..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye > Ömer Faruk Hüsmüllü




25 Ağustos 2010
Hayırsızdan "Hayır" Çıkmaz  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Günümüz Türkiyesinde, bu gün de referandumda “Hayır” denilecek mi, denilmeyecek mi tartışması yaşanıyor. -Bir yanda “Hayırcılar”, -Diğer yanda “Hayıra Hayır” diyenler var. Kılıçlar çekilmiş, söylenmesi gerekenler söylenmiş ya da söylenecek… Kıyasıya bir mücadele. Her şey unutulmuş, referandumla yatılıp referandumla kalkılır olmuş. Gariban vatandaş, sonuç ne çıkacak diye düşünmekten açlığını bile unutmuş. İşsiz vatandaş, iş aramayı referandum sonrasına bırakmış,


:AHJC:

Gerektiğinde “Hayır” demeyen/diyemeyen insan ve toplumların başlarına neler geldiğine dair sayısız örnek vardır.
Mesela:
-Bir arkadaşınız yasa dışı bir iş yapıyor ve sizden de yardım istiyor. “Hayır” diyemediyseniz siz de suça ortak oldunuz demektir.
-Genç kız sevdiği adamın bazı isteklerine “hayır” diyemiyor, sonra ömrü boyunca pişmanlık yaşıyor.
-Eşinizin, çocuğunuzun çok pahalı bir isteğine “hayır” diyemediğiniz için gırtlağa kadar borca giriyorsunuz ve ömrünüz bu borcu ödemekle geçiyor.

Kendi toplumumuzda da bazı örneklere bakalım:
-Batı Osmanlı’dan onlardan borç almasını istiyor. “Hayır” diyemiyor, alıyor ve yıllar sonra bir aldığı borç on, hatta yüz oluyor. Bırakın anaparayı ödemeyi faizi ödeyemiyor Osmanlı.
-Aynı Batı borca karşı devletin gelirlerine el koymak istiyor, Osmanlı gene “hayır” diyemiyor.
-Aynı batı Osmanlı İmparatorluğu içindeki etnik topluluklara bağımsızlık istiyor, Osmanlı “hayır” diyemediği için ayrı ayrı devletçikler şeklinde etnik topluluklar bağımsızlık ilan etmeye başlıyor.
-Yetmiyor, aynı Batı bu sefer Sevr ile Anadolu’yu paylaşmak istiyor, Osmanlı gene “hayır” diyemiyor ve Anadolu işgal ediliyor.

Ancak tam bu noktada 1919 yılında Samsun’dan yükselen bir “HAYIR” bütün Anadolu’da yankılanıyor ve Türkün Kurtuluş destanı yazılıyor.
**
Günümüz Türkiyesinde, bu gün de referandumda “Hayır” denilecek mi, denilmeyecek mi tartışması yaşanıyor.
-Bir yanda “Hayırcılar”,
-Diğer yanda “Hayıra Hayır” diyenler var.
Kılıçlar çekilmiş, söylenmesi gerekenler söylenmiş ya da söylenecek…
Kıyasıya bir mücadele.
Her şey unutulmuş, referandumla yatılıp referandumla kalkılır olmuş.
Gariban vatandaş, sonuç ne çıkacak diye düşünmekten açlığını bile unutmuş.
İşsiz vatandaş, iş aramayı referandum sonrasına bırakmış,
**
13 Eylül 2010’da başka bir Türkiyeye uyanmaya hazır olun!
-Referandum sonucu ne olursa olsun daha fazla ayrışmış, şiddet olayları çoğalmış, bölünme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir Türkiye göreceğiz.
Çünkü:
-“Hayır’a hayır” diyenler kazanırsa, bazıları kendilerini dev aynasında görmeye başlayacak; muhaliflere baskılarını artıracak, Türkiye ile ilgili her türlü tasarrufta bulunma hakkına sahip olduklarını düşüneceklerdir.
-“Hayırcılar” kazanırsa gene bazıları, zannetmeyin ki pılısını pırtısını toplayıp gitme hazırlığına başlayacaklardır. Aksine direneceklerdir. Zira makamlar bırakılınca hesap sorma ile karşı karşıya kalacaklarını biliyorlar. Bu hesabı millete verme cesaretini göstereceklerini sanmak ise safdillik olacaktır.
Yani, her iki ihtimalde de bizi zor, çok zor günler beklemektedir.
**
Son söz: Türkiyemde “hayırlı” insanların çoğunlukta olmasını temenni ediyorum. Biliyorum ki “hayırsızdan hayır” çıkmaz…

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Umut Biterse...
Gönderen: Mustafa Şakarcan / , Türkiye
26 Ağustos 2010
Halkoylamasının ayrışma sürecine eklenti yaptığı düşüncesine katılıyorum. Fakat sonuç bir de ''Hayır'' lı çıkarsa ülkemiz için güneşin doğuşu başlıyor demektir. Gerçek demokrasi, özgürlük, eşitlik özlemimizi giderecek tünele giriyoruz demektir. Zor günlerden geçiyoruz, ama bu ülke çok daha zor günler görmüştü. Selam teşekkür ve saygılarımla

:: Bunlar iyi günlerimiz !
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
26 Ağustos 2010
Sn hocam, akıl ve mantığımı kullanayım, olaylara nesel bir açıdan bakayım diyorum. Olmuyor. Duygusallık ve karamsarlık ağır basıyor. Bir kabustan bir başka kabusa yuvarlanıyoruz. Belirttiğiniz gibi 12 Eylül 2010 kırılma noktasının başlangıcı olacak ve taraflar uzlaşmaz bir biçimde iyice ayrışacaklardır: “Referandum sonucu ne olursa olsun daha fazla ayrışmış, şiddet olayları çoğalmış, bölünme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir Türkiye göreceğiz.” Ameliyat masasında organları didik didik edilmiş bir hasta yerinden kalkıp dövüşebilir mi? İşte ülke bu durumdadır. Osmanlı'nın küllerinden doğan Türkiye işgalcileri şaşırtmış, şoke olmuşlar, bütün planları, projeleri bozulmuştu. Şimdi işi çok sıkı tutuyorlar ve ülkenin en hassas sinir noktalarıyla oynayarak “kısmi felç”in sürmesini sağlıyorlar. Teşekkür ve esenlik.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Atatürk’ün Gençler ve Gençlik Hakkındaki Sözleri
Muhalefet İktidar Olmak İstemiyor!..
Kitapsız Türkiye
Korkuyorum,korkuyorsunuz,korkuyorlar - 3
Gençler,sizden Özür Diliyorum...
Dershaneme Dokunma!
Kapitalizm Malı Götürüyor

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Atatürk’ün Ordu - Savaş ve Barış Hakkındaki Sözleri
Türk Devletleri Ne Zaman Kuruldu ve Ne Zaman Yıkıldı?
İnsanoğlu Dur ve Dinle!
Kitapsız Bir Din Doğdu,haberiniz Var mı?
Kızılderili Soykırımı / American Natives Genocide
Bayrağın Türklerde Önemi
Kitapları Yakın, Kütüphaneleri Yıkın!
Facebook’a Bir Önerim Var
Mağaranın Kamburu Romanından Seçmeler…
Eleştirinin Eleştirisi - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.