak İslamın tanınmış ’’Kanaat önderler’’i, tanınmış ’’mücadeleci şahsiyetler’’i, ’’tanınmış Alimler’’i, neden bir türlü eylem planları hazırlayıp İslam ümmetinin Aziz’lerine sunmuyor? Anlaşılır gibi değil. Ya sadakatsizlik, ya ihanet, ya da Kur’an-i ilhamsızlıktır bu. Ki; bu da bizim ne denli imana sahip olduğumuzun ölçüsü olmazmı? Yani ’’Huden lil muttagiyn’’ lere yol gösterici olan Kitabı Mu’bin neden bana ve bize yol göstermiyor!? Peki İslam ümmetinin Nezih evlatları Siyonist katillere karşı Cihad etmeyecekse, artık kime karşı Cihad edecek? Yok sa, (haşa ve kella) Cihad emri bizden sakıtmı oldu? Dünün Kerbelasında olsaydık acaba hangi safta olurduk? Bunun ıspatının ve imtihanının yeri ve zamanı şimdi ve Filistin değil mi? Peygamberi Ekrem’in Harimi olan Kudüs, peygamberlerin vahy üssü olan Kudüs tarihin hiç bir döneminde bu denli kirletilmemiştir. İlsamın Şerefli evlatları olarak, acaba bizler peygamberden hangi yüzle Şefa’at dileyeceğiz? ’’Namazlarımızda ki Kıyam’’ rüknü eğer günlük hayatımızda zalimlerin zulmüne karşı bizleri Kıyam’a kaldırmıyorsa, acaba gerçekten namazlarımız sahih mi? Şehid Ahmet Yasin’in , Rantisi’nin ve diğerlerinin Ahd’ine vefa göstermemiz böylemi olacaktı? Gerçek Kerbela’ya giden yol Kudüs’ten geçer, bugünün Kerbela’sını göremeyen gözler, idrak edemeyen bellekler, geçmişteki Kerbala’yı nasıl anlayabilir? Buna şaşmamak elde değil. Kınasın Bir-leş-miş milletler ve bizde yatışalım, öyle mi? Ey! İslam Alemi’nin Huseyn için sinesini dövenleri, Asya’dan, Afrika’ya Afrika’dan, Avrupa’ya, bugün Filistin’de katledilen Hüseyin’lerimiz için neden İsrail’in katillerini …? Sine dövmenin mesajı, içeriği, anlamı bu değil mi acaba? Biz yüzsüz bir ümmetiz! zaman; ’’Her Müslüman bir kova su dökse İsrail’i sel alır’’ sözünü bir kez daha haklı çıkardı. Zira Günün Ali’si hala bekliyor! Filistin’in, Lübnan’ın Serdengeçti Mücahid’lerinin bize Hürriyet ve Azadeliği getirmesi için hep bereber Dua’ya duralım ha ne dersiniz? Ümmetin İzzet ve istiklal’i tekrar yakalayacagı günün özlemi ile. Muhammed CAN Frankfurt 02.03.2008 mcan313@yahoo.de
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |