Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
"Osho'yu tanıdın mı?" diye sordu. Yutkundum önce. Belleğimde evirdim, çevirdim, Osho hakkında bir bilgi belleğimin arşivine atmamıştım. Dostuma gülümsedim. "Osho'yu sen tanıdın galiba, onu anlatır mısın bana, nasıl biriydi?" diye sordum. Ve Osho ile tanıştım. Osho Kimdir? (*) Hindistan’ın Madhya Pradesh eyaletinde Kuchwada da 1931 yılında 11 aralıkta dünyaya gelmiştir. İlk çocukluk yıllarında başkaları tarafından verilen bilgiler ve inançları edinmektense, gerçekliği kendinin deneyimlemekte ısrarcı olan bir asi ruhu vardır. 21 yaşında üniversite öğrenimini tamamladı. Jabalpur üniversitesinde yıllarca felsefi dersleri verdi. Aynı zamanda tüm Hindistan’ı dolaşarak konuşmalar yaptı. Halka açık tartışmalarda tutucu din liderlerine meydan okudu. Geleneksel inanışları sorguladı ve hayatın tüm alanlarından insanlarla bir araya geldi. Osho kendi hayatını anın zamansız boyutunda yaşamanın kapısını keşfetmiş birisidir. O kendisini gerçek bir “varoluşçu” olarak adlandırmıştır. İnanç sistemlerini ve çağdaş insan psikolojisini anlamasında ufkunu geliştirecek bulabileceği her şeyi ama her şeyi okudu. 1960’ların sonuna doğru Osho, artık kendi dinamik meditasyonunu geliştirmeyi başlamıştı. Meditasyonun o rahat, düşüncelerden arınmış biçimini keşfetmeyi umut edilmesi için öncelikle geçmişin modası geçmiş yöntemlerinin ve günümüzün modern hayatının getirdiği sıkıntıların ağırlığı altında ezilen çağdaş insanın çok derin bir ruhsal temizlenme sürecinden geçmesinin şart olduğunu söylemiştir. 1970’lerin başlarında ilk olarak bazı Batılılar Osho’dan haberdar olmaya başladılar. 1974 te Hindistan’ın Pune şehrinde onun çevresinde bir “komün” kuruldu. Ve başlangıcında Batıdan tek tük gelen ziyaretçiler zamanla çoğaldı. Osho insan bilincinin gelişiminin tüm yönleri hakkında konuşmalar yaptı. Çağdaş insanın ruhsal arayışları için önemli olan şeylerin özünü entelektüel anlayış içinde değil, kendi varoluş deneyimi ile süzdü. O, hiçbir geleneğe ait olmadığını açıklamıştır. “Ben tamamen yepyeni bir dinsel bilinçliliğin başlangıcıyım” demiştir. Ayrıca; “ Beni geçmişle bağlantılandırmayın, onu anımsamaya bile değmez” der. Yakın öğrencilerine ve dünyanın her yerindeki izleyenlerine yaptığı konuşmalar ve otuzdan fazla dile çevrilmiş altı yüzden fazla cilt halinde yayınlanmıştır. Osho 1985 yılında göçmenlik yasalarını ihlal etmek suçundan gözaltında olduğu sırada 19 ocak 1990 tarihinde bedenini terk etti. Amerikan hükümet ajanlarınca zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilmektedir. Onun Hindistan’daki komünü, meditasyon, terapi, bede çalışmaları ve yaratıcılık programlarına katılabilmek için yada sadece bir Buda alanı içinde olabilmeyi deneyimlemek isteyen binlerce uluslar arası ziyaretçi çekerek, dünyanın en büyük ruhsal gelişim merkezi olabilmeyi başarmıştır. Ülkemizde de Osho Meditasyon merkezi bulunmaktadır. “Kendini tanı” anlamına gelen KUN adındaki bu merkez Beyoğlu/İstanbul-Tünel’de açıldı. Günlük olarak Dinamik ve Kundalini Meditasyonlarının yapıldığı merkezde, dünyanın pek çok ülkesinden gelen hepsi Hindistan Puna’daki Uluslar arası terapistleri olan grup liderliği eşliğinde “workshoplar” , grup çalışmaları yapılmaktadır. Ve Osho der ki; "Benim tüm çabam, dinsiz bir din yaratmaktır. Tanrı’yı merkez alan dinlere ne olduğunu gördük..." "Yaşam kısa değil, sonsuzdur. Varoluşun acele içinde olduğunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm varoluş, yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünür." "Benim tüm çabam seni, sen ile varoluş arasında aracı olmadan meditasyonla baş başa bırakmaktır." "Benim tüm çabam her insan evladının kendisine ait olan — ve önüne gelene dağıtmış olduğu — öz saygısını geri vermektir." "Öncelik sensin. Köklerine git, kendini bul, bir asi ol, ve mümkün olduğunca çok sayıda asi yarat. Gelecekteki insanlığın altın bir gelecek yaratmasına yardım etmenin tek yolu budur." "Sakın unutma; ne zaman karşına bir seçenek çıksa, bilinmeyeni, riskli olan, tehlikeli ve güvencesiz olanı seç. Hiçbir zaman zarara uğramazsın." "Sevgi ancak kendini, diğerini, dünyayı derin bir şekilde kabul ettiğin zaman mümkündür. Kabullenmek, sevginin içinde büyüdüğü alanı, sevginin içinde açtığı toprağı yaratır." "Sevgide minnettarlık, sevecenlik ve birlik duygusu vardır. Eğer bu üç duyguyu da hissediyorsan, seviyorsun demektir." "Ne kadar çok düşünürsen, egon o kadar daha ortaya çıkar. Ego, geçmişte birikmiş düşüncelerden başka bir şey değildir. Sen olmadığın zaman Tanrı vardır. İşte yaratıcılık budur." "Bilgelik kalpten gelir. Akılla ilgisi yoktur. Bilgelik, varlığının en derin noktasından çıkar. Kafaya ait değildir." "Dünya bir gök kuşağı, zihin bir prizma ve varlık ise beyaz bir ışındır." "Tantra derindir, hayatın bütünüyle kabul edilmesidir." "Güçlü rüzgârlar seni oraya buraya sürüklüyorsa, onlara direnme: Onlar, sen direndiğin için güçlü görünüyorlar. Rahatla ve bırak seni götürsünler. Onlarla git, bütün olarak git." "Neden korkuyorsun? Dünya sana ne yapabilir? İnsanlar sana gülebilir; bu onlara iyi gelir... Gülmek her zaman bir ilaçtır, sağlıklıdır." "Her zaman ne varsa onu gör. Acele etme. Bir şeyi yanlış anlamaktansa anlamamak daha iyidir." "Neyi reddedersen et, onu başka bir yere koymak zorunda kalacaksın. Onu başka birisinin üzerine yansıtacaksın. Reddedilen kısım, bir yansımaya dönüşecektir" "Yaşam kısa değil, sonsuzdur. Varoluşun acele içinde olduğunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm varoluş, yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünür. -Osho-" Arkadaşım sözlerine kısa bir ara verdi. Hiç sıkılmadan dinlemiştim onu. Dudaklarından çıkan her sözcüğü hafızama kaydetmeye hazırdım. Soluksuz dinlemiştim. O, fincanındaki kahvenin son yudumunu da içtikten sonra konuşmasını sürdürdü. -" Bak gün battı. Işınları ile dinlencesine çekildi. Şimdi sıra bizde. Başka bir gün devam ederiz. Kaldığımız yerden başlarız. Hatta sana Osho'nun bir kitabını da getiririm." (-Devam Edecek-) Emine Pişiren/Edremit-Akçay/2008 (*) Oshoturk.net
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |