Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
"-Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi kurtaracağız! " Bu sözler;1919 senesinde Bandırma Vapuru ile Samsun-a doğru yol alan Mustafa Kemal Atatürk'ün yürek sesi değil miydi? Ya şimdi? Güzel yurdumun tüm kaleleri fethedildi mi? Bir zamanlar da Osmanlı Sultanı ve Osmanlı Paşası bir Lejyon Dö Nör Nışanı uğruna Girit Adamızı vermedi mi? Belki tarih sayfalarına bakmakla uyanırız gaflet uykumuzdan. Tekerrür ediyor sanki tarihimizdeki o kareler: "Sultan Abdülaziz, Paris’te açılan 1866-1867 sergisi münasebetiyle yaptığı seyahatte Keçeci-zade Fuat Paşa’yı refakatine almıştı.Bu seyahat sırasında Compte de Montauban de Palitan Üçüncü Napolyon’un başvekili idi.Üzerinde seraskerlik vazifesi de vardı. Üçüncü Napolyon Süveyş Kanalı’nı açtırmak, Girit’i Yunanistan’a vermek istiyordu.Sultan Aziz’le Ali ve Fuat Paşalar ise Fransa Kralının hassaten ikinci arzusunun tahakkuk ettirilmemesi taraftarı idi. Compte de Montauban de Palitan ile Fuat Paşa arasında mühim siyasi görüşmeler oldu.Nihayet bu konuşmalar sırasında bir gün Compte de Montauban Keçeci-zade’ye; -Neye beyhude ısrar ediyorsunuz? Hangi kuvvetinize güveniyorsunuz? Osmanlı Hükümetinin ne derece zaafa düştüğünü görmüyor musunuz? Dedi. Fuat Paşa derhal mukabele etti: -Hayır Kont! Hayır!.... Türkiye hiçbir zaafa düşmemiştir.Bütün kuvvetini muhafaza ediyor ve edecektir.Türkiye en kuvvetli, en dayanıklı devletlerden biridir.Üç yüz senedir siz dışarıdan, biz de içeriden yıkmaya çalıştığımız halde bir türlü yerinden sarsamadık!... Fransız başvekili ister istemez kahkahayı salıverdi.Koca bir Girit meselesi bir nükte ile halledilmiş bulundu. Fransız başvekil bir kahkaha ile Grit Adasını satın alabileceğini anlamış ve sormuş: -Giriti kaça verirsiniz peki? Fuat Paşa bu soruya hiç düşünmeden şu yanıtı vermiş. -ALDIĞIMIZ FİYATA! " Nasıl alındığı onlar için önemli mi? Alınmış işte...Kan akmış, canlar feda edilmiş, bir karış toprak binlerce cana feda olsun, diye mi? Ya şimdi? Eğitim ve Öğretim Kalelerimiz... Adalet ve Emniyet Kalelerimiz... Sağlık ve Sosyal Kalelerimiz kimlerin elinde? Söyler misiniz, bu nasıl bir fetih? Halkın yüreği kanıyor, şehit cenazelerinde:((( "Yaşarken ölmekten beter" olan, özgürlükleri kısıtlanmış demokrasinin koruyucuları, neden hala Silivri-de çürümekte? Ben kendi kendime böylesi söyleştiğimde, bu soruların yanıtlarını alamıyorum. İçim acıyor, yüreğime milyonlarca oklar batıyor sanki, sancılar giriyorken nasıl uyuyabilirim? Günlerce yazarlar yazıyor, halk isyan edip duygularını paylaşıyor; peki bu paylaşımlar, bu gerçekler, bize ne veriyor, bizden ne götürüyor? Anladım ki, kimimiz uyuyor, kimilerimiz de gözleri uyku tutmuyor. Gerçekler acıtacak diye, acıyla yüzleşmek bazılarımızın da o tatlı uykusundan uyanmak işlerine gelmiyor. Benim de anladığım buydu. O halde, bu hikayenin finalini; Amerika ve İsrail ninnilerini dinleyerek, BOP kalelerinin inşaasını düşlerimizde görelim... Hani analarımızın bizi ayağında sallarken, bir türküsü vardı; Dandini dandini dastana Danalar girmiş bostana Kov bostancı sen onu Yemesin bizim kavunu Uyu yavrum uyu Büyü yavrum büyü Dandini dandini dananmış Mevlam neler yaratmış Anası oğlunu beklerken Gül benzini sarartmış Uyu yavrum uyu Büyü yavrum büyü Karanfil oylum oylum Uyur mu benim oğlum Eğer oğlum uyursa Şen olur benim gönlüm Uyu yavrum uyu Büyü yavrum büyü Yavrum gözün tavanda Çift öküzler tavanda Yavrum baban yabanda Uyu yavrum uyu Büyü yavrum büyü *** Biz bu ninnileri dinledik ama büyüyemedik, maaşallah bizlere! Sevgi ve ışıkla Emine PİŞİREN/Edremit-Akçay 15.06.2010
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |