..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Post-Modernizm > Hulki Can




27 Ekim 2009
Postmodern Paradigmanýn Son Çýkartýsý: Osmanlýlaþtýrma  
Hulki Can
Neo-Osmanlý modeli veya Osmanlýlaþtýrma bataklýðýna gömülen Türkiye, bataklýk gazýyla, etnik ve dinsel gazla þiþtikçe þiþecek, büyüdükçe büyüyecek, federatif yapý iyice serpilip yerel yönetimler kendi siyasal, hukuksal, eðitimsel, güvenlik ve askeri düzeneklerini kurunca bu yapay balon minicik bir kývýlcým ile patlatýlacak, büyük bir yangýn çýkacak ve küresel itfaiyenin müdahalesi sonrasýnda bir sürü irili ufaklý devletçik oluþacaktýr. Aynen Yugoslavya örneðinde olduðu gibi. Neticede bölge tam Batýlý sömürgecilerin çýkarlarýna uygun "Büyük Ortadoðu Kolonileri"ne (BOK) dönüþmüþ olacaktýr.


:BEDH:
BÜYÜK OSMANLI PROJESÝ
Büyük Ortadoðu Projesi'nin aslýnda "Büyük Osmanlý Projesi" (!) olduðu artýk ortaya çýkýyor. Projenin perde arkasý mimarlarý Türkiye Cumhuriyeti'nin baðýmsýzlýk belgesi "Lozan Antlaþmasý" ný imzalamak zorunda kalmýþ Ýngiltere, Fransa ve Ýtalya ile bu antlaþmayý hiç bir zaman tanýmamýþ olan ABD. Maskeler düþmüyor, çýkarýlýyor. Yalnýz maskelerin altýndan çýkan yüz Binbir Surat'tan daha beter, Quasimodo'nun yüzünden daha korkunç ve mide bulandýrýcý. Yineliyorum: 1923te imzalanan ve Türkiye'nin sýnýr ve toprak bütünlüðünü belirleyen Lozan Antlaþmasýný stratejik ortaðýmýz (!) ABD bugüne kadar tanýmamýþ, ülkemizi er veya geç yýkýma uðratýlmasý ve yaðmalanmasý gereken kolonyal bir devlet artýðý olarak görmek istemiþtir.


I . Dünya Savaþýndan sonra, Ýslam coðrafyasýnda emperyalizme karþý baþkaldýran tek ulusal güç olarak yükselen, Sèvres ezberini bozan, Batýlý yaðmacýlarýn Ortadoðu hayallerini yýkan, Wilson Prensiplerini çöpe atan, savaþtan yenik çýktýðý ve iþgale uðradýðý halde Kurtuluþ Savaþý ile kýsa bir süre içinde derlenip toparlanan, hýzla gerçekleþtirilen devrimlerle modernleþme ve kalkýnma atýlýmýný baþlatan, her bir Avrupa ülkesinden daha geniþ topraklara sahip olan, 1974 yýlýnda Kýbrýs adasýnýn yarýya yakýný ele geçiren Türkiye, sömürgecilerin heveslerini kursaklarýnda býrakan ve onlara boyun eðmeyen ulusal bir direniþ ve güç simgesi olarak hedefteki ilk ülkedir.

Türkiye'den 15 yýl sonra baðýmsýzlýðýna kavuþan -Orta Asya'dan eski komþumuz ve eski Ýngiliz/Fransýz sömürgesi- Çin Halk Cumhuriyeti büyük bir hýzla modernleþmesini ve bir süper güç konumuna gelmesini her þeyden önce emperyal güçlerin karanlýk uzantýsý olan yabancý vakýf, yardým kuruluþu, misyon ve masonik örgütlerin faaliyetlerini yasaklamasýna borçludur. Ayný uygulama ilk önce ülkemizde de yapýlmýþ, tüm gerici, dinci ve masonik kuruluþlar Atatürk devrinde kapatýlmýþtýr.

Ancak, onun ölümünden hemen sonra bu kuruluþlarýn faaliyetlerine yeniden izin verilmiþ ve böylece bunlarýn siyasal, akademik, hukuk, askeri, dinsel, edebiyat, medya ve sanat çevrelerinde örgütlenmelerinin önü açýlmýþtýr. Masonik dernek ve örgütler Türk devriminin yozlaþtýrýlmasý, hýzýnýn kesilmesi, ulusallaþtýrma ve sanayileþmenin engellenmesi, halkýn ekonomik sefalete sürüklenerek ahlaksýzlaþtýrýlmasý, gericilik ve dinciliðin teþviki ve yaþamsal önemi olan ulusal kuruluþlarýn yabancýlara satýlarak ülkenin -Osmanlý devleti gibi- her yönüyle dýþa baðýmlý bir yarý-sömürgeye dönüþtürülmesi sürecinin baþlatýlmasýnda öncü bir rol üstlenmiþlerdir.

OSMANLILAÞTIRMA BATAÐI
Bu bir geriye dönüþ, modernleþmeye tepki, karþý-devrim ve Osmanlýlaþtýrma (Ottomanization) sürecidir; ve günümüzde artýk bir sonuca ulaþma aþamasýna, hasat zamanýna gelinmiþtir. AKP'nin iktidara gelmesiyle yeni bir momentum kazanan bu süreç Türkiye'nin kafasýna geçirilen bir çuval, giydirilen bir deli gömleði, dayatýlan postmodern bir paradigmadýr. "Tarihi fýrsat, demokratik açýlým, tarih yazýyoruz, sorunlarýmýzý çözmezsek baþkalarý gelir çözer" zihniyetinin ülkeyi sürüklediði çýkmaz yol, bataklýk budur.

[Not 1: Bir zamanlar acýnacak durumda olan ülkelerin (Güney Kore, Romanya, Hindistan gibi) dünya çapýnda marka olan araçlarý kentlerimizin caddelerinde cirit atmaktadýr. Ama Türkiye kendi marka aracýný yaratamamýþ ve yapamamýþtýr. Daha doðrusu Ýslam coðrafyasýnda bulunan hiçbir ülkeye gerçek anlamda sanayileþme ve kendi ulusal aracýný üretme fýrsatý verilmemiþtir.]

Postmodern Medusa doðmak üzeredir. Ancak bu ucube bebeðin Medusa'dan daha iðrenç ve ürkünç bir yaratýk olacaðý anlaþýlýyor. Daha doðrusu bu yaratýk aslýnda bir varlýk da deðil, bir çýkartý olacaktýr. "Çýkartý" dememe tepki gösterenler olacaktýr, ama model budur. Bunu bir yere not edin.

ABD güçleri Irak'tan çekilirken "kanlý emaneti" güvenilir bir eþbaþkanlýða devretmeyi, Irak'ta yarattýðý kaos, vahþet ve kýrýmlarýn temizlenmesini bir taþerona yüklemeyi planlýyor. Ayný zamanda Kuzey Irak'ta Çekiç Güç desteði ile 1992 yýlýnda kurulmuþ olan Barzani'nin kukla Kürt Federe Devleti'ni güvenilir bir haminin korumasýna býrakmayý tasarlýyor. AB ülkelerinin Kuzey Irak'taki bu yerel yönetimin pasaportlarýný tanýmasý, dolaylý olarak, Güney Kürdistan'ýn resmen tanýndýðý anlamýna gelmektedir. Sýra Kuzey Kürdistan ile yapay döllenmeyi gerçekleþtirmeye gelmektedir. Suriye ile aramýzdaki sýnýrlar kalktýðýna göre, Kuzey Irak Yerel Yönetimi ile niye kalkmasýn?

Ýmdi, durumlar böyleyken, güya Türkiye öncülüðünde oluþturulacak bir Ýslami-Osmanlý kültür çemberi veya bölgesel bir federatif yapý içinde tüm etnik ve dinsel gruplara özerklik verilecek; milliyetçilik, ulusçuluk, halkçýlýk, laiklik, baðýmsýzlýk gibi kavramlar rafa kalkacak, hatta bunlar -bir romancýmýzýn ödül töreninde dillendirdiði gibi- bölge ve dünya barýþý için en büyük tehlike olarak görülecek, insanlardan barýþ ile ulusçuluk/ulusalcýlýk arasýnda seçim yapmalarý istenecektir. Böylece Türkler de Alevi, Sünni, Þii, Þafi, Hanefi vs diye kendi aralarýnda bölünebilme özgürlüðüne kavuþacaklardýr !

ORTADOÐU BÝRLEÞÝK DEVLETLERÝ
"Ortadoðu'nun lider ülkesi", "bölgesel güç", "eþbaþkanlýk" dolduruþlarýyla Türkiye "Federal Osmanlý Cumhuriyeti" veya "Anadolu Birleþik Devletleri" veya "Ortadoðu Birleþik Devletleri" ne dönüþecek, bu federal-foseptik çukura tüm iyi Ýslam ülkeleri (Irak federasyonu, yerel yönetimler, Suriye, Ürdün, vs) týkýþtýrýlacak, Filistin halký topraklarýndan sürülecek, ama onlara Norveç veya Kýbrýs'ta yurt verilebilecek; direnirlerse laboratuvarlarda üretilen insektolojik-viral salgýn hastalýklarla demografik yapýlarý eritilecektir.

[Not 2: Ancak, bu arada beklenmedik bir geliþme olmuþ bu iðrenç oyunlarýn bir aktörü olmak istemeyen Norveç 23 Ekim 2009 günü yaptýðý açýklamayla bundan böyle mülteci almayacaðýný açýklamýþtýr.]
[Not 3: Obama 2009da Türkiye'ye geldiðinde yiyeceði yemek, içeceði su, diþ macunu, sabun ve þampuaný Amerika'dan geldi. Dýþkýsý ve idrarý da özel kaplarda toplanarak Amerika'ya götürüldü. Yani Obama'nýn kaldýðý otelde arkasýnda polisiye bir iz, bir delil býrakmamasýna özen gösterildi. Obama'nýn yatakta býraktýðý saç, kýl, deri parçacýklarý ve sývýsal salgýlarýn (tükürük, burun-kulak akýntýsý, çapak vs) da temizlendiðini veya yine yurt dýþýndan getirilen çarþaf ve yastýklarýn kullanýldýðý varsayýyorum. Bunlar abartýlý düþünceler deðil. Çünkü dýþký, idrar ve sývýsal salgýlarýn çözümlenmesiyle bir insanýn saðlýk sorunlarý, hangi hastalýklara yatkýn olduðu, baðýþýklýk sistemi, ne gibi ilaçlar kullandýðý, hatta korkularý, kaygýlarý, psikolojik durumu hakkýnda çok önemli ve gizli bilgilere ulaþýlabilir. Süper güç ABD'nin baþkanlarý için bu konuda gösterdiði hassasiyet böcek, mikrop ve genetik savaþlarýn gündemde olduðunu ve belki de baþladýðýnýn en büyük kanýtý ve göstergesidir.]

Kötü Ýslam ülkeleri (Lübnan, Ýran) cezalandýrýlacaktýr. Ýran zaten þu an doðudan ve batýdan Irak, Afganistan ve Pakistan'daki Amerikan ordusunca dört bir yönden kuþatýlmýþ durumdadýr. ABD'nin göz bebeði Ýsrail doðal olarak bu dinsel çemberin dýþýnda tutulacaktýr. Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ise daha önce olduðu gibi yine Rus egemenliðine gireceklerdir..

BÜYÜK ORTADOÐU KOLONÝLERÝ
Neo-Osmanlý modeli veya Osmanlýlaþtýrma bataklýðýna gömülen Türkiye, bataklýk gazýyla, etnik ve dinsel gazla þiþtikçe þiþecek, büyüdükçe büyüyecek, federatif yapý iyice serpilip yerel yönetimler kendi siyasal, hukuksal, eðitimsel, güvenlik ve askeri düzeneklerini kurunca bu yapay balon minicik bir kývýlcým ile patlatýlacak, büyük bir yangýn çýkacak ve küresel itfaiyenin müdahalesi sonrasýnda bir sürü irili ufaklý devletçik oluþacaktýr. Aynen Yugoslavya örneðinde olduðu gibi. Neticede bölge tam Batýlý sömürgecilerin çýkarlarýna uygun "Büyük Ortadoðu Kolonileri"ne (BOK) dönüþmüþ olacaktýr. Türkiye týpký Roma veya Osmanlý Ýmparatorluðu gibi büyüyerek parçalanmýþ olacaktýr. Bu irili ufaklý koloni-devletçikler de mini süper güç Ýsrail ve yeni parlayan yýldýz Ermenistan tarafýndan bir bir yutulacaktýr.

[Not 4: BOP'un kamufle edilmiþ hedefi Ýsrail'in yaþam alaný ve varlýðýný koþulsuz güvence altýna almak, komþularla sýfýr sorun saðlamak ve ona gelecekte tehdit oluþturabilecek güçlü devletlerin (Türkiye, Ýran, Mýsýr) ekonomik yaptýrýmlar, terör, psikolojik savaþ ve gerektiðinde yapay salgýnlar ve genetik hastalýklarla yýpratýlarak ortadan kaldýrýlmasýdýr. Bu saðlandýktan sonra Ýsrail tevratik misyon ve vizyonuna uygun bir þekilde El Aksa ve Kubbetüs Sahra camilerini yýkýp tapýnaðýný rahat rahat, ciddi hiç bir direniþle karþýlaþmadan inþa edebilecektir. (26 Ekim 2009da tapýnaðý inþa etmeyi planlayan vakýflardan bir grup temsilcinin Haremi Þerife girmek istemesi yüzünden bölgede çatýþma çýkmýþtýr.) Daha ciddi kýþ koþullarý oluþmamýþken okullarýn açýlmasýyla birlikte Türkiye'de Domuz Gribi salgýnýn baþlamasý ve aþýnýn güvenirliði konusunda týp çevrelerindeki spekülasyonlar kuþku vericidir. Salgýnýn kasýtlý olarak baþlatýldýðý, baþlatýlmasa bile bir panik ve güven bunalýmý yaratýlarak halkýn psikolojik savaþla sindirilmesi yüksek bir olasýlýktýr. Sanki birileri 29 Ekim cumhuriyet bayramýndan sevinç ve gurur duymamýzý engellemek istemektedir.]


"YENÝ OSMANLI" TERÝMÝ YENÝ MÝ?
Yeni Osmanlý/Neo Osmanlý yeni bir terim veya görüþ deðildir. Yeni Osmanlý, Genç Osmanlý, Jön Türk, gibi terimler Osmanlý Ýmparatorluðunda anayasal ve demokratik açýlýmlarý savunan aydýnlara verilen genel bir isimler dizinidir. Osmanlý aydýnlarýnýn benzer isimlerde çeþitli masonik dernekler kurduklarý, ya da, doðrudan bu derneklere üye olduklarý bilinmektedir. Bugün olduðu gibi o devirde de þaþkýn "Polyanna aydýnlar", bilerek ya da bilmeden, çeþitli demokratik açýlýmlara ön ayak olup sonunda Osmanlý devletini Sèvres Antlaþmasýna mahkum ettirecek bir yýkým sürecine katkýda bulunmuþlardýr

O devirdeki Yeni Osmanlýlarý yurt içinde sadrazam (baþbakan) Mithat Paþa, yurt dýþýnda ise Mýsýrlý Mustafa Fazýl Paþa besliyor ve destekliyordu. Mýsýr Valisi Kavalalý Mehmet Ali Paþanýn torunu ve etkin bir Mason olan Mustafa Fazýl Paþa 3 milyon altýn tutarýnda bir mirasa konmuþ, Fransa'da sefahat hayatý yaþýyordu. Kuþkusuz, Nobel ödülü getirisinden çok yüksek ve Mýsýr'ý soyarak elde edilmiþ böyle bir servetin Devleti Ali'nin çýkarlarý için sarf edilmesi düþünülemezdi.

OSMANLI SAPLANTISI
T.C. Merkez Bankasý Genel Müdürlüðünün eski baþkent Ýstanbul'a nakli; Dolmabahçe Sarayýnda Baþbakanlýk için bir "ofis" tahsis edilmesi; devlet eliyle etnik dilde öðretim-eðitim ve TV kanallarý açýlmasý; ülkede otuzu aþkýn etnik grup olduðunun en üst makamlarca sürekli dillendirilmesi; alt kimlik, üst kimlik, mozaik söylemleri; Ekim 2009 itibarile isteyenlerin nüfus cüzdanlarýna Kürt alfabesiyle isimlerin yazýlmaya baþlanmasý, sýnýr bölgelerindeki mayýnlarý temizlenmesi ve sýnýrlarýn kaldýrýlmasý; askeri ve sivil yetkelerce Osmanlý dönemine bol bol övgü dolu göndermeler; Osmanlýya özlemi dile getiren çeþitli etkinlik, sergi, televizyon programlarý düzenlenmesi; istinaf (bölge) ve seyyar (!) mahkemelerin kurulmasý; Osmanlý'nýn örnek alýnmasý gerektiðini ima ve iddia etmek; Türkiye Cumhuriyeti'nin yazgýsýný Osmanlý'ya eklemlemek gibi giriþim, söylem, misyon ve vizyonlar ile bu postmodern paradigmanýn çerçevesi çizilmektedir.

Baþbakanýn 17 Eylül 2009 günü Dolmabahçe Sarayýndaki ofisinde medyaya verdiði iftar yemeðinde “Bizim þu anda üniter yapýmýzý çok güçlü kýlmamýz lazým. Eðer üniter yapýmýzda bir zafiyet baþlarsa o cesur adýmlarý atmanýz da mümkün olmaz. Þu anda bir defa üniter yapýmýz üzerinde çizik atmak isteyenler var. Buna bir defa fýrsat vermememiz gerekir. Burada ayaklarý yere saðlam basmamýz lazým. Ama þimdi þöyle bir Osmanlý’ya baktýðýmýz zaman, Osmanlý bu noktada çok rahattý. Çünkü ayaklarý yere zaten saðlam basmýþtý. Ondan sonra pergelin bir ucu her tarafa rahatlýkla dönebiliyordu. Bu noktadaydý. Þimdi bizim Türkiye Cumhuriyetimizi o noktaya getirmemiz lazým.” dediðini anýmsayalým. (Kaynak: 19.9.2009 Milliyet gazetesi).
  
Bir kahve sohbetini andýran bu sözlerle Osmanlý'nýn güçlü dönemleri kastedilmiþ bile olsa bir þey fark etmez. Fetih ve yaðmayla kurulmuþ teokratik bir imparatorlukla baðýmsýzlýk savaþý vererek kurulmuþ laik bir cumhuriyeti, bir ulus devleti karþýlaþtýrmak tutarlý bir yaklaþým deðildir. Gerçekten de Osmanlý yere o kadar saðlam basýyordu ki dört Türkiye geniþliðinde toprak kaybettiði halde bana mýsýn demedi, istifini bozmadý, hiç bozuntuya vermedi. Yenildi, ama ezilmedi. Demokratik açýlým (meþrutiyet) ve bir koyup iki alacaðýz mantýðýyla ülkeyi I. Dünya Savaþýna sürükleyen Ýttihat ve Terakki Partisinin beyin takýmý Baþbakan Talat Paþa, Milli Savunma Bakaný Enver Paþa ve Donanma Bakaný Cemal Paþa 2 Kasým 1918de Alman denizaltýlarýyla yurt dýþýna kaçtýlar. 1923 yýlýnda ise Osmanlý hanedaný bir Ýngiliz savaþ gemisiyle bu topraklarý terk etti.

Ýþte açýlým diye ben buna derim. Koskoca Osmanlý Ýmparatorluðunun Baþbakan ve Bakanlarý Alman denizaltýlarýyla ve anlý þanlý Osmanlý Hanedaný da Ýngiliz zýrhlýsýyla denizlere açýlýp ülkeyi terk ediyorlar. Arkalarýnda maðlup, periþan, baþtan baþa yanmýþ, yýkýlmýþ, mahvolmuþ bir ülke býrakmýþlardý. Ülkesinin baþtan baþa mahvolmasýna yol açan ve aðýr bir yenilgiye uðrayan Hitler bile bunlar gibi kaçýp yabancý bir ülkeye sýðýnmadý; savaþtan yenik çýkan Japon devlet adamlarý ise harakiri yaptýlar. Yoksa onur ve erdem konusunda Osmanlý'yý mý örnek alsalardý? Osmanlýyý örnek almaya çalýþan, hala Ýslamiyet ve Osmanlý'nýn çaða damgasýný vuracaðýný savunan bilge ve akil adamlarýn dikkatine bir kere daha sunulur.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çaðdaþ Gagavuz Þiiri
Mevlana'nýn Tesettür ve Kadýnlarýn Örtünmesine Bakýþý
Yahudi, Hristiyan ve Ýslam Teolojisinde Þeytan ve Þeytanlar (1. Ci Bölüm)
Ýslamlýktaki Cinselliðin Psikopatolojisi (2. Bölüm)
Yahudilik, Hristiyanlýk ve Müslümanlýkta Kutsal Savaþ ve Ganimetler
Yahudi - Hristiyan ve Ýslam Teolojisinde Cincilik ve Cinlere Ýnanýþ
Omega Melancholia (Omo) Sendromu
Ýslamlýktaki Cinselliðin Psikopatolojisi (1. Bölüm)
Yahudi Soykýrýmý Gerçek mi, Abartý mý? (3. Bölüm)
Yeni (!) Anayasayý Kimler Ýstiyor?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Elsa'nýn Gözleri [Þiir]
Albatros [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan - II [Þiir]
Yeryüzü Rüzgarlarý [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan [Þiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Þiir]
Malta Þahinlerine [Þiir]
Uçan Ayakkabý [Þiir]
Havanýn Ölümü [Þiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Þiir]


Hulki Can kimdir?

Baþlýca yapýtlarý: Eski Kule Müziði (þiir) Geometrik Aydýnlýk (þiir) Havanýn Fen Noktasý (þiir) Tartaros Paradigmasý (eleþtiri) Teslis Sendromu (eleþtiri) Nano Kutsallýk (eleþtiri) Sevgili Kutlu Yaþam (öykü) Kuþku Bilinci ve Eleþtiri (eleþtiri)

Etkilendiði Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hulki Can, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.