Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Olur mu acaba? Taraf olmanın bir tarafında “benim tarafım şeksiz şüphesiz doğru, senin tarafın kesinkes yanlış” anlayışı var ise bu taraf sakıncalı bir taraftır. Taraf olmak takım tutar gibi, parti tutar gibi katı fikirlerle taraf olmak ile zamana ve şartlara göre yeniden değerlendirme yapmak arasında tercihin ikinciden yana kullanılması daha akıllıca taraf olmaktır? Beşerin her hâli doğru olamaz. Ama çok doğrusu bir arada bulunabilir. Çok doğrunun bir arada bulunması her şeyin doğru olduğu anlamına gelmez. Bu noktadan bakıldığında taraf olmak her ahval ve şeraitte zorunluluk teşkil etmez. Doğrulara taraf olmak önemlidir. Ama bu doğrular kime göre doğrudur? Çoğunluğa göre mi? Konunun uzmanlarına göre mi? Âkil adamlara göre mi? Yoksa herkesin dünyayı algılayış biçim ve çerçevesine göre mi? Mutlak doğrular vardır. Onlar da ilahi kaynaklı doğrulardır. Bilimsel doğrular vardır; deney, gözlem, test ve bir takım tetkikler sonucu ulaşılmış doğrulardır. Bu iki grup doğru genelde tartışma götürmez, gerektirmez doğrulardır. Bunlara taraf olanları yadırgamak, ayıplamak, bertaraf etme gayretinde olmak tarafsızlığın taraflarını aşmak olur ki, bu da sağlıklı bir yaklaşımın olmadığına işarettir. “Her şeyin orta olanı güzel.” olduğuna göre illa kuzey ya da güney kutupta olmak niye? Orta kuşak daha yaşanılır ferah bir iklime sahip değil mi? Sibirya’daki yaşamı, Türkiye’nin iklimine tercih etmek taraf olmanın tıynetini ortaya koymaktır. Doğrular ancak doğruluk için seçilen sıdk sahibi peygamberlerde bütünleşmiş bir vasıftır. Harici ve beşeri konularda, sosyal olaylarda benimsenebilir tavır koymak ile taraf olmak arasında fark vardır. Göreceli kavram ve konular üzerinde ahkâm kesecek derece taraf olmak hayatı bertaraf etmek kadar sakınılası bir durumdur. “Fenerbahçe bu sezon şampiyon oldu.” cümlesi ile “Fenerbahçe Türkiye’nin en iyi takımı!” cümlesi arasında taraf olmaya yaklaşım bakımından büyük fark vardır. Birinci cümle herkesin kabul edeceği doğrulukta iken, ikinci cümle taraf olmanın şekline göre doğruluğu-yanlışlığı tartışılacak bir cümledir. Taraflı tarafsız herkesin kabul edeceği bir konu vardır ki, o da ceviz kabuğunu doldurmayacak konularda kutuplaşmalar, kamplaşmalar yarar değil zarar getirir. Bu tür konularda taraftar olsak ne, olmasak ne? Bu yazıyı okuduktan sonra bir şey anlamadıysanız sebebi kendinizde değil bende arayın. Çünkü bazen galiba ben de İsmet Özel’leşiyorum. Bunu yapmak için beyin hücrelerim özel gayret sarf etmiyor. Duygularım klavyenin üzerindeki parmaklarım ile ritim tutuyor. Bunun için zamanınızı öldürdüğümü düşünüyorsanız affınızı ve duanızı bekliyorum. Yani ne demek istediğimi ben anlıyorum ama… Mevlâna’nın dediği gibi: “Ne kadar çok bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladığı kadardır.” “Arif olan anlar.”, “Arife tarif gerekmez.” demek de var işin içinde. Ama önce arifleri çoğaltmalıyız ki arif tarifini kendisi yapabilsin. Yazının hülâsası nefreti toprağa gömüp solucanlara komşu eylemek. Sevgiyi yeşertmek için gayret sarf edip sevgiyle gülen yüzlerde gamzelerin estetiğine şahadet etmek. Taraf olmak için bertaraf olmamak. Boş, faydasız, malayani, zamanı öldüren, kalpleri kıran, insanı rencide eden, başarıyı küçümseyen ya da sekteye uğratan konularda taraf olmak ya da tartışmaya girmek gayet manasız bir taraftar anlayışıdır. Eğer bünyeler taraf olmaya bil-kuvve meyil duyuyorsa, bu meyili sevgi-saygı, izzet-ikram, hoşgörü-merhamet, erdem-ahlak, etik-estetik, dayanışma-kaynaşma, araştırma-geliştirme (ARGE), ilmi ve teknik alanda ilerleme, muasır medeniyet seviyesine ulaşma gayretinde olma, hayır ve hasenatta yarışma üzerine olmalı ki, taraf olan bertaraf olmasın ya da bertaraf edilmesin. Ferdî ya da içtimai konulardaki başarılara taraf olmak da taraftar olmanın güzel yanı olsa gerek. Selam ve muhabbetle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |