"Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Çok yakında vefat eden ünlü soprano Leyla Gencer’in sanatçı olarak önemi ve Türklüğe yaptığı katkılar hakkında sağlığında yeteri kadar olmasa bile ölümü vesilesiyle çok şey yazıldı, söylendi. Ben bunlara bir şey katacak değilim, esasen kendimi bu konuda yetkili de görmem. Benim değinmek istediğim sanatçının cenazesi konusunda ortaya çıkan tepkilerle ilgili olacaktır. Öyle ki bu tepkiler, şişirilen onca balona karşın, Türkiye’nin günümüzde içinde bulunduğu kültürel perişanlığı ortaya sermektedir. Leyla Gençer’in Hıristiyan mı, yoksa bir ateist mi olduğu hakkında bir fikrim yok, esasen ilgilenmiyorum da. Kaldı ki, sanatçının kimliği ve sanata katkılarını bir kenara bırakarak, inanç dünyası ve ölüsünün ne yapılacağı konusuyla meşgul olanlar var oldukça Türkiye’nin olması gereken noktaya yaklaşabileceğini de düşünmüyorum. Ülkede şeriatçıların yolunu açmak uğruna, çok hukukluluğu, adeta her tarikatın kendi hukuku olmasını bile savunanların, sanatçının vasiyeti karşısında bir hayli bozuldukları anlaşılmaktadır. Bazı yazarlar bu bozulmanın etkisiyle düpedüz edepsizleşerek –sanatçının küllerinin Boğaz’ı kirletmesi- nden dahi bahsedebilmişlerdir. Unutulmamalıdır ki, o Boğaz, elli yıl içinde, bu yazarların da dahil olduğu milyonlarca kişinin İstanbul’u istila ederek, içine etmeleri nedeniyle kirlenmiştir, sanatçı külü serpildiği için değil… Çok hukukluluğu ve çoğulculuk ile hoş görüyü güya kurnazlıkla savunur görünenlerin, bu ülkede Müslüman olmayanlarla ateistlerin varlığını hesaba katmadıkları anlaşılmaktadır. Böylelikle de çoğulculuk iddialarının, şeriatçılığı Cumhuriyet’in kanunlarından esirgemekten başka bir şey olmadığı da ortaya çıkmaktadır. Ancak kabul edilmelidir ki ortam değişmekte, gerçek çoğulculuk tüm farklılıkları ile yavaş yavaş ta olsa ortaya çıkmaktadır. Politik ve popülist amaçlarla işlerine her geldiğinde -% 99 u Müslüman ülke- den bahsedenler zaman zaman ortaya çıkan aykırılıklardan tedirgin olmaktadırlar açıkçası. Ancak aynı istatistik meraklıları, ne hikmetse nüfus sayımlarında kişilere dinleri konusunda soru sormamakta, yalnızca her doğanın nüfus kâğıdına otomatik olarak –İslam- yazmakla yetinmektedirler. –Ben ateistim, bu İslam kelimesini nüfusumdan silin- diyen kişilere ise cevap bile verilmemektedir. Oysa, gerçek bir özgürlük ortamında bu ülkede ortaya çıkacak ateist mevcudunun milyonlara varacağı da ortadadır. Alevilerin durumu ise apayrı bir konudur. Dergâhlarda, Şeyh Efendiler tarafından Müslüman sayılmayan Aleviler, ülkenin dini tablosuna sıra geldiğinde ne hikmetse tam bir pişkinlikle Müslüman mevcuda dâhil edilmektedirler. Bütün bu kepazelikler, Türkiye’nin çağdaşlaşmamış ve 21. yüz yıla layık olmayan kültürel yapısının göstergeleridir, daha nice gösterge arasında… Türkiye ne laiktir, ne de demokrattır. Oynanan, sadece kaba ve çirkin bir oyundan ibarettir bu ülkede. Vahabi Arap İslamiyet’i ile sarmaş dolaş bir sözde milliyetçiliğin oyunlarından başka bir şey değildir yaşadıklarımız. Nedeni de, mülkiyet ve üretim ilişkileri ile buna bağlı sosyo-kültürel yapının dönüştürülmeden olduğu gibi bırakılmış olmasıdır. Kültürel yapı çağdaşlaştırılmadan girilen bir demokrasinin, demir atmış gemi gibi, ülkeyi olduğu yerde döndüreceği de açıktır. Gerçek layıklık, dinsizlerin özgür olmasıdır. Bu ülkede, ne kadar özgür oldukları da, Leyla Gencer’in cenazesi dahil, her vesileyle ortaya çıkmaktadır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Ali Erasoğlu, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |