İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal |
|
||||||||||
|
"Karesi Beyliği: (Karasioğulları Beyliği; Karasi Beyliği, Karesioğulları Beyliği şekillerinde de geçer), yaklaşık olarak 1297-1360 yılları arasında, bugünkü Balıkesir-Çanakkale yöresinde hüküm sürmüş ve Osmanoğlu Beyliği’ne komşu olduğu için Osmanoğullarının genişlemesiyle en kısa ömürlü olmuş Anadolu Türk Beyliğidir. Karesi Beyliği 1360 yılında Osmanoğulları’na katılmıştır. İlerleyen dönemlerde bu Osmanlı Devleti içinde bu bölgede Karesi Sancağı kurulmuştur. Karesi beylerinin ve ileri gelen simalarının, Osmanoğullarının nüfuzu altına girmelerini takiben, Osmanlı Devleti’nin Rumeli topraklarında yayılmasında büyük katkıları olmuştur. Günümüzdeki Balıkesir ili Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına kadar idari taksimatta Karesi ismini taşımıştır." (http://tr.wikipedia.org/wiki/Karesi_Beyliği) … Ülkemizde ne kadar tarihi şehir ya da yerleşim alanı gezdi isek, en eski yerleşim yerlerinin genelde şehrin zirvelerine (kale içi) ve zirvelerin eteklerine (kale çevresi) yerleşerek görkemini ve ihtişamını dünyaya lanse etmiş Selçuklu ve Osmanlı. Tabi bu durum sadece bizim ceddimize ait bir haslet değil, daha önceki dönemlerde de bu şekilde yerleşim söz konusu. Bunda da şüphesiz eskiden kale çevresinin güvenlik açısından önemine binaen böyle bir tercihin söz konusu olduğudur. Bugün TOKİ konutlarının da genelde zirvelere yapılmasında Osmanlı’nın anlayışının benimsendiği mi anlaşılmalı, yoksa tamamen tevafuk mu? Diye aklımızdan geçiverdi. Balıkesir’de eski yerleşim yeri, bugünkü Atatürk Anıtı’nın bulunduğu tepenin etrafında şekillenmiş durumda. Anıtın her iki tarafında her daim dalgalanan şerefli Türk bayrağı, anıt etrafına ayrı bir estetik ve canlılık kazandırmaktadır. Anıta tam 241 basamaklı bir mermer merdivenden çıkıldığında Balıkesir’in tamamını ayaklarınızın altında hissediyorsunuz. Zirveden inerken bir kahvehanede yorgunluk çayı içmek, yaz sıcağında harareti indirmek ve dinlenmek bakımından tercih edilecek bir durumdur. Merkezi Zağnos Paşa Camii olarak aldığımızda, tarihi mekânların Paşa Camii’nin etrafında toplandığını görmekteyiz. Küçük, mütevazı ve ahşap tavan işlemeleri ile tarihi Karaoğlan Camii (1359) dışarıdan gelenler için şehrin ziyaretgâhlarındandır. Cami 1897 depreminde yıkılmış, ardından Sultan Abdülhamid Han Hazretleri yeniden yaptırmıştır. Bu caminin bahçesindeki mezar taşında şu bilgiler yazmakta: "Aynı adı taşıyan cami içinde gömülü olan Karaoğlan, Ertuğrul Gazi ile birlikte gelmiş Türk akıncılarındandır. Kara İsa Bey’in ise Karaoğlan’ın oğlu olması muhtemeldir ve Karesi adı Kara İsa Bey’in değişik bir şekilde söylenişidir. Kara İsa Bey, Selçuklu Devleti’nin dağılması ile Balıkesir’de bağımsızlığını ilan etmiştir." Bu yazıdan Karesi Beyliği’nin adının nereden geldiği anlaşılmaktadır. Biz de gereğini yapıp, Karesi Bey’in mütevazı türbesine gidip, türbenin kapalı olması dolayısıyla Fatiha’mızı, türbenin dışından Karesi Bey’in ruhuna havale ediyoruz. İncirli Camii (1967), Yeşilli Camii (1786), İbrahim Bey Camii (1739), Kuvâ-yi Millîye Müzesi (1996), Saat Kulesi (1827) de Balıkesir’in tarihi dokusunu barındıran mekânlardandır. Üzülerek ifade etmeliyiz ki, Balıkesir’de hani tarihi binayı gezsek 1897 depreminden büyük zarar gördüğü ama daha sonra aslına uygun yeniden restore edildiği yazılmaktadır. Balıkesir Belediyesi, şehir merkezindeki elektrik trafolarını göze hoş gelecek estetik unsurları barındıran şekiller ve desenler de kullanarak boyatmış, bu da şehre ayrı bir güzellik katmıştır. Şehirde en çok dikkatimizi çeken tarih; 6 Eylül, Balıkesir’in Yunan işgalinden kurtuluş tarihi (1922) olduğu için, birçok yerde 6 Eylül tarihine rastlamak mümkündür. Şehir merkezine veda etmeden önce halkın dinlenip rahat bir nefes alması için dizayn edilmiş olan Balıkesir Parkı’na da bir uğruyoruz. Tabii, ünü Anadolu’nun her tarafına ulaşmış olan Balıkesir’in Höşmerim Tatlıları’ndan tatmak da güzeldi. Bir de yaz sıcağında uzun yola dayanırsa daha birçok kişinin damağında lezzet oluşturacağı muhakkak diye düşünüyor, ruhumuzda hoş bir seda bırakan Balıkesir’den gönül aldık, biz de bir daha buluşmak üzere Balıkesir’e gönlümüzü bırakıyoruz. Selam ve muhabbetle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |