..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Şevket Başıbüyük




13 Ekim 2010
Dilin Keskinliği  
Şevket Başıbüyük
Bazen, benim bile duymak istemediğim sözcükler dökülür dudaklarımdan. Siz buna ‘dilin keskinliği’ diyebilirsiniz ama asla art niyet taşımam, kin hiç gütmem; ne varsa dilimin ucundadır benim. Dilin keskinliği, bir anlık öfkenin zehriyle bütünleşince şalterlerim atar, özene bezene yaptığım gönül saraylarına bir tane kor, yerle tuzla-buz ederim.


:AIBF:
Siz kendinize hiç öz eleştiri yaptınız mı?

Şu an ben, o ruh halini yaşıyorum…

Bir dostun söylediği gibi; ‘ben bir çocuk gibiyim.’

Kumsalda saatlerce ev yapan sonra güneş başına geçtikten sonra dönüp yaptığı eve bir tekme koyup yıkan bir çocuk gibi…

Evet, yıkan bir çocuk…

Oysa ‘yıkıcı’ değil, ‘yapıcı bir çocuk olmayı’ ne kadar isterdim/bir bilseniz ne kadar isterdim…

Hayatım boyunca bu hep böyle süregeldi. Saatlerce, günlerce, haftalarca hatta yıllarca yaptığım gönül sarayları -başıma güneş geçince- dönüp bir koyarak yerle tuz-buz ettim/yıktım.

Yıktım anlatabiliyor muyum?

Ve şimdi yalnızım!…

Benim ardımdan ağlayacak hiç kimsem yok…

Bu güne kadar; ‘cicili-bicili; canım’ dediklerim arkadaşlardan eser yok, yapayalnız başınayım.

Hata -inanamayacak belki de çok şaşıracaksınız ama- ben insanları artık eskisi gibi sevemiyorum.

Zira bu güne kadar ‘bir duvarın tuğlaları gibi’ bildiklerim arkadaşlarımla hiç de aynı duvarın tuğlaları olmadığını gördüm.

Bu güne kadar -hadiste de ifade edildiği- gibi “bir vücudun azaları gibi” olmayı düşündüğüm arkadaşlarla aynı sancıyı duymadığımı hissettim ve bundan böyle kendi acımı yalnız kendimle paylaşmaya karar verdim.

“Kötü bir karar” olabilir bu, ancak kararımı vermişim bir kerre…

Kırk üç yıllık ömrün -istinasız- otuz yılını beraber geçirdiğim arkadaşlarımın hiç birini görmek istemiyorum şimdi. Zira -bu yaştan sonra- anladım ki; düşenin dostu olmuyor…

Anladım ki; ringte ayakta durabilenler ancak alkış alabiliyor.

Yenilen boksöre alkış yok…

Ben ki hayat ringinde yenilmiş bir boksörüm.

Bir zamanlar “anca beraber-kanca beraber” deyip yola çıktığımız arkadaşlarım, ne zaman ki hayat sahnesinden yumruk yediğimi gördüler; bir yumruk da onlar salladı.

Evet, hayat ringinde yenilmiş bir boksörüm…

Ancak merhum Akif’in deyimiyle: “Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?”

Kesinlikle hiç kimseye uysal koyun olamadım ve olmayacağım da…

Ancak -itiraf ediyorum- dilim keskin…

Bazen, benim bile duymak istemediğim sözcükler dökülür dudaklarımdan. Siz buna ‘dilin keskinliği’ diyebilirsiniz ama asla art niyet taşımam, kin hiç gütmem; ne varsa dilimin ucundadır benim. Dilin keskinliği, bir anlık öfkenin zehriyle bütünleşince şalterlerim atar, özene bezene yaptığım gönül saraylarına bir tane kor, yerle tuzla-buz ederim.

Böyle biri olmak istemezdim ama böyleyim işte…

Belki de beslendiğim kaynaklardan benden böyle bir kişilik oluştu.

Amenna; “zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.” ama kabul etmek gerekir ki, ben biraz agresifim…

Ömrünü kitap okuyarak -biraz da yazarak- geçiren benim gibi birinin daha munis olması gerekirdi ama…

Ama dünyaya gelmeme vesile olan anne-baba, yaşadığım şartlar, beslendiğim kaynaklar…

İtiraf etmem gerekirse; ben, olması gereken yerden değilim. Hak ettiğimi hiçbir zaman alamadım bu güne kadar veya öyle inandım. Öyle inandığım içindir ki; boş dönen bir değirmen gibi kendi kendimi öğütüyorum…

Evet, kendi kendini öğüten bir değirmen gibiyim…

Hâsılı kelam; ‘ben bir çocuk gibiyim.’ Hayat kumsalında yaptığım gönül sarayları -güneş başıma geçince- acımadan, sivri dilimle bir tekme kor yıkarım…

Keşke yıkıcı değil yapıcı olabilseydim…






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kentlinin Otobüse Binme Kuralları
İnsanlar Keveşe Gibi…
Ez Dinalîm…
Sıra Dışı Bir Vali…

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
At Sineği
"Ötesiz İnsanlar"
"Ben Yoruldum Hayat"
Hayırsız Evlat
"Keno Ölmüş Duydunuz Mu?"
Oruç ve İbadetlerimiz
Adıyaman Gelişiyor
Bitkisel İlaç Satan Şarlatanlar…
Duy Beni!…
"Orduzu Gecesi"

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Cennet Gülleri [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Çocukluğum [Şiir]
Duvardaki Saat [Şiir]
Olma Geveze [Şiir]
Özgürlük [Şiir]
[Şiir]
Bizim Kadir de Ehliyeli Olunca… [Öykü]
Vay Sözüm Vay… [Öykü]


Şevket Başıbüyük kimdir?

Edebiyatın karın doyurmadığını bile bile aç kalma pahasına yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazım olan sıradışı bir yazar

Etkilendiği Yazarlar:
Roman, Hikaye, Şiir, Biyografi, Gezi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.